xxx-royce-white-cooling-off-1085-16_9

Birçok kişi uçak yolculuğu yapmaktan korkabilir. Yapılan ilk uçuştaki heyecanı ve kalp çarpıntısını her seferinde yaşayabilir.  Peki, size hayatınızdaki bütün hedeflerinizi sadece bu uçak yolculuları sayesinde gerçekleştirebileceğinizi söylesem ne dersiniz? Muhtemelen psikolojik bir yardım alıp, bu sorunun üstesinden gelmeyi denersiniz. Eğer başaramazsanız yıllar boyunca kurduğunuz hayalleri ve yaptığınız çalışmaları göz ardı ederek piyano çalmayı öğrenebilirsiniz. Tedavi seansları sırasında karşı koltukta oturan saçları permalı kadının tırnaklarını nasıl törpülediğini ufak bir not kâğıdına çizmeyi bile düşünebilirsiniz.  Fiziğinizin diğer insanlara göre daha iri ve boyunuzun da bir haylice uzun olması, daha fazla dikkat çekmekten başka ne işe yarayabilir ki.

Çok fazla teknik bilgi vermeden konuya gireceğim. Bahsedeceğim sorunun ve olayın birçok insanda görülebileceğini herkes gibi siz de biliyorsunuz. Fakat bu sefer ki belki biraz daha sıra dışı olabilir. Royce White adını Kevin Durant gibi büyük ihtimalle sizde hiç duymamışsınızdır. Sekiz yaşından beri hem basketbol oynuyor hem de anksiyete bozukluğu hastalığıyla yaşıyor. Liseden sonra hem birçok üniversiteden amerikan kolej liginde oynaması için teklif alıyor hem de haftada iki gün doktoruyla beraber tedavi seanslarına katılıyor. Doğduğu yer olan Minnesota’da ve Iowa State üniversitelerinde birer sene oyuyor. En sonunda her basketbolcunun olmak istediği yere ulaşmak için NBA draftlarına katılıyor. Peki siz bu kararı alabilir miydiniz? Çok kolay olduğunu ben de sizin gibi düşünmüyorum. NBA’deki normal sezon maç temposuyla beraber neredeyse iki günde bir saatlerce uçak yolculuğu yapmak zorundasınız.  Peki, sizin panik atak rahatsızlığınız ve anksiyete bozukluğu sıkıntınız yok muydu? Bir de doğal olarak uçağa binmekten çekiniyorsunuz. Ayrıca uçuş sırasında beyninizin ve vücudunuzun nasıl bir tepki vereceği hakkında en ufak bir fikriniz yok.

O büyük NBA darf günü geliyor. Okulunuzun spor salonunda bulunan küçük ofiste koçunuz ve birkaç arkadaşınızla oturuyorsunuz. Anneniz ve diğer arkadaşlarınız dışarıda kurulmuş ekrandan draf seçimlerini izliyorlar. Öğretmen atamalarını öğrenmek için spor salonlarında kurulan büyük ekranlar ve göz yaşları gibi. Menajeriniz size telefon açıp neredeyse bütün takımların sizin çok riskli olduğunuzu ve tercihlerini başka birisini seçerek kullanacaklarını söylüyor. Houston Rockets hariç. Ayrıca, Houston takım koçu haricindeki herkes sizin çok yanlış bir seçim olacağını da ilave ediyor.  Bütün tartışmalara rağmen tek umut bağlanan takım olan Rockets sizi seçiyor. Görünen o ki binlerce aday arasından sıyrılıp bir yerlere atanmayı başardınız. Peki ya sonra?

Psikolojik sorunlar, takımla beraber uçak yolculuğu yapamama, takım menajerlerinin baskıları, basın, koç, takım arkadaşlarınız ve siz… Rockets organizasyonu sizi takıma kazandırıp, basketbola geri döndürmeye çalışıyor.  Fakat buradan ayrılıp geliştirme ligine ve oradan da NBA in en sorunlu takımlarında Kings’e gidiyorsunuz. En sonuncu durağınız ise yine geliştirme ligi.

Gerisi size kalmış. Daha yapılacak başka bir şey, alınacak başka bir risk varsa buyurun.  Benim için bu kadar hikâye yeter. Önemli olan doğru analizi yapıp, gerekli çıkarımı sağlamak.

Draft günü çekilen sekiz dakikalık belgeselinizi tekrardan izlemek için aşağıda ki video ya bakabilirsin.

Leave a Reply

1 comment

  1. Nazlı

    Normalde bu yazıyı trolleyecektim,
    ama kıyamadım,
    çok ilginçti
    çok güzel bir konu.
    çok duygulandım trolleyemedim yoksa royce’un ağzından bir mektup yazmak isterdim