Kayseri temsilcisi Kayseri Erciyesspor’un lig lideri Fenerbahçe’yi konuk ettiği karşılaşma için Fenerbahçe yazarınız olarak stadyumda yerimi aldım ve sizler için maçın hikayesini kaleme almaya çalıştım.
Milli maç arasında sarı – lacivert renklere gönül veren taraftarlar takımlarını o kadar özlemiş olacak ki saatler öncesinde tribündeki yerleri almışlar ve şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamışlardı. Kayseri’nin soğuğu kendini hissettirmeye başlamışken maçın ilk düdüğü çaldı ve maç Fenerbahçe’nin santrasıyla başladı. Daha maçın ilk dakikalarında Moussa Sow’un ” Ben bu maça oynamaya geldim ” mesajı vermeye geldiği açıktı. Nitekim 9. dakika’ da Mehmet Topuz’a gönderdiği uzun top, Topuz’un geri ortası sonucu Sow’un kafasıyla ağlarla buluşuyordu. Böylece daha önce Elazığspor karşısında 3 golü olan Sow ligde ki 4. golünü Kayseri’de Kadir Has Stadyumu’nda kaydetmiş oldu.
Golden sonra sıklaşan Fenerbahçe akınlarından birinde Caner çıkmak üzere olan topu ortalarken Kuyt’ın vuruşu sonucu süzülen top tribünlere 2-0 beklentisi getirse de kaleciden sekip kornere çıktı. Fenerbahçe mükemmele yakın oynadığı maçın ilk kısmı bir serbest vuruşla sona erdi. Kaleye yaklaşık 26 metre uzaklıktan Webo’nun gereksiz faulü sonucu Traore yerde kaldı ve Gençlerbirliği’nden tanıdığımız Kosta Rikalı Azofeifa Volkan’ın uçusuna rağmen bize ” Frikik nasıl atılır? ‘ ‘ dersi verdi. Burada Volkan’a ayrı bir parantez açmak istiyorum. Maçta, Kayseri Erciyes’in kaleyi bulan tek isabetli şutu gol oldu yani Volkan için yine ”Al gülüm ver gülüm” düzeyinde bir maç oldu ama Volkan’ın acil bir toparlanma sürecine ihtiyacı olduğunu hissedebiliyoruz. Gerçekten bir Sevilla maçı daha iyi gelmez mi Volkan’ımıza?
İlk yarının sonlarına doğru Caner Erkin’ in yerde kalan Yasin’e attığı tekmeler maçın hakemi tarafından idare edilse de Ersun Hoca affetmedi ve ilk yarının bitmesine 3-4 dakika kalmışken Caner’in yerine Kadlec’i oyuna aldı ve devre beraberlikle noktalandı. 2.yarı staddaki herkes galibiyetten emindi. Artık anlayabiliyoruz ki Fenerbahçe taraftarı takımına güveniyor, geçtiğimiz yıllarda kafamızda oluşan ‘acaba’ kuşkularının yerini ”2. yarı golü kim atar?” sorularına bırakması da bence bunun kanıtıdır.
2.devrenin başlamasıyla birlikte Fenerbahçe, aynı ilk yarıda olduğu gibi maça atak başladı. Ersun Hoca soyunma odasında baya sinirlenmiş olacak ki takım hemen golü bulup üstündeki yükten kurtulmak ister gibiydi. Webo kafa vurdu olmadı, Sow döndü vurdu olmadı, ortalar ve kornerler havada uçuştu yine olmadı ta ki o ana kadar ;
Ersun Hoca’nın maçın son 15 dakikasında oyuna aldığı Emenike, Fenerbahçe formasıyla gollerine çok dramatik bir başlangıç yaptı. İnsanlar umudunu kesmiş, artık ”Eve nasıl giderim?” sorularını düşünmeye başlamıştı ki 90+5 ‘te gelişen atakta Baroni topla beraber rakip sahaya koşarken adeta bütün kale arkası peşinden beraber koşuyorduk; o Kuyt’a verdi, Kuyt ortaladı ve Emenike ile beraber bütün Fenerbahçe taraftarı beraber vurduk o kafayı. Bu son dakika golü belki de Fenerbahçe’yi şampiyonluğa taşıyacak olan o 3 puanı müjdeleyen gol olacaktı. Tıpkı 2004-2005 sezonunda Sakarya’daki 1-0 biten Sakaryaspor-Fenerbahçe maçında Fabio Luciano’nun uzatmalarda ki golünün o sene şampiyonluk meşalesini yakması gibi.
Golden sonra tüm futbolcular korner direğinin önünde birbirlerinin üstüne atlarken biz de birbirimizi tribünde aynı sevinci yaparken bulduk, hepimiz sanki bir zafer kazanmış gibi terkederken stadyumu, benimse aklımda Simon Kuper’ in o ünlü futbol kitabının adı dolanıyordu ; ” Futbol asla sadece futbol değildir… ”
http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=qofmRwAz9TA
Kaynak : Ligtv.com – fenerbahce.org