Şampiyonlar Ligi’nde Salı ve Çarşamba günü oynanan rövanş maçları sonrasında 25 Mayıs’ta Wembley’de son maçı oynayacak iki takım Alman ekipleri Bayern Münih ve Borussia Dortmund oldu. 25 Mayıs öncesinde oynanan maçlarda bir çok güzel gole, asiste, kurtarışlara, heyecanlı maçlara tanık olduk. Bu maçlar sonunda bir takım saptamalar yaptık muhtemelen. Ben de bu hafta kendi adıma naçizane tespitlerimi yazmak istedim;
1. Almanlık güzel şey: 2001 yılında Bayern Münih penaltılarda Valencia’yı mağlup ettikten sonra Almanlar kulüp futbolunda da bir duraklama sürecine girdiler. Bayern Münih’in final oynadığı 2010 yılına kadar geçen 9 yıllık sürede bu kupanın üzerine sadece Borussia Dortmund ve Werder Bremen bir UEFA Kupası finali ekleyebildi. Sonrasında milli takım bazındaki ilerleme kulüplere de yansıdı, rekabet ilerledi. Stuttgart, Werder Bremen, Wolfsburg, Bayer Leverkusen, Schalke gibi takımlar şampiyonluk potasına girmeye başladılar, aralarından şampiyonluk kazananlar da çıktı. Sonra Klopp gibi bir adam, küllerinden doğmaya hazırlanan Dortmund’un başına geçti, süreç çok farklı ilerledi. Yıllar yılı ortalama performansını bir kademe arttırarak şampiyon olan Bayern Münih, 3-4 kademe arttırmak zorunda kaldı. Araya bir dönemin düşme adayı denilen takımlar girdi; Hannover 96 gibi. Şampiyonluk olmasa da üst sıraları zorladılar. Sonra Avrupa’da da eski günlere dönüldü, İtalya’nın düşüşünün de etkisiyle 2011-12 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne giden takım sayısı 3’ten 4’e çıktı. Geçen sezon Bayern Münih son 3 sezondaki 2.finalini oynadı. Bu sezon gruplarda mücadele eden 3 Alman takımı da grubunu lider bitirerek 2.tura yükseldi. En sonunda Almanya’nın ve belki de dünyanın en formda iki takımı, kendilerinin önünde görülen, şampiyonluğun en büyük iki adayını eleyerek finale kaldı. Biri, son 5 yıla damgasını vurmuş Barcelona’ya gol şansı tanımadan iki maçta yedi gol atarak eledi. Diğeri rövanşında zorlansa da, kendi evinde 4-1 gibi bir skorla kazanmasının avantajıyla finale yükseldi. Kısacası, bu sezon Almanların sezonu oldu.
2. Fiziksel mücadele o kadar da önemsiz değil: Barcelona son 4-5 yılda, futbolun fiziksel yönünü arka plana atıp teknik yönünü, doğru pasın önemini gösterdi herkese. En azından kadrodaki oyuncuların (stoperdeki Pique-Puyol ikilisi ve Busquets hariç) fiziksel olarak çok da güçlü olmadıkları ve boy olarak da kısa olduklarını düşünürsek başka türlü başarılı olamazlardı. Bu sürede oyunun fiziksel kısmına önem veren takımlar biraz daha geri planda kaldı; bilhassa İtalyanlar. Fakat yarı finaldeki Bayern-Barca mücadelesinde Bayern Münih oyuncuları bu anlayışı yıktı. İki maçta da skor olarak çok rahat oldukları dakikalarda dahi oyundan düşmediler, ikili mücadelelerin büyük kısmını kazandılar ve skoru arttırmak için Barcelona kalesine çöktüler. Yarı finalde elenen bir diğer takım Real Madrid de grup aşamasından sonra oynadığı eleme maçlarında yine fizik ve kondisyonun önemini gösterdi. Fiziği ve kondisyonu doğru kullanmak önemli, hem de çok önemli.
3. Eski dostlar, eski dostlar: Galatasaray, Juventus ve Borussia Dortmund organizasyonun doksanlı yılların sonu ve 2000’lerin başındaki başarılı ekiplerindendi. Fakat üç takım da uzun süredir bir arada bu organizasyonda yer alamamış ve taraftarlarını tatmin edecek başarılar elde edememişlerdi. Bu sezon çeyrek finalde Real Madrid’e elenen Galatasaray 2001-2002 sezonunda oynadığı 2.tur gruplarından sonra yer aldığı 3 grup aşamasında da sonraki tura kalamamıştı. Bayern Münih tarafından yine çeyrek finalde saf dışı bırakılan Juventus ise 2003 finalinden 3 yıl sonra küme düşürülmüş, organizasyona geri döndüğünde ise 2009-2010 sezonunda 2.tur mücadelesine çıkabilmişti sadece. Bu sezonun finalistlerinden Borussia Dortmund ise 2003-2004 sezonundan sonra ilk kez geçen sezon şampiyon olarak kupaya geri dönmüş, fakat Marsilya, Olympiakos ve Arsenal’in olduğu grubu sonuncu bitirmişti. Üç takım da son şampiyon olarak katıldıkları kupada bu sene hem oynadıkları futbolla hem de turnuvada geldikleri noktayla taraftarlarına güzel bir sezon yaşattılar.
4. İngiliz futbolunun dibe vuruşu: 2005 finali ve sonrasında oynanan 8 finalin 7’sinde İngiltere temsil edildi(2006- Arsenal, 2007- Liverpool, 2008-M.United ve Chelsea, 2009- M.United, 2011- M.United, 2012- Chelsea). Bunların üçünü kazandılar. Sadece 2010 finali Bayern Münih ve Inter arasında oynandı. En son geçen sezon kupayı Londra ekibi Chelsea müzesine götürdü. Peki işler bu kadar iyi gidiyor gözükürken bu sezon İngilizler adına neler yaşandı Kupa 1’de? Son lig şampiyonu Manchester City 2.torbadan girdiği grubunda varlık gösteremeyip galibiyet dahi alamadan sonuncu oldu. Son şampiyon Chelsea ilk iki sırayı Juventus ve Shakhtar’a kaptırarak yoluna 15 Mayıs’ta final oynayacağı UEFA Avrupa Ligi’nde devam etmek zorunda kaldı. Arsenal grubunu 2.sırada bitirdi, ikinci turda Bayern Münih’e evinde 3-1 yenilip, deplasmanda 2-0 kazanmasına rağmen elendi. Manchester’ın kırmızı yakası da ikinci turda Real Madrid’e 1-1 ve 1-2’lik skorlarla elenerek çeyrek finali göremedi. Arsene Wenger’in Bayern Münih eşleşmesi sonrası söylediği gibi; çanlar bu sezon çeyrek finali dahi göremeyen İngiliz futbolu için çalıyor.
5. Hiçbir takım yenilmez değil: Kupanın sene başındaki en önemli favorileri Bayern Münih, Barcelona ve Real Madrid yarı finale kadar gelen yolu çok da rahat geçirmediler. Bayern Münih gruplarda, BATE’ye 3-1 mağlup olarak tüm kıtayı kısa süreli bir şokun içine soktu. Sonrasında ilk maçta deplasmanda elde ettiği 3-1’lik galibiyetiyle 2.turu garantilemiş gibi gözükmesine rağmen rövanşta az kalsın kaybediyordu. Barcelona grubunu lider bitirmesine rağmen Celtic maçlarında ve evindeki Spartak Moskova maçında oldukça zorlandı. Yarı final dahil oynadığı son 6 maçta 1 galibiyet 2 beraberlik ve 3 mağlubiyet aldı. Real Madrid ise grubu Dortmund’un arkasında bitirdi, 2.turda M.United karşısında oldukça zorlandı. Yine Bayern Münih gibi çeyrek finalde ilk maç sonunda turu geçmiş gibi gözükürken, rövanşta az kalsın kaybediyordu yarı final biletini. Favori olmamasına rağmen finale yükselen bir diğer ekip Borussia Dortmund ise yarı final rövanş maçına kadar tek namğlup takım olarak turnuvayı sürdürdü. Son maçta ise Real Madrid’e 2-0 yenilerek onlar da ünvanlarını kaybettiler.