Euroleague’deki temsilcilerimizden Fenerbahçe Beko kötü başladığı sezonda her geçen gün ileri gitmeye devam ediyor. Oynadığı son 10 maçtan 9’unu kazanan temsilcimiz bu maçlardan yalnızca takımın iki yıldızı Vesely ve De Colo’nun sakatlandığı, deplasmandaki ASVEL maçını kaybederken son ikisi Armani Milano ve lider Real Madrid’e karşı olmak üzere son 5 maçını kazanarak basketbolseverleri büyük bir şaşkınlığa uğrattı. Bu sonuçlarla artık bitti denilen sezonda play-off için iddialı duruma gelen Fenerbahçe’nin yükselişine kısaca göz atalım.
Kendi evinde son periyotta 10 sayı öndeyken kaybettiği ve deyim yerindeyse dibe vurduğu Anadolu Efes maçından sonra sırasıyla Monaco, Zenit, Maccabi ve Baskonia’yı mağlup eden Fenerbahçe Beko, deplasmanda çıktığı ASVEL maçında başa baş giden maçta Vesely ve De Colo sakatlandığında büyük olasılıkla bütün izleyenlerin kafasında takımı sırtlayan iki oyuncunun yokluğunda takımın bu maçta dağılacağı ve onların yokluğunda çıkılan maçlarda işlerin çok zorlaşacağı düşüncesi oluşmuştu. Nitekim takımın o ana kadarki durumu düşünüldüğünde benim de bu şekilde umutsuzluğa kapıldığımı itiraf etmeliyim. Ancak daha ASVEL maçında Henry ve Polonara’nın liderliğinde son saniyeye kadar savaşan ve hakemlerin de etkisiyle 2 sayıyla mağlup olan Fenerbahçe, takımın iki yıldızı olmasa da dağılmayacağının sinyallerini vermişti.
ASVEL maçındaki performansın tesadüf olmadığını kendi sahasında Olympiakos’u farklı mağlup ederek kanıtlayan temsilcimiz, 3.periyodunda 17 sayı geriye düştüğü maçta Zalgiris Kaunas’ı mağlup ederek ne kadar savaşçı bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi. Ardından İstanbul’da ASVEL’i yine başa baş bir maç sonunda 85-76 mağlup eden Fenerbahçe Beko, Euroleague’de Final Four adaylarından Armani Milano’ya karşı İtalya’da ilk periyot hariç skorda hiç geri düşmedi ve farkı 16 sayıya kadar çıkardığı ilk yarının ardından Milano’nun 3. çeyrekteki geri dönüşüne karşı paniğe kapılmayıp doğru reaksiyon vererek çok kritik bir galibiyet aldı. Bu 5 maçlık serinin sonunda lig lideri Real Madrid’i ağırlayan Fenerbahçe Beko, ilk çeyrekte 8-2 geriye düştükten sonra 17-0’lık seriyle İspanyol ekibini adeta şoka uğratırken devamında da oynadığı dominant oyunla son 10 dakikaya 18 sayı önde girdi. Maçta Fenerbahçe’nin bu oyununa karşı çözüm üretmek için her şeyi deneyen Lasso’nun son çeyreğin başında henüz 17 yaşındaki oyun kurucu Nunez’i oyuna sürüp Fernandez’i 4 numaraya çekmesiyle fark 11 sayıya indi. Ancak temsilcimiz bir kez daha ayağa kalkmayı başardı ve İsmet’in 3 sayılık isabetleriyle farkı yeniden açarak aldığı sürpriz galibiyetle play-off için büyük bir adım daha attı.
Doğru bir deyişle bir takımın başına gelebilecek her türlü şanssızlığı yaşayan ancak bu durumun altından herkesi şaşırtan bir azim ve kararlılıkla kalkan Fenerbahçe Beko’nun bu yükselişindeki en büyük sebebin sahaya konulan inanılmaz enerji, savunmada Henry’den başlayarak takım halinde verilen ortaya konulan efor ve bütün oyuncuların her topta kendini adeta yerden yere atması olduğunu düşünüyorum. Geleli sayılı günler olmasına rağmen 40 yıllık Fenerbahçeli gibi oynayan ve son maçlarda rakip oyuncuları pota altına girmekten yıldıran Jehyve Floyd’un performansı da şubenin havasına işlemiş savaşçılık ve mücadele ruhunun yeni oyunculara da geçmesinin en iyi örneği olarak göze çarpıyor. Bunun yanında Guduric’in Vesely ve De Colo’nun yokluğunda gerçek bir lider kimliğine bürünmesi ve özellikle hücumda takımın sıkıntı yaşadığı anlarda sazı eline alması takımın bu dönemdeki lider eksiğinin çözümü haline gelmiş durumda. Sene başından beri takımın enerji kaynağı Şehmus’un her geçen gün oyunun üstüne bir şeyler koyması ve İsmet’in de ceza şutlarını değerlendiren bir görev adamı haline gelmesi temsilcimizin başarısındaki diğer faktörler. Sezonun ilk maçlarında neredeyse her maçta önemli hatalar yapan ve bazı takıntılarından vazgeçmeyen, ancak bu kriz dönemini fırsata çeviren ve yeni isimlere şans vererek onlardan verim alabilen koç Djordjevic’i de ayrıca tebrik etmek gerekiyor.
Bütün bu olumlu noktaların yanında deplasmandaki ASVEL maçından itibaren olan süreçte ilk haftalarda takıma önemli katkı vermesine rağmen son birkaç maçtır sahada yokları oynayan Polonara’nın ve kaptan Melih’in de takıma ayak uydurması gerekiyor. Sakatlıkları sebebiyle bir süredir takımla olamayan yıldız isimlere gelecek olursak, kısa süre içinde takıma geri dönecek olan Vesely’nin tüm savunma mücadelesini ve savaşçılığı bir üst seviyeye çekeceğini düşünüyorum. Ancak De Colo’nun takımın bu sertliğine zarar vermemesi için savunmada diğer oyuncularla aynı enerjiyi göstermesi ve hücumda da sakatlık öncesi kimliğinden biraz olsun feragat etmesi gerekiyor. Dolayısıyla, Fenerbahçe’nin son dönemde gösterdiği takım halinde hareket etme, savaşçılık ve mücadeleyi devam ettirdiği takdirde son 2 maçta aldığı ekstra galibiyetlerle play-off a kalabileceğini düşünüyorum. Play-off a ilk 6’dan girildiği takdirde de henüz birkaç hafta öncesine kadar hiç şans verilmeyen bu takımın bir destan yazarak Final Four oynaması hiç de uzak bir ihtimal gibi görünmüyor.