İspanya’da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası’na Yeni Zelanda galibiyetiyle başlayan 12 Dev Adam, gruptaki ikinci maçında şampiyonluğun önemli favorilerinden ABD ile karşılaştı. 28 dakika boyunca oyunun kontrolünü elinde tutan 12 Dev Adam, bu dakikadan sonra rakibinin sert oyununa cevap veremeyince maçtan koptu ve mücadeleden 98-77 mağlup ayrılmaktan kurtulamadı. Şimdi maçın ayrıntılarına kısaca göz atalım:

Kerem ve genç Cedi Osman DeMarcus Cousins'i savunma mücadelesinde

Kerem ve genç Cedi Osman DeMarcus Cousins’i savunma mücadelesinde

Maça iyi başlayan devler, ilk periyotta yaptığı sert savunma ve hücumda en doğru pozisyonu arayan düzeniyle Amerika’ya bir türlü istediği hızlı oyunu oynama fırsatı vermedi. Hücum ribauntları ve bire bir oyunlarla sayı bulan Milliler, sete sette de ABD’ye kolay sayı şansı vermedi ve ilk çeyrek 16-16 eşitlikle geçildi. İkinci periyotta ise oyun kontrolünü skor üstünlüğüne dönüştürmeye başlayan Türkiye, top kayıplarını da kontrol edince Amerika istediği hızlı hücum sayılarını bir türlü bulamadı. Sete sette zorlama sayılar bulan rakibi karşısında ikili oyunları başarıyla uygulayan devler, çeyrek sonunda üçlük yüzdesini de yükseltince soyunma odasına 40-35 önde gitti.

Üçüncü periyotta da sert savunmaya ve top kayıplarını en aza indirmeye dayalı oyun düzeniyle kontrolü elinde tutan Türkiye, mücadele ile gelen hücum ribauntları ve yüzdeli üçlüklerle sayı bulmaya devam etti. Çeyreğin son dakikalarına kadar aynı görüntüyü sürdüren ABD’nin Faried önderliğinde savunma sertliğini bir anda artırması ve millilerimizi top kayıplarına zorlayarak bulduğu hızlı hücum sayıları ile bir anda öne geçti. Ekstra üçlük yüzdemiz sonucu gelen iki üçlükle cevap versek de ABD son periyoda 66-60 önde girdi. Son periyotta ise 3 periyot boyunca yüreğini ortaya koyan 12 Dev Adam’dan eser yoktu sahada. Amerika’nın sert oyununa cevap veremeyen ve fark 15’e çıktığında bir anda oyundan koparak rakibe istediği hızlı oyun fırsatını veren Türkiye, sahadan 98-77 mağlup ayrılarak gruptaki ilk mağlubiyetini aldı.

Genellikle savunmasıyla öne çıkan Sinan Güler, hücumda da ekstra katkı verdi

Genellikle savunmasıyla öne çıkan Sinan Güler, hücumda da ekstra katkı verdi

Sahada ilk 3 periyot oynanan oyunu düşündüğümüzde, maç sonundaki skorun maçtaki oyunu tam anlamıyla yansıtmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Şampiyonluğun en büyük favorilerinden olan ABD’yi üç periyot boyunca sert savunması ve enerjisiyle sete sette kilitleyen devlerin, yorgunluğun ve saha içi lideri eksikliğinin kurbanı olduğunu düşünüyorum.  Hızlı hücumlarla ritmini bulduğunda rakip tanımayan ABD’ye son periyoda kadar hemen hemen hiç hızlı hücum fırsatı vermeyen ve bu şekilde oyunu kontrol eden 12 Dev Adam, hücumda da dengeli oyun,  ikili oyunlarla bulunan sayılar ve yüksek üçlük yüzdesini de buna ekleyince, üç periyot boyunca skorda üstün gitmeyi başardı. Ancak üçüncü periyodun sonunda ABD’nin savunma sertliğini bir anda artırmasıyla oyundan düşen milliler, yorgunluğun da etkisiyle rakibe cevap veremeyince, istediği oyunu rahatlıkla oynayan rakibi karşısında farklı geri düşmekten kurtulamadı. Milli takımda, rakipten reaksiyon gelen üçüncü periyot sonu gibi bir anda, takımın oyun düzenlerinden çıkmasını engelleyecek, disiplini koruyacak( Galatasaray’daki Arroyo ya da Panathinaikos’taki Diamantidis gibi) bir saha içi lideri eksikliğini bir kez daha gördüğümüzü düşünüyorum.  Skor olarak 6-8 sayı civarı geride olduğumuz son periyodun ilk dakikalarında oyun disiplininden bir anda kopmamız, deyim yerindeyse fişi çekmemiz ise, takımımızın savaşçı ve istekli mücadelesine rağmen başarılı olmak için mental olarak da güçlenmek zorunda olduğunun kanıtı. İlk yarıda aldığı kısa sürede önemli katkı yapan, güçlü fiziği ve dış şut tehdidi olan Barış Hersek in üçüncü periyotta neden hiç süre almadığı ise Ergin Ataman’a sorulması gereken bir soru. Her şeye rağmen, bizim için hedef maçlardan biri olmayan bu maçta ortaya koyduğumuz mücadeleci ve akıllı oyunun, ABD karşısında üç periyot üstün oynamamızın gelecek maçlar için önemli bir moral ve özgüven kaynağı olduğunu düşünüyorum. Eğer aynı şekilde oynamaya devam eder ve hatalarımızdan ders çıkarırsak, kalan maçları kazanıp gruptan ikinci çıkmak, sonrasında da çeyrek finale yürümemizin önünde hiçbir engel yok.

Devlerin grubunda oynanan diğer maçlarda ise Finlandiya Ukrayna’yı 81-76, Dominik Cumhuriyeti ise Yeni Zelanda’yı 76-63 mağlup etmeyi başardı. Geçen sezon Avrupa Şampiyonası’nda sergilediği mücadele ile taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazanan Finlandiya, bir gün önceki ağır ABD yenilgisinin izlerini oldukça hızlı silmiş bir görüntü verdi. Grubun zayıf halkası olarak gözüken Dominik Cumhuriyeti ise önemli bir sürpriz yaparak kolay bir rakip olmadığını gösterirken, Yeni Zelanda’nın gruptan çıkma ümitlerine de önemli bir darbe vurdu.

12 Dev Adam verilen bir günlük aranın ardından 2 Eylül’de Ukrayna karşısına çıkacak. Sahada sonuna kadar savaşan ve ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına inandığımız millilerimize başarılar diliyoruz.

Leave a Reply