Hayat Pahalılığı ve Yaşamın Ucuzluğu

Bugün 2 Aralık 2022. Yakın zamanda sosyal medya yasası mecliste kabul edildi. 1 Eylül itibari ile doğalgaz, elektrik gibi temel ihtiyaçlara zam geldi ve ben, metroda Bilkent’e dönerken artık tükendiğimi hissediyorum.
Yakın zamanda hava soğuyacak ve Ankara’nın soğuğu insanı yamultur tabiri caizse. Bir mont almaya geldim. Palto, beni sıcak tutacak bir şey, bir kumaş parçası. Bu yani. Birkaç parça kalın bir kıyafet. Bir monta 1400 lira para ödedim. 1400 lira ve işin ilginç yanı daha ucuz olduğu bilinen Addax gibi mağazalarda bile fiyat 1000 lirayı bulmuş durumda. Allah aşkına, ne oluyor? Biri bu çılgınlığı durdursun!
Eskiden bu para dünyanın en büyük parası gibi gelirdi bana. Elimin altında bu para oldukça dünyayı yenebilirim gibi. Şimdi kendi korkularımı dahi yenemiyorum. Enflasyon ve yaşam pahalılığı, alım gücünün düşüklüğü artık alıştığımız ve hatta normalleştirdiğimiz tabirler fakat yine de bunun ne kadar anormal olduğunu hepimiz biliyoruz. Ne yapacağız? Ne olacak bu işin sonu? Ben artık dayanamıyorum. Gerçekten. Resmen hiçbir şeyden haberim olmasın diye kampüsten çıkmayacağım artık. Bütün alışveriş uygulamalarını silip ihtiyaçlarımın kendiliğinden geçmesini bekleyeceğim. Nasıl hayatta kalıyorsunuz? Gerçekten, nasıl yani? Ekonomik çöküş, omzunuzda kat ve kat yük olurken nasıl yürüyorsunuz? Ulan yaktığınız her sigaranın, aldığınız her suyun ardından gelen bir üzüntü yok mu sizde de? Bu fiyatlar artık karşılanabilir olmaktan çıkmadı mı sizce de?


Bir yemeğin 100 lira olması ne zaman normalleşti mesela? Ya da bir kıyafetin, bir tişörtün mesela, en az 150 lira olması? Eskiden ev kiraları bu kadar değil miydi? Hayat neden bu kadar pahalılaştı ve ne ara bu pahalılık en büyük gündemimiz olmaktan çıktı?


Öğrenci evlerinde nasıl yaşanıyor acaba? Sadece KYK ile geçinen arkadaşlar benim bir şekilde aldığım paltoyu nasıl alacaklar? Nasıl yani? Her sene daha da eskiyen geçen seneki montları onları ne kadar koruyacak? Ya da artık su geçirmez olmayan botları.

Hayat pahalılığı artık dayanılmaz durumda. Sosyal medya yasası gibi korkutucu yasalar da sözlerimizi kısıtlarken iyice köşeye sıkışmış hissediyoruz. Henüz nefes alacak yerimiz var ama alan her gün daha da daralıyor.
Hükümet, “Ekonominin sorumlusu benim ben!” diyen sayın Cumhurbaşkanı ya da artık bu ekonomi üzerinde etkisi olan kim varsa, bu bir yakarıştır. Lütfen, lütfen bir şeyler yapın artık.
Çünkü ne nefes alacak alanımız ne de gücümüz kaldı. Artık umut da edemiyoruz. Gün geçtikçe köşeye attığımız paranın sayısı artıyor ama istediğimiz şeyin ulaşılmazlığı da. Eriyen sadece Türk Lirasının değeri değil, gençliğimiz.
Ne olacak bilmiyorum. Normalde bu noktada yazılarımda bir umut veririm, insanları cesaretlendirecek birkaç söz ederim, geleceğin o kadar da karanlık olmadığını gösteren bir ışık yakarım.
Ama…
O gücü kendimde bulamıyorum. Şayet siz umutluysanız, lütfen, sırrınızı bana da söyleyin. Çünkü ben, bunun mümkün olduğundan artık emin değilim.

Kaynakça:

https://www.cumhuriyet.com.tr/video/turkiyenin-ekonomisinin-sorumlusu-benim-1317975

bloomberght.com/sosyal-medya-duzenlemesi-meclis-ten-gecti-2317143

https://www.internethaber.com/benzin-ve-motorine-indirim-yok-yine-zam-var-1-kasim-2022-itibariyle-litresi-71-kurus-zamlanacak-2276771h.htm

https://tr.euronews.com/2022/08/31/dogal-gaz-ve-elektrige-1-eylulden-itibaren-yeni-zam#:~:text=Boru%20Hatlar%C4%B1%20ile%20Petrol%20Ta%C5%9F%C4%B1ma,y%C3%BCzde%2085%20zam%20yap%C4%B1lm%C4%B1%C5%9F%20oldu.

Leave a Reply