Sporun doğasında zaferler ve mağlubiyetler olduğu gibi iç burkan ciddi sakatlıklar da vardır. Özellikle de NBA gibi yüksek tempoda oynanan ve maç yükünün çok olduğu profesyonel liglerde sakatlıklar, kariyer bitirme noktasına kadar gelebiliyor. Bu tür sorunlarla başa çıkmak ve mental olarak geri düşmemek, bir sporcunun kariyerine devam edebilmesi için gereken en önemli etkenler olarak görülür. Ciddi sakatlıklardan ve sağlık sorunlarından kurtulup kariyerlerine devam eden sporculardan belki de en popüleri herkesin bildiği gibi Lance Armstrong’dur. Ne yazık ki, çok az sayıdaki sporcu, ciddi sakatlıklardan sonra sahalara dönüp ”Söyleyecek bir kaç sözüm daha var” diyebiliyor.
Shaun Livingston, bu sezon Brooklyn Nets’te bu şansı yakalayabilen ender oyunculardan bir tanesi. İki metreden biraz daha uzun boyu ve iki metre on bir santim kulaç boyu uzunluğu ile hem savunmada hem de hücumda matchup sıkıntısı yaratabilen özel bir oyuncu. Shaun, 2004 senesinde Los Angeles Clippers tarafından dördüncü sırada draft edildi. Takip eden üç sene içerisinde bir çok otorite tarafından NBA in en önemli oyun kurucularından birisi olacağı ön görülüyordu. . 2005-06 sezonunda takımıyla beraber, Los Angeles Clippers tarihinin belki de en iyi sezonlarından birini geçirdi. 2007 senesinin Şubat ayında sol dizini sakatlayarak, neredeyse dizindeki bütün kasları ve eklemleri parçaladı. -Sakatlık fotoğrafını paylaşmak istemedim. Gerçekten iç burkan bir görüntü. İsteyenler Google’dan araştırabilir-
Shaun Livingston için sakatlığı atlatıp sahalara dönmek bir yana, yürüyebilmesi bile neredeyse mucize olarak görülüyordu. ”Amputation” kelimesi tıbbi terim olarak kesip atmak anlamına geliyor. Shaun’un sakatlığından sonra bu kelime, doktorlar arasında sıkça kullanıldı. Fakat bu müdahaleye gerek kalmadan platin takviyesiyle dizi eski sağlığına kavuştu.
2008 senesinden sonra doktorların izniyle NBA’e geri dönüp kendini tekrardan ispat etmeye çalışan Shaun Livingston, Miami, Oklahoma, Washington, Milwaukee ve geçen sezonda Cleveland takımlarında kendine yer buldu. Fakat hiç birinde sakatlık öncesi performansını ve yeterince sağlıklı olduğunu gösteremedi. Bir çok istikrarsız sezon geçiren Shaun, bu senenin başında Nets’e katıldı ve herkesin kendisini hayret verici bakışlarla izlemesini sağladı. Sakatlandığı sezondan bu yana, bu seneki performansı gerçekten inanılmaz. İstatistiklerden bahsetmiyorum bile.
Burkulan bir diz ve takılan onca platinler, bir sporcu sakatlığı olarak görülebilir. Bunca sene aldığı para onu bir ömür götürür gibi yorumlar yapılabilir. Fakat fark etmekte zorlanabileceğimiz olay şudur ki; Shaun Livington’un yaşadıklarını sakatlıktan çok, bir yeniden varoluş ve kendini ispatlama mücadelesi olarak görmeliyiz.
Bir zamanlar yürüyemez hatta dizinden aşağısı kesilebilir denen adamın, Portland maçında yaptığı harekete bir göz atın isterseniz.
https://soundcloud.com/user371005/i-believe-i-can-fly-r-kelly
Shaun Livingston
Merhaba Yavuzcum,
Hakkımda yazdıkların beni çok duygulandırdı. Bu yorumu da teşekkür etmek için yazıyorum.
Lance Armstrong çok sevdiğim bir abimdir, böyle bir yazıda onun da kulaklarını çınlatman iyi olmuş, kendisi ile burçlarımız ortaktır, kaderlerimiz de aynı oldu. Sevgiler saygılar lance abicim…
Bitmedi, söyleyecek bir kaç sözüm daha var. ;)
2007 senesi unutmak istediğim bir sene. Allah kimseye göstermesin. Fotoğrafımı koymaman da iyi olmuş. Tekrar tekrar hatırlamak istemiyorum. Merak edenleri ben de senin gibi google a yönlendiriyorum.
Platinimle çok barışığım, o da artık benim bir parçam, onunla gideceğim daha çok yol var.
Şimdi oynadığım takımım Nets’i seviyorum, oynarken geri dönmüş gibi hissediyorum. İnşallah her şeyin hayırlısı olur. Nets’in taraftarları da iyidir. ;) Herkes beni izliyor nazardan korkuyorum. Çoraplarım nazar boncuklu sıkıntılı olmaz inşallah.
Portland maçındaki hareketimi paylaşmışsın, dunk böyle olur, sol el, küt. Ben de canım sıkıldıkça açıp izliyorum.
R kelly’den i believe i can fly’ı paylaşmışsın, bir de çok sevdiğim bir şarkıdır.
Yazın için teşekkür ederim.
Beklemede ol, bir daha ki maçımda senin için özel bir smaç hazırlayacağım.
Kendine iyi bak.
Buralara gelirsen, ara, görüşürüz.
Shaun.