Son İki Haftaya Girerken

Trabzonspor ve Fenerbahçe arasındaki yarışta bu hafta da puan tablosunda kendisine avantaj sağlayan bir takım çıkmadı. Tüm futbol dışı, etikten yoksun, mesnetsiz yorum ve açıklamalara rağmen hem bu iki takım hem de rakipleri sahada ellerinden geleni yaptılar ve bu sezon 32. kez maçların aslında sahada futbol oynanarak kazanıldığını gösterdiler. En önemlisi de şampiyonluk yarışını ve bunun heyecanını son haftalara taşıdılar.

Trabzonspor İzmir’e giderken herkesin beklentisi kolay bir galibiyet alacağı yönündeydi. Tabi ki maç öncesinde Bucaspor teknik direktörünün kadroda 92 doğumlu oyunculara ağırlık vereceğini açıklaması da bu noktada önemli bir gelişmeydi. Hemen şunu söylemek lazım ki ligde kalması büyük mucizelere bağlı olan Bucaspor’un sakatlıklar, cezalar ve gönderilen futbolculardan dolayı sahaya böyle bir kadroyla çıkacağını beyan etmesi sanki büyük bir suç, maçı önemsememe gibi algılandı bazı çevreler tarafından. Maalesef ülkemizde futbol konusunda kendilerini önder sanan, yorumlarıyla insanları tahrik eden insanlar Bucaspor 15 yaş altı takımının Türkiye’nin en iyilerinden biri olduğunun, geçen sene bünyesinden Iniesta, Fabregas, Fernando Torres, Robinho, Fabio ve Rafael kardeşler gibi birçok yetenekli oyuncuyu çıkaran Nike Premier Cup turnuvasında Türkiye’yi temsil eden ilk takım olduğunu, dolayısıyla Buca’daki alt yapıyı bilmiyorlar ya da işlerine gelmedikleri için bilmemezlikten geliyorlar. Ama tüm bu haksız suçalamalara rağmen Bucaspor Fenerbahçe maçında da olduğu gibi yine bütün özverisiyle mücadele etti, son dakikalarda hiç bir işine yaramayacak da olsa 1 puanı getirebilecek golü de attı ama şanssızlık ya da Trabzon’un şansıyla maçı kaybetti. Tekrar Trabzon cephesine dönersek, bu sezon kaçıncı kez olduğunu bilmiyorum ama son dakikada bir kez daha kazanmak hem de belki de en önemli noktada kazanmak gelecek hafta için büyük bir moral oldu Trabzonlular için. Şampiyonluk yarışı futbolcular üzerinde her ne kadar stres yaratsa da bunu çok da fazla sahaya yansıtmıyorlar. Gelecek hafta İ.B.B’nin kupa finali yorgunu olarak Trabzon’a gelecek olması her ne kadar büyük bir avantaj olsa da Şenol Güneş’in ekibi için, bu haftaki Buca örneğinde olduğu gibi bir anlık hata –İ.B.B nin Buca’ya göre daha kaliteli ve tecrübeli futbolculara sahip olduğunu düşünürsek- belki de şok bir puan kaybına neden olabilir, bu yüzden Trabzonlu oyuncuların bu haftaya göre daha fazla konsantre olmaları gerekecek önümüzdeki hafta.

Lider Fenerbahçe ise kuşkusuz Trabzonspor’a göre daha zorlu bir maç oynadı Karabük’te. İstemeden de olsa yine saha dışı konulara değinmek zorundayım yine. Buca için ortaya atılan iddaalar kadar yakışıksız suçlamalar maalesef Karabükspor için de ortaya atıldı. Deumi’yi “gözümüz üzerinde” diyerek suçlayanlar, bir haftadır antremana çıkamayan Emenike’yi maçta oynamadığı için suçlayanlar –maalesef bunlardan biri de kendi takım arkadaşı- eminim dün Karabükspor’un ortaya koyduğu mücadeleden sonra belki biraz utanmışlardır. Burada beni bir futbolsever olarak en çok üzen olay ise Karabükspor’un yedek kalecisi Bülent Ataman’ın yaptıkları oldu. Maç içinde yardımcı hakeme ayakkabısını fırlatan, birkaç yıl önce Manisaspor formasıyla hakem kovalayan Bülent Ataman’ın bu geçen yıllar içinde değişmemiş olduğunu görmek üzüntü verici. Maç sonrası temelsiz, sahada oynayan ve oynayamayan bazı takım arkadaşlarını haksız yere suçlayan Ataman’ın maç içinde yaptığı hareketi önemsizmiş gibi açıklamalası ise daha kötü. Yaptığı açıklamaları taraftarlar söylese sorun olmaz. Zaten taraftarlığın mantığı da bu değil midir; kendi tarafını haklı çıkarmak için rakibi kötülemek. Ama bunları bir sporcunun söylemesi, hem de ayan beyan açıklaması kabul edilemez. Neyse saha içine dönersek Fenerbahçe’nin pek de istediklerini yapamadığını söylemek gerekir öncelikle. Burada bence en büyük hata Niang’ı oynatmak için geçen hafta gayet iyi oynayan kadroyu son haftalarda iyi oynayan Cristian’ın yerine, 1 aydır oynamayan Selçuk’u oynatarak bozmak oldu. Nitekim özellikle ilk yarıda Selçuk’un hatalı pasları ve kaybettiği toplar gol pozisyonları olarak Fenerbahçe kalesine döndü. Ayrıca Selçuk’ta 1 aydır oynayamamanın yarattığı fiziksel düşüş de gayet belli oluyordu maç içinde. Yine sol kanatta Andre Santos ve Stoch özellikle ilk yarı oyunda kendilerini gösteremediler. Bunda Karabükspor’un bu bölgeyi gayet iyi savunması ve yine buradan tehlikeli ataklar yapması etkili oldu. İkinci yarıda ise golden sonra Cristian’ın oyuna girmesi orta sahayı rahatlattı ve Karabükspor’un 1-0 geride olmasına rağmen pozisyon bulamamasına neden oldu. Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a göre biraz daha zor bir fikstürü var hiç kuşkusuz. Gelecek haftaki rakibi Ankaragücü’nün bu sezon 3 büyükler karşısında oynadığı iyi futbol ve son haftadaki rakibi Sivasspor’un hocasının Rıza Çalımbay olması Fenerbahçe için büyük dezavantaj. Bir de son 5 sezonda iki kez –biri geçen sezon, malum- son haftada şampiyonluğu kaybetmenin yarattığı psikolojik baskı var. Fakat bu konuda kadronun büyük bir kısmının –ki Alex, Volkan, Semih ve Selçuk Denizli faciasını da yaşamış oyuncular- geçen seneki travmadan dersler çıkardığını düşünüyorum. Ayrıca başta Gökhan Gönül olmak üzere futbolcuların da maç içinde puan kaybını kabullenmeyen şekilde yapabileceklerinin fazlalarını yaparak oynamaları da Fenerbahçe için önemli bir avantaj. Önümüzdeki hafta gerçekten çok kritik. Karabük maçındaki kadroyla çıkarsa sahaya Fenerbahçe bu haftaya göre daha çok zorlanır hatta taraftarların istemediği felaket senaryosu gerçek olabilir. Bu yüzden şahsi görüşüm önümüzdeki haftanın kaderini Aykut Kocaman’ın kadro tercihinin belirleyeceği yönünde.

15 Mayıs günü belki şampiyon belli olacak, belki de yine ligin son haftasını bekleyeceğiz kimin şampiyon olacağını öğrenmek için.

Leave a Reply