Suriye, Libya, Dağlık Karabağ, Etiyopya ve Ukrayna… Son birkaç senede Türk insansız hava araçları farklı coğrafyalarda, keşif, gözetleme, taarruz gibi alanlarda faaliyet gösterdi. Pek çok kez savaşın seyrini değiştiren İHA (insansız hava aracı) ve SİHA’lara (silahlı insansız hava aracı) dış basının ilgisi de büyük oldu. Türkiye’de medya her konuyu abarttığı için, bu teknolojinin önemini kavrayamıyormuşuz gibi geliyor. Peki İHA/SİHA teknolojisi nedir ve gerçekten bu kadar önemli mi, bunu anlatmaya çalışacağım. Öncesinde Türkiye’nin bu konuma nasıl geldiğine değinelim.
Türkiye bu teknolojiyi bir günde üretmedi
Türkiye, terörün en yoğun yaşandığı 1990’lı yıllarda, İHA teknolojisinin önemini anlamış ender ülkelerden birisi. Düzensiz arazilerde, insan hayatını riske atmadan hedef belirleyebilme yeteneği, şüphesiz terörle mücadelede çok önemliydi. Nitekim çalışmalar 1990’ların başında başladı. Ancak şimdiki anlamıyla yerli imkanların seferber edilmesi 2010’lu yılların başına dayanıyor. Türkiye’nin 2008 ve 2009 yıllarında “NATO” müttefiki ABD’den SİHA talebi olmuştu. ABD, Türkiye’nin talebini elinden geldiğince erteledi ve en sonunda Türkiye’ye, talep edilen “Predatör” ve “Reaper” SİHA’larının operasyonel kabiliyetlerini kısıtlayan ek şartnameler imzalatmak istedi. Benzer şekilde dönemin bir diğer SİHA üreticisi İsrail’den “Heron” tipi SİHA’lar satın alınmak istenmişti. İsrail ile de benzer bir süreç yaşandı. Teslimatı geciken Heronlar sürekli arıza çıkarıyor ve onarım amacıyla sürekli İsrail’e gönderiliyordu. Ayrıca SİHA’ların operatörlüğünü İsrail üstlendiği için, stratejik öneme sahip görüntüler İsrail ile paylaşılıyordu.
Heron olaylarına ek olarak Mavi Marmara Krizi’nin patlak verdiği o dönemlerden sonra Türkiye, İHA/SİHA teknolojisine yerli bir ivme kazandırdı. O dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık tekrarladığı bir söz vardı: “Kötü komşu ev sahibi yaptı” diye. Gerçekten de öyle oldu. Yıllardır geliştirilen, 2014’te ilk kez uçan, 2015’te silahlandırılan Bayraktar TB2 tipi SİHA’lar, 18 bin fit irtifada 6-8 saat uçabilen Heronlara karşılık çok daha üstün özelliklere sahiptiler. Edirne’de yapılan bir test uçuşunda 27 bin fit irtifada 24 saat 34 dakika havada kalarak dünya havacılık tarihinde eşine az rastlanır bir başarıya imza atan TB2, 2019 Temmuz’unda, ağır çöl şartlarıyla bilinen Kuveyt’te gerçekleştirilen bir demo uçuşunda tam 27 saat 3 dakika havada kalarak bu rekoru da tazelemişti.
Yıllar içerisinde yerlilik seviyesi artan TB2 tipi SİHA’lar şu an yüzde 93 gibi inanılmaz yüksek bir yerlilik oranıyla üretiliyor. Üstelik TB2’ye ek olarak Baykar Savunma ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından İHA/SİHA’lar halen geliştirilmekte. Bu noktada ABD ve İsrail ile yaşanan gerilim, bana göre Türkiye için çok büyük bir fırsat oldu. Türkiye, müttefiklerinden ithal edemediği teknolojiyi kendisi geliştirdi ve şu an neredeyse dışa bağımlı olmadan TSK envanterine insansız hava aracı sağlıyor.
Türk SİHA’ları Rus Pantsirlerini karınca olarak görüyor
2011’de başlayıp hız kazanan Libya İç Savaşı’nda Türkiye, darbeci Hafter güçlerine karşı ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) desteklemişti. UMH’nin Libya’da tekrardan kontrolü sağlaması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz emelleri için çok değerliydi. Bu bağlamda Türkiye, Libya’ya askeri destek verme kararı almış, akabinde Libya, savunma iş birliği anlaşmaları kapsamında Türkiye’den İHA/SİHA satın almıştı.
Türkiye’nin desteklediği UMH, Hafter’i destekleyen oldukça kalabalık bir orduya karşı savaşıyordu. Rus hava savunma sistemi Pantsirlerin konuşlandırıldığı bölgede Suudi Arabistan, BAE ve Mısır ordusu fiili varlık gösterirken BAE ve Mısır, Hafter adına hava operasyonu dahi düzenliyordu. Buna rağmen Türk SİHA’larını kullanan UMH ordusu tam 11 saldırıyı başarıyla geri püskürttü. Öyle ki, sadece 12 saatte 6 adet Rus Pantsiri imha edildi. Üstelik bu hava savunma sistemlerinden bir kısmı aktifti. Sadece bu saldırı sonrasında dış basın, konvansiyonel hava savunma sistemlerinin SİHA’lar karşısında ne kadar yetersiz olduğunu manşetlere taşıdı. Düşünün ki senelerdir bir sorun yaşamadan Pantsir sistemini kullanan Rusya, Pantsirleri modernize etme ihtiyacı duydu. Libya’da çaresiz kalan Moskova hükumeti, aynı çaresizliği ilerleyen yıllarda Suriye ve Kafkasya’da da yaşadı ki birazdan onları da anlatacağım.
Libya’da Türk SİHA’ları savaş tarihinde bir ilke de imza attı. BM’nin raporuna göre, UMH’nin kontrolündeki yapay zekaya sahip Kargu-2 otonom SİHA’lar, Hafter’in bir milisini vurdu. Bu savaş tarihindeki ilk başaralı yapay zekâ drone saldırısıydı. Neticesinde Libya’da savaş durma noktasına geldi ve şüphesiz SİHA’lar elde edilen sonuçta çok büyük bir paya sahipti.
Savaş literatürüne giren saldırı: Kitle İHA/SİHA saldırısı
İHA/SİHA teknolojisi ilk geliştirilmeye başlandığında birincil hedef terörle mücadele ve sınır güvenliğini sağlamaktı. Bu amaçla yıllardır TSK’ya hizmet veren İHA/SİHA’lar ilk kez Bahar Kalkanı Harekatıyla Suriye’deki hedeflere yönelik kitle İHA/SİHA saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırı daha önce eşi görülmediği için savunma literatürüne de girmiş oldu. Kitle İHA/SİHA saldırısını açıklamadan önce olaylar nasıl bu noktaya geldi bunu anlatacağım.
Türkiye’nin İdlib’e ilerlemesinin ardından 27 Şubat 2020’de, Rusya’nın desteklediği Suriye Silahlı Kuvvetleri, Türkiye’ye yönelik hava operasyonu düzenlemiş ve bir gecede 34 askerimiz şehit olmuştu. Bu rakam Suriye İç Savaş’ı boyunca Türkiye’nin verdiği en büyük kayıptı. Bunun üzerine Türkiye, Bahar Kalkanı Harekatı’nı başlattığını ve tüm Suriye askeri mensuplarını meşru hedef olarak gördüğünü açıklamıştı. Ancak TSK’nın önünde, Libya’da olduğu gibi, Rusya engeli vardı. Nitekim rejim güçleri, Rus yapımı Pantsirlerin aracılığıyla hava sahasını kapatacağını ve tüm hedeflerin hava savunma sistemleri tarafından vurulacağını açıklamıştı. Bunun üzerine TSK, sürü İHA/SİHA saldırısı gerçekleştirmeyi planladı.
“kitle İHA/SİHA saldırısı” insansız hava araçlarının sürü halinde kullanılması taktiğine dayanıyordu, ayrıca hava sahasının kapalı olduğu bir bölgede gerçekleşmesi nedeniyle de daha önce yapılmamış bir saldırıydı. Bu sayede Türk ordusu, toplu halde havalanan İHA/SİHA’ların işaretlediği hedefleri, hava sahasının dışında uçan savaş uçaklarıyla imha etti. Hedefler arasında yine Rus yapımı Pantsir hava savunma sistemleri de vardı. Saldırı sonrası İdlib’deki tahribatı anlatan Rus gazeteci Poddubnyy, Türklerin paraya acımadığını ve tek başına hareket eden motosikletli rejim birliklerini dahi hedef olarak gördüğünü aktardı. Yine Poddubnyy’a göre bu hedefler çok yüksek hassasiyetle vuruluyordu. Bu saldırı aynı zamanda Türk İHA/SİHA sistemlerinin tüm dünyaya bir reklamı niteliğindeydi.
Kafkasya ve Dağlık Karabağ semalarında Türk SİHA’ları
2020’nin sonunda patlak veren 2. Dağlık Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan ordusu, Türk insansız hava araçlarını yoğun bir şekilde kullanmıştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bir röportajında “değeri 1 milyar doların üzerinde olan Ermeni mühimmatını imha ettiklerini” belirtmiş, ellerindeki İHA/SİHA sayısı sorulduğunda ise “yeterince” demişti.
Bu savaşta SİHA’lar, Rus yapımı S-300 hava savunma sistemlerinin konuşlandırıldığı bir bölgede görev yapmış ve buna rağmen çok ufak bir zayiatla yüzlerce hedefi işaretlemiş ve imha etmişti. Nitekim Rusya, SİHA’ların faaliyetlerini yine tedirginlikle seyretti. Engebeli ve düzensiz arazi koşullarına rağmen operasyonlarını başarıyla yürüten İHA/SİHA’lara savaş sonrasında büyük bir talep de oluştu. İsrail’in hava savunma sisteminin mimarlarından olan Dr. Uzi Rubin dahi bu başarıyı “insansız sistemlerin öncülük ettiği hava gücünün kazandığı savaş” olarak nitelemişti.
Benzer şekilde Ukrayna, Donbass bölgesinde Rusya ile gerilim yaşadıktan sonra, Türkiye’den SİHA satın almış ve Rus destekli ayrılıkçılara ait hedefleri SİHA’lar yardımıyla imha etmişti. Siyaset bilimci Francis Fukuyama ise “Ukrayna’nın Türk insansız hava araçlarını kullanması oyunun kurallarını tamamen değiştirebilir, bu yüzden Moskova bu konuyla bu kadar meşgul görünüyor” tweet’ini atmıştı. Bu görüşü doğrular nitelikteki bir diğer açıklama da Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov’dan geldi. Peskov, Ukrayna’ya SİHA satılmasının bölgeyi istikrarsızlaştıracağını ve Rusya’nın bu durumdan hoşnutsuzluğunu dile getirdi. Açıklamaların hemen ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Ukrayna Savunma Bakanı Reznikov, SİHA’ların “Türk” diye lanse edilmesinin yanlış olduğunu, Ukrayna’nın satın alımından sonra SİHA’ların Ukrayna envanterine geçtiğini vurguladı. Açıklamalar şimdiye kadar Türk – Rus gerginliğini azaltmış gözüküyor. Yine de büyük tabloya bakılırsa son yıllarda Rusya, 4 ayrı coğrafyada Türk insansız hava araçları ile karşılaştı ve Rus ekipmanının SİHA’lar karşısındaki yetersizliği defalarca basına yansıdı. Forbes’te yayınlanan bir makaleye göre, Rus ordusu bu sebeple düzenli olarak drone eğitimi almaya bile başladı. O yüzden bu sorun uzun süre Türk – Rus ilişkilerini meşgul edecek gibi gözüküyor.
Ülkelerin SİHA Hoşnutsuzluğu
Orta doğu gibi bir coğrafyada istikrar çok az ülkenin işine gelir. Bu bağlamda Türkiye’nin İHA/SİHA konusunda yakaladığı ivme, Rusya haricinde başta ABD olmak üzere Ermenistan, Yunanistan, Fransa, Kanada, Suudi Arabistan gibi pek çok ülkeyi de rahatsız etti. ABD, ilk olarak Libya’da Türk SİHA’larının yapay zekâ saldırısı yapmasıyla Türkiye’ye yönelik bir ambargoyu tartışmaya başlamıştı. Bu tartışmalar, Etiyopya’ya Tigray güçleri ile mücadele edilmesi için hibe edilen bir SİHA üzerinden yeniden gündeme taşındı. Zira hibe edilen bu SİHA’nın Tigray teröristlerinin eline geçtiği iddia edilmişti.
Benzer şekilde, İkinci Karabağ Savaşı’nda Türk SİHA’larının kullanımını onaylamayan Kanada hükumeti, SİHA’lara Kanadalı bir şirketten temin edilen kamera sistemine ihracat engeli getirmişti. Peki sonuç ne oldu? Aynı sistem Aselsan tarafından üretilip kullanılmaya başlandı. İHA/SİHA’ların yerlilik düzeyi artarken tek ihracatı Türkiye’ye olan Kanadalı şirket iflas etti. Olayların ardından Selçuk Bayraktar, yerli alternatifin kullanılmasıyla üretimde herhangi bir aksaklık olmayacağını, ancak Kanada bir gün Türkiye’den İHA/SİHA talep ederse bunu değerlendireceklerini açıkladı.
Diğer bir taraftan Yunanistan ve Fransa da Avrupa Parlamentosu’nu Türkiye’ye ambargo uygulamaya zorluyor. Bu örnekleri vermemin sebebi, ambargonun aslında sanıldığı kadar trajik olmadığını ve yerli imkanların seferberliğine olanak sağladığını vurgulamaktı. Hali hazırda, motor dışında neredeyse bütün aksamları yerli imkanlarla üretilen SİHA’larda yerlilik oranı git gide artıyor ve bu gibi ambargolar başta projenin ilerleyişini aksatsa da sonucu oldukça olumlu etkiliyor.
SİHA’lara yoğun talep
İHA/SİHA sistemleri farklı arazi koşullarında, farklı hedeflere karşı başarasını kanıtlamıştı. Baykar Savunma’nın açıklamasına göre şu an SİHA ihraç edilen/edilecek ülke sayısı 13’e ulaşmış durumda. Katar, Libya, Ukrayna, Polonya, Türkmenistan, Kırgızistan, Fas, Azerbaycan bu ülkelerden. Bunun dışında SİHA tedarik edecek 5 ülkenin ismi halen açıklanmadı. Sırbistan ve Çad’ın bu ülkelerden olduğu tahmin ediliyor, sebebi ise Türk SİHA’larıyla yakından ilgileniyor olmaları.
Hali hazırda SİHA ihraç edilen ülkelere bakıldığında, Türki Cumhuriyetlerin İHA/SİHA sistemlerine olan ilgisi dikkat çekiyor. Diğer taraftan belki de listedeki en önemli ülke Polonya. Zira Polonya, Avrupa Birliği ve NATO üyesi olup Türk SİHA’larını kullanacak ilk ülke. Avrupa semalarında Türk SİHA’larının uçması da şüphesiz bölge ülkelerinin İHA/SİHA sistemlerine ilgisini arttıracaktır.
Başladığım yere dönecek olursam, zaman zaman İHA/SİHA sistemlerinin önemini azımsıyoruz. Ancak projenin başlama amacı olan terörle mücadele gayesi çoktan karşılanmış durumda. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına başarıyla stratejik destek sağlayan insansız hava sistemleri, Türkiye’nin bölgede güç kazanmasına aracılık ederken bölgedeki istikrarsızlığı da azaltıyor. TSK’nın İHA/SİHA ihtiyacının karşılanmasıyla ihracata ağırlık veren Baykar Savunma, katma değeri yüksek ürünlerin ihracatıyla da ülkeye ciddi bir ekonomik katkıda bulunuyor. Dünyada önemi ve etkisi yeni yeni anlaşılan insansız hava sistemlerinin, Türkiye’de uzun yıllardır geliştirilip kullanılması da bizler için geleceğe dair bir umut oluyor.
Kaynakça
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54917938
https://www.trthaber.com/haber/gundem/turk-sihalari-gundemden-dusmuyor-636659.html
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/turk-dunyasi-askeri-jeopolitiginde-siha-faktoru/2434467
https://www.savunmasanayist.com/bayraktar-tb2-siha-ihrac-edilen-ulke-sayisi-13e-ulasti/
https://www.amerikaninsesi.com/a/turkiyenin-yapay-zekali-sihalari-kaygi-yaratiyor/5921059.html