24 Haziran Pazar günü yapılacak olan ve neredeyse herkesin sonuçlarını heyecan içinde beklediği Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel seçimleri, ülkemizin geleceği için büyük bir önem taşıyor. İlk defa deneyecek olduğumuz bu sistem, koalisyonları bitirmeyi vaat ediyordu fakat ittifaklara zemin hazırlayarak partilerin güçlerini birleştirip seçime girmelerine neden oldu. Bu yönüyle yeni sistemin ilk kalemde başarı sağladığı söylenemez. Çünkü sistem her ne kadar güçlü iktidar vurgusuyla öne çıkarılsa da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu açıklaması güçlü iktidar için parlamento içinde koalisyonlara da ihtiyaç duyulabileceğini gösteriyor:
İttifakların içerisinde de koalisyonlar oluşmaz diye bir şey yok. Mesela Cumhur İttifakı’nda böyle bir şey oluşur mu göreceğiz. 300’ün altında kalırsa o zaman bir koalisyon arayışına gidilebilir o da ayrı konu.
Böyle bir atmosferde ortaya çıkan Millet İttifakı, içindeki her parti farklı bir aday çıkarmış olsa da, içlerinden birinin seçimlerin ikinci turuna kalması halinde, ittifak olarak o adayı destekleyecek. Dolayısıyla Millet İttifakı partileri, ikinci turda ortak adayları için seçmenlerinden oy isteyecek. Birçok anket şirketinin -ne kadar güvenebileceğimiz başka bir tartışma konusu olsa da- ikinci turu işaret ettiği şu günlerde bir kısım İYİ Parti seçmeninin kararsızlığı göze çarpıyor. Gazetemizde daha önce de ele alınan bu konuda, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna Erdoğan ve İnce’nin kalması halinde küçük bir grup olsa da bazı İYİ Partili seçmenlerin sandığa gitmeme gibi bir düşüncesi olduğu ortada.
Öncelikle bunun sebeplerini bulmaya çalışalım. Yeni kurulmuş bir parti olarak özellikle sağdaki partilere tepki gösteren seçmenlerin oylarına talip olan İYİ Parti’nin, sağın çeşitli renklerinden seçmenleri içinde barındırdığından CHP’nin adayı Sayın Muharrem İnce’ye temkinli yaklaşan grupları da ihtiva etmesi doğal bir durum. İşin realitesine girecek olursak, İYİ Parti içindeki muhafazakar seçmenin CHP’nin adayına oy verecek olması onlar için uzun yıllardan beri süregelen bir tabuyu yıkmaları demek. Bu da haliyle onlar için tereddütler oluşturuyor.
Bu tabuyu yıkmalarına yardımcı olmak yine İYİ Parti’ye düşüyor. Yaptığı mitinglerde Sayın İnce her ne kadar bütün milleti kucaklayıcı bir yapıda görünse de İYİ Parti’nin kendi seçmenini ikna etme konusunda göstereceği çaba, muhafazakâr seçmenin eğilimini belirleyecek. Öte yandan kendi çizgilerine daha yakın gördükleri Sayın Erdoğan’a oy vermelerine engel olmaya çalışması gerekecek. Bunun önüne geçmek için İYİ Parti, Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci tura kalması halinde seçmenlerine Millet İttifakı’nın kurulma nedenlerini vurgulayan bir kampanya yürütmelidir.
Öte yandan kararsız seçmenlerin kendi iç dünyalarında tartmaları gereken bazı faktörler var. Örneğin, bazı kararsız İYİ Parti seçmenlerinden duyduğum konu, CHP’ye oy vermenin kendileri için zor olacağı. Fakat, yeni sistemde Cumhurbaşkanına ve milletvekillerine farklı pusulalarda oy verdiğimizi unutmamamız gerek. Yeni sistemde her ne kadar partili Cumhurbaşkanı olsa da Sayın İnce sık sık parti rozetini çıkardığını ve tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağını belirtiyor. Ayrıca önümüzdeki seçimin amacı taraflar için çok farklı olduğundan, Sayın İnce’nin sadece kendi partisinin tabanının isteklerine değil toplumun tüm kesimlerinin isteklerine kulak vereceği de apaçık ortada. Zaten Sayın İnce’nin bu özelliği mitinglerinden veya TV kanallarındaki röportajlarından da görülüyor.
Dolayısıyla İYİ Parti seçmeninin ikinci turda bir kararsızlığa düşmesini çok mantıklı görmüyorum. Uzun yıllar önceki ve doğruluğu belli olmayan parti politikalarını öne sürerek bugünkü adayları yargılamak her şeyden önce bu seçimin kimyasıyla çelişiyor. Çünkü ittifaklara baktığımızda normalde koalisyon hükümetleri oluşturup oluşturmayacakları bile şüpheli olan partiler ortak bir amaç için bir araya gelmiş halde. Bu sebeple İYİ Parti seçmeninin büyük umutlar bağladığı ve çok sevdiği Sayın Akşener ikinci tura kalamazsa ve Sayın Muharrem İnce’ye destek isterse seçmen bu isteğe yüz çevirmeyecek ve partileriyle ters düşmeyecektir.
24 Haziran Pazar günkü seçimlerin ülkemiz adına en iyi sonuçla bitmesini ve ülkemizi ileriye götürecek bir hükümete kapı aralamasını ümit ederim.