Öncelikle, bu bir yazı dizisi değildir. Türkçe olarak, yerli ya da çeviri, futbola dair okuduğum kitapların ya da metinlerin kısa tanıtımlarından oluşan ve okudukça, zaman zaman oluşacak olan yazılardır. Aynı zamanda da naçizane tavsiyemlerimdir.
1) Futbol ve Kültürü: Takımlar, Taraftarlar, Endüstri, Efsaneler
İlk baskısı Kasım 1993’te, İletişim Yayınları’ndan çıkan kitap, hem Türkiye’de futbol külliyatının; hem de İletişim Yayınları’nın şu an sahip olduğu oldukça doyurucu futbol kitaplığının temel yapıtlarından bir tanesi.
Aslında Wolfgang Reiter ve Roman Horak’ın bir derlemesi olan; daha sonra Tanıl Bora’nın çevirisiyle ve yerli yazarları eklemesiyle ortaya çıkan kitap, futbolun ‘salt’ bir oyun, bir spor olduğunun bilincinde; aynı zamanda da onu kitlesel bir tutku, bir popüler kültürü olgusu, yerine göre de ‘bir afyon’ biçiminde ele alan yazarlar ve yazıların bir birleşiminden oluşuyor.
Kabaca, günümüzde bir popüler kültür olgusu hâline gelen futbolun; takımların, taraftarların, endüstrinin, oyun felsefelerinin, kulüp hikâyelerinin eşliğinde sosyolojik bir tanımlaması bu kitap.
Futbolun ya da tribünün havasını teneffüs etmiş insanlar yahut ‘taraftar olma’ya ermiş gazetecilerin, sosyologların kendi kişisel izlenimlerinden aktardıkları bir nevi anılar bütünü aslında bu kitap.
Kitabın içeriğinde Abdullah Öcalan’ın futbol tutkusunun ve Adana futbolunun bir panoramasının çıkarıldığı bölümler oldukça ilgi çekici. Can Kozanoğlu’nun ise Fenerbahçe tribünündeki ‘deplase’ anılarını anlattığı ‘Gençler, Deplase Olunuz!’ başlıklı yazısı da, o günleri yaşayanlar için bir yâd malzemesi; deplasman ruhuna eremeyen yeni nesil için de hem bir öğrenme; hem de endüstriyelleşmenin futbol ve tribün üzerindeki etkisini görme deneyimi.
2) Bu Maçı Alıcaz!
İlk baskısı Kıyı Yayınları tarafından Ocak 1990’da yapılan ‘Bu Maçı Alıcaz!’, daha sonra Ekim 1996’da İletişim etiketiyle yayınlanmaya başladı.
Türkiye’de futbolun sosyolojisine, tarihsel bağlamda gelişimine ve endüstriyelleşmesine ilk değinen metinlerinden biri olma özelliğini taşıyan kitap; tribünü, taraftarlığı, futbolculuğu, futbolun toplum ve siyasetle ilişkisini, kısaca futbola dair olan her şeyi topyekûn ele alıyor. Buna ek olarak da içerisinde tezahürat tarihi gibi bir bölümü de barındırıyor.
Can Kozanoğlu’nun tribünden biri olması, kitabı salt bir sosyoloji incelemesi, bir bakış olmaktan çıkarıp, bir taraftarın, 80’lerin tribün ortamını deneyimlemiş birinin gözünden anlatılan anılara dönüştürüyor aynı zamanda. Tabiri caizse, Can Kozanoğlu bir ‘futbol ve tribün sosyologu’ rolüne bürünüyor.
Kitap, isminden de anlaşılacağı üzere, 2005-06 sezonunun son maçı Denizlispor deplasmanı ile tribün macerasını ara verdiğini bildiğimiz Can Kozanoğlu’nun, bir tribüncünün, dahası futbolun endüstrileşmesini içselleştiremeyen bir taraftarın savaşımını anlatıyor.
Bugün, özellikle Fenerbahçe tribünü özelinde, şimdilik maç kaybedilmiş görünüyor. Ama, hâlâ modernitenin dayattıklarına direnenler, Can Kozanoğlu’nun anılarının da yüzü suyu hürmetine, endüstriyelleşmeye, tektipleşmeye, siyasete, 6222’ye, E-Bilet’e ve deplasman yasaklarına karşı savaşmaya devam ediyor, deplase oluyor…
3) Cogito, Sayı:63 -Dünya Gözüyle Futbol
Son olarak, Yapı Kredi Yayınları tarafından mevsimlik yayınlanan felsefe, kültür ve düşünce dergisi Cogito’nun 2010 Yazı’nda Dünya Kupası için Dünya Gözüyle futbol başlığı ile futbola ayırdığı sayısı, futbola dair tematik işler içerisinde felsefi ve sosyolojik açıdan özellikle akademi için kaynak olabilecek en iyi metinlerden bir tanesi.
Futbolun siyasetle ilişikisi, milliyetçiliğin futbol üzerine etkisi, futbolun estetiği, taraftar psikolojisi, futbolun cinsiyeti ve cinsiyetçiliği gibi futbola dair tekmil konuların ele alındığı dergide, Tanıl Bora’nın Diyarbakırspor’un hikâyesini anlattığı Yeşil-Kırmızı, Şark’ın Yıldizi “Boş Kale, Qibrak!” ve Allan C. Hutchinson’un Derrida Futbol Oynamış Olsaydı gibi son derece ilginç metinler de yer alıyor. Buna ek olarak da, Barış Karacasu’nun futbol şarkılarının tarihçesini çıkardığı, Futbol Şarkılarının Dünü ve Müzikli, Resmi Dünya Kupası Tarihi gibi bizi geçmişle buluşturan metinler de yer alıyor.