gs600_6IH4L

Euroleague’in üçüncü haftasında, Galatasaray Liv Hospital, Malaga deplasmanından 84-57 gibi ağır skorla yenik ayrılarak üst üste ikinci mağlubiyetini aldı.

Öncelikle Malaga’dan başlayalım. Geçtiğimiz sezon Zalgiris’i çalıştıran Joan Plaza orada uyguladığı oyun sisteminin bir benzerini Malaga takımında da uygulamakta. Uzun rotasyonunda pozisyonlar arasında geçiş yapabilen oyuncuları tercih eden Plaza, 3 ve 4 numaraları sırtı dönük kullanmayı seviyor. Keza bu 3 ve 4 numaraların sırtı dönük oyunlarının yanı sıra yay gerisinden de şut sokması önemlidir. Bu noktadan maça gelecek olursak, Kuzminskas ve Carlos Suarez’in alçak postta sırtı dönük oyunlarını sık sık deneyen bir Malaga vardı. Özellikle ilk yarıda bu oyunlarla etkili olduklarını gördük. Galatasaray ise bu oyuna karşılığı ikinci çeyrekte üç uzunlu eşleşmeli alan savunmasına dönerek verdi. (Bonsu – Erceg – Macvan) Buradaki amaç; Kuzminskas gibi atlet bir 3 numara ile oynayan Malaga’nın üç uzunlu bir beşe sahip olması nedeniyle (Kuzminskas – Medley – Vazquez) fazla top kaybı yapma ihtimali vardı ve geçen sene de zaman zaman denenen bu savunma sistemine geçiş yaptı Ergin Ataman. İkinci çeyrek özelinde bu savunma, hücumda da yerleşim sıkıntısı yaşamayan Galatasaray için geri dönüşün anahtarı oldu. Bu yazdıklarım savunmanın pozitif yönleri ancak bir de negatif yönleri var. Alan savunmalarının en büyük handikapları, köşelerde yer alan oyuncuların boş şut bulması ve havuz diye adlandırdığımız ortaya düşen toplardır. Galatasaray burada ikinci handikapı yaşadı ve net bir ribaund üstünlüğü kuramadı. Bazı hücumlarda Malaga ikinci hücum şansını yakaladı. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir hücumda dört kez üst üste hücum ederek sayıyı buldular. İstatistik kağıdına baktığımız zaman, ribaund hanesinde Galatasaray’ın 36-34 üstünlüğü bulunuyor. Ancak bu üstünlüğün maça yansımadığı görülüyor.

Bir diğer olumsuz yön de yapılan 21 top kaybı. Malaga kendi evinde tempolu oynayan, sert bir takım. Rakiplerini çok fazla top kaybına zorluyorlar. Bu kadar çok top kaybını engellemenin yolu üst tarafta belirttiğim üzere ribaundlarda net bir hakimiyet kurmak. İkinci yarı birçok hücumda topu çemberi atamadan potasında sayı gördü Galatasaray. Bu top kayıplarının fazlalığı Galatasaray’ı savunmadan da düşürdü ve sonu hezimet olan bir sonuç ortaya çıktı. Top kayıplarının geneli de ikili oyun oynama sıkıntısından kaynaklı olarak gerçekleşti. Özellikle Malaga uzunları show-up’ları çok yüksekte başlattılar ve Arroyo sert uzunlara karşı çok çabuk yıldı. Hemen bu noktada top kaybı ile sonuçlanan bir hücuma bakalım.

2013-11-01-17-47-44

Burada Arroyo – Bonsu ikilisinin oynadığı bir ikili oyun var. Perdeden sonra Bonsu içeriye devrilmeyip, tepeye hareket ediyor. Ancak Malaga uzunları Arroyo’yu köşede sıkıştırarak tüm pas kanallarını kapıyor ve Arroyo’yu top kaybına zorlayarak hızlı hücumda sayıyı buluyorlar.

Değinmemiz gereken bir diğer konu da guardlar ve uzunların iletişim sorunu. Ancak bir hafta içerisinde Jawai-Furkan ikilisinden Bonsu’ya geçen bir takım hüviyetinde Galatasaray. İlk maç itibariyle de bunu çok net bir şekilde gördük. Bu nedenle de perdeler etkili bir biçimde yapılamadı ve ikili oyundan sonra uzunu bulamadı Galatasaray. Burada Bonsu’dan en doğru verimi almanın yollarını da en iyi Ergin Ataman biliyor. Bonsu’nun mümkün olduğunca potaya yakın bir şekilde topu alması gerekiyor. Zaman zaman yay civarında, yüzü potaya dönük şekilde topu alıp dribbling yapması üzerine de bir kullanım öz konusu olabilir ama ilerleyen Euroleague maratonunda rakipler gittikçe sertleşen savunmalar yapıyorlar. Bu noktada Bonsu’nun ne kadar etkili olabileceği hala büyük soru işareti.

Siena maçının ardından Olympiakos ve Malaga gibi savunma sertlikleri fazla olan takımlara karşı mağlup olan Galatasaray’ın Euroleague sertliğine bir şekilde cevap vermesi gerekiyor.

Leave a Reply