Kupanın adı Kral Kupası, ne krallığı kalmış ne kupalığı! Dün geceki Deportivo Alaves-Barcelona maçı bunu bir kez daha kanıtladı. Barcelona üç yeni isim; defansta Bartra, kalede Pinto, orta sahanın ortasında Sergi Roberto haricinde bilindik as kadrosuyla sahaya çıktı çıkmasına ancak futbolcular hocam bizi niye oynattın tutumundaydı. Düşük mü düşük bir tempo, sıfır mücadele ! Barcelona “benim ölüm bile Alaves’i yener” havasında, Alaves ise “benim adım hıdır elimden gelen budur” vaziyetinde !

Maçla ilgili söylenecek çok bir şey yok Barcelona rahat kazandı 0-3. 2000-2001 sezonunda UEFA kupasında final oynayan Alaves takımı olsaydı belki durum farklı olabilirdi ancak, dünkü Alaves’in durumu içler acısıydı. Segunda B’ye kadar düşmüş takımdan da çok bir şey beklememek lazım. Burada asıl problem Kral kupasının iyice ayağa düşmüş olması. Çoğu büyük takımın çok da umrunda olmayan bir kupa haline gelmesi. Sanki Barcelona ve Real Madrid’den biri kupasız kalmasın, bir tane daha Barcelona-Real derbisi izleyelim diye konulmuş. Çok acımasız olmuyor mu diyebilirsiniz, hayır olmuyor,  evet çok sıkıcı maçlar izledim ancak Kral kupasındaki maçlar kadar beni sıkan maç olmadı. Ne zamandır biriktirmiş olduğum Kral kupası nefretim, dünkü maç ile son damlasını ulaşmış oldu.

Hepinize Kral Kupasız günler  diliyorum.

Leave a Reply