Tadı tuzu olmayan, lezzeti gerçekten çok kötü olan ama normalde çok sevdiğiniz bir yemeği yemek gibiydi Beşiktaş – Galatasaray maçı. Hedefsiz iki ezeli rakibin oynayacağı bir prestij derbisiydi. İlk yarıdaki durgun Beşiktaş’ın karşısındaki bir nebze istekli ve basan Galatasaray’ın hücumdaki üretemezliğine Arda’nın bile çare olamaması sarı kırmızılılar için son derece vahimdi. İkinci yarıda ise Beşiktaş Galatasaray’ın hücumdaki fakirliğini görünce kontrollü oyunun yerine saldırgan bir oyunu tercih etti. Maç öncesinde Ernst ve Necip’in yokluğunu orta sahada Beşiktaş için ciddi bir handikap olarak görsem de Aurelio’nun iyi futbolu ve Fernandes’in kalitesini ortaya koyuşundan mıdır yoksa Galatasaray’ın Ayhan ve Mustafa Sarplı orta sahasının kötülüğünden midir bilinmez Beşiktaş orta saha kontrolünü ikinci yarıda eline geçirmeyi başardı. Simao ve Quaresma’nın etkili oyunuyla da maçı kazanmayı bildi. Aurelio hem gol atarak hem de yerinde hamleleriyle top kaparak maçın kilit oyuncularından biri oldu. Beşiktaş’ın ilk golünün ardından sanki santrayı kendisi yapmışçasına erken 2. golü bulması da Galatasaray gibi bir takıma yakışmayacak bir goldü. Almeida’nın gelişinden beri yazın kuruyan dereler gibi performansı azalan Bobo’nun kaçırdığı ilk golün tek açıklaması motivasyon eksikliği. Elde kalan tek forvetin, üstelik sezon sonu sözleşme yenilemek için kendini göstermesi gerektiği halde yokları oynayan bu hali kupa finali öncesinde Beşiktaş için son derece sıkıntı verici. Çünkü Beşiktaş sonuca gitmek için sadece Quaresma ve Simao’nun bireysel üretkenliğine bağlı durumda. Çünkü ne yazıktır ki Guti Hernandez yani taraftarın Guti Reyiz’i kötü kere kötüydü maçta. Ne fizik olarak, ne de kafa olarak oyunun içinde olmayan Guti takımını adeta bir kişi eksik bırakıyor. Oyundan alınınca da direk soyunma odasına gitmesi ve maç bitimini beklemeden stadı terk etmesi hem de bunu Beşiktaş kaptanı olarak yapması beni son derece üzdü. Öyle görünüyor ki birkaç ay sonra İstanbul’dan bir Guti geçti manşetlerini gazetelerde göreceğiz. Şayet görmezsek bu fizik gücü ve mantaliteyle gelecek sene Beşiktaş’a ne kadar faydalı bir Guti görürüz pek emin değilim.
Beşiktaş için galibiyet kadar Rıdvan Şimşek’in formasına kavuşması da çok önemliydi. Oyuna girerken gözlerindeki parıltıyı görmek benim için maçın önüne bile geçti. Kalite olarak Beşiktaş’ın gelecekte sağ kanadını tek başına kaldırabilecek olan Rıdvan bu durumu sonuna kadar hak ediyor. Umarım kalan maçlarda Rıdvan, Onur, Doğukan, Atınç ve Furkan gibi genç oyuncular süre alırlar. Ancak Onur’un artık bu takımda kalması için kendini göstermesi gerekiyor. Son olarak dün izlediğim Bucaspor maçında Ali Kuçik’in oynadığı oyunun son derece umut verici olduğunu söylemek istiyorum. Gelecek sezon takımda kesinlikle tutulması gereken oyuncuların başında geliyor çünkü yabancı kalitesi yüksek ama Türk oyunculardan istediğini alamayan Beşiktaş’da kadro derinliği açısından çok kritik bir rol oynayacak Ali Kuçik. Umarım daha önce yapılan hatalar gibi bir Anadolu takımına takas yoluyla gönderilmez.