Spor Toto Süper Lig – İlk Yarı Değerlendirmesi

Spor Toto Süper Lig’de ilk yarının bitimiyle beraber yine aşina olduğumuz bir puan tablosu uğurladı bizi. İlk üçte üç büyükler ve ardından ilkyarının sürpriz takımı ve sonrasında da  diğerleri. Beşiktaş yine sezona çok iyi başladı ancak derbileri kazanamayınca, liderliği Fenerbahçe devraldı. Ligin düşme hattında ise Süper Lig’e bu sene yükselen Balıkesirspor ile beraber Sivasspor ve Rizespor yer alıyor. Şimdi kısaca Avrupa Kupaları potasındaki 4 takımı ve ardında düşme hattındaki takımların performanslarına bir göz atalım.

Fenerbahçe

Sezona Ersun Yanal yerine İsmail Kartal’ın getirilmesiyle başlayan Fenerbahçe geçen sezonun kadrosuna yalnzıca Diego takviyesi yapmıştı. Ligin en yaşlı takımı olan sarı lacivertli ekip, geçen sezonla kıyaslandığında en büyük sıkıntıyı gol yollarında yaşıyor. Her ne kadar Kasımpaşa’dan sonra ligin en çok şut atan takımı olsalar da; geçen sezonu maç başına 2,18 gol ortalamasıyla bitiren takım bu sezon ilk yarı itibariyle 1,56 gol ortalamasıyla oynuyor. Üstelik attığı 25 golün 5 tanesi de penaltıdan. Ayrıca Fenerbahçe takımı aldığı 11 galibiyetin 8’ini tek farklı aldı. Yani takımın en önemli sıkıntılarından bir tanesi de farkı ikiye çıkaran golü rahatça bulamaması. Ancak buna rağmen ligin en çok topla oynayan ve en çok pas yapan takımı olmasıyla liderliği elinde bulunduruyor. Mehmet Topal ve Alper Potuk bu sezonki Fenerbahçe’nin en çok öne çıkan iki oyuncusu. Bu iki ismin enerjisi takımı sürükleyen en büyük etken oluyor bu sezon. Bütün bunlarla beraber tecrübeli isimleri ve zengin oyuncu alternatifleriyle İsmail Kartal’ın ekibi şu anda şampiyonluğun en güçlü adayı konumunda.

fenerbahce-2014-2015-sezonunun-ilk-macina-cik-6307731_400

Beşiktaş

Sezona stadsız başlayan Kara Kartal, bu sezon kadroya katılan Demba Ba ve Sosa’nın getirdiği hava ile sezona harika bir başlangıç yaptı. Şampiyonlar Ligi elemelerinde Arsenal’i elinden kıl payıyla kaçıran Kartal, Süper Lig için rakiplerine de gözdağı verdi. Sezonun ilk haftalarında ise orta sahada Veli ve ileride Demba Ba’nın muhteşem performansları tüm Beşiktaşlıları heyecanlandırdı. Bu sezon deplasmanlarda yalnızca Kayseri Erciyesspor’a kaybeden Bilic’in ekibi diğer deplasman maçlarını kazanarak ligin zirvesinde ve şampiyonluk yarışına ortak olmuş durumda. Ancak Beşiktaş’ın da en büyük sıkıntısı, öne geçtikten sonra takımın refleksif olarak geriye yaslanması ve oyunun kontrolünün rakibe geçmesine izin vermesi. Neredeyse her maçın farklı stadlarda oynanması oyuncuları hem fiziki hem de mental açıdan adaptasyonun sorununa sevk ediyor. Bunun yanında yaşanan sakatlıklar ve cezalı duruma düşen oyuncular Beşiktaş’ın bu sezon en çok başını ağrıtan etkenler oldu. Demba Ba ve Sosa’nın sakat olduğu dönemlerde takımda yaşanan düşüşler, orta sahada Atiba veya Veli’den birinin eksikliğinde oynanan maçlar, Bilic’in alternatif konusunda sıkıntı yaşadığının açık göstergeleri. Tüm bunlara rağmen Gökhan, Kerim, Demba Ba, Sosa gibi oyuncuların yetenekleri ve oyun zekalarıyla; Atiba, Veli, Ersan gibi oyuncuların çalışkanlığı, hırslı ve arzulu oyun anlayışları birleşince gerçekten de korkulması gereken bir Beşiktaş ortaya çıkıyor. Şayet sakatlık sorunundan en az şekilde etkilenmeyi başarabilirlerse onlar da şampiyonluğun bir diğer önemli adayı olarak karşımızda duracaklardır.

1314190

Galatasaray

Mancini’den sonra yerine gelen vatandaşı Prandelli’nin kulüpte tutunamayışını izlemekle başladı sezona Galatasaray taraftarı. Ancak ilginçtir her ne kadar taraftarların büyük bir çoğunluğunun tepkisine maruz kalan Prandelli, Galatasaray’ın son yıllarda ligdeki en iyi başlangıcına imza attı. Ancak bu durum bile onun gönderilmesine engel olamadı. Hamza Hamzaoğlu’nun gelişiyle beraber, Mancini döneminden beri türlü türlü maceraların içine sürüklenen Galatasaray kadrosu, zorunlu olduğu her halinden belli olan oyun anlayışından kurtuldu. Fatih Terim dönemindeki oyun sistemiyle beraber takım kendine geldi ve seri galibiyetlerle beraber zirve yarışından kopmamayı başardı. Derbilerde alınan galibiyetler sarı kırmızılılar adına ilk yarıda elde edilen en önemli kârlardı. Takımın ilk yarı performansının en belirleyici elemanları; attığı 11 golle gol krallığında zirvede olan Burak Yılmaz, savunmada sergilediği performansla  göz kamaştıran Chedjou ve tecrübesi ve klasıyla büyük maçlarda farkını ortaya koyan Sneijder oldu. Ancak Galatasaray takımı, savunmada Chedjou’nun olmadığı zamanlarda büyük sıkıntı çekiyor. Bunun yanında Semih’in sık sık sakatlıklar geçiriyor olması, savunmayı ciddi manada tehdit ediyor. Bu iki oyuncu haricinde Koray ve Hakan stoper olarak oynayabiliyor ancak iki oyuncu da şampiyonluk yarışı temposunu kaldırabilecek oyuncular değiller. Olcan ve Bruma gibi oyuna doğrudan etki edebilecek iki silaha sahip olması, Selçuk, Emre, Melo, Sneijder gibi topla oynayabilen oyuncuların varlığı ve ileride Burak Yılmaz’ın oluşu, hücum yollarında Hamzaoğlu’nun içini rahatlatan faktörler. Ancak ikinci devrede topla daha çok oynayıp, daha çok gol pozisyonu üretemezlerse, takımın 4. yıldızı takma hayalleri suya düşecektir.

1364642-29286792-1600-900

İstanbul Başakşehir

Süper Lig’in değişmez elemanlarından biri olan “ilk yarının sürpriz takımı” ünvanı bu sezon İstanbul Başakşehir’e ait. Eski teknik direktörü Abdullah Avcı’yla yeni bir takım olarak Süper Lig’e merhaba diyen Başakşehir takımı oynadığı akıllı futbolla futbol adamlarının beğenisini kazanmış durumda. Abdullah Avcı her maç öncesi rakibi çok iyi analiz ediyor ve oyuncularını da rakibe göre motive ediyor. Az atıyorlar ancak buna karşılık çok az yiyor ve puanları kazanmasını biliyorlar. Topladıkları 27 puanla zirve yarışından 8-9 puanlık uzaklıkta Avrupa Kupaları için mücadele ediyorlar. Kalede Volkan Babacan, ligin en az gol yiyen kalecisi (8) performansıyla takıma büyük katkı yapıyor. İleride Semih Şentürk gibi bir tecrübenin 7 gollük performansı ve savunmadaki Epureanu’nun 4 gollük katkısı Başakşehir’in 20 gollük yükünü çeken elemanların başında geliyor. Yalçın, Uğur, Semih, Volkan gibi tecrübeli isimler sergiledikleri performanslarıyla takımın bu noktada olmasında önemli paya sahipler. Ancak bu noktada devamlılığı sağlamak amacıyla takımın bir an önce gol yollarında farklı alternatifler üretmesi ve bunun yanında kadro genişliği adına takıma takviye yapılması şart.

başakşehir

Düşme Potasındaki Takımlar

Düşme potasındaki takımlar, birçok yönleri itibariyle benzerlik taşıdıklarından, onları ortak olarak ele almanın pek bir sakıncası da olmayacaktır. Süper Lig’e yükselmesiyle beraber kadroyu neredeyse baştan aşağı yenileyen Balıkesirspor, unutulmaya yüz tutmuş oyuncuların kendilerini tekrar göstermek için sığındıkları bir liman oldu adeta. Her ne kadar bu durum Sercan Yıldırım, Gökhan Ünal, Alanzinho gibi kaliteli oyuncuların takıma katılmasını sağladıysa da, takımı “toplama” takım kimliğine büründürdü. Takım düzeni olmayınca da ligin 33 golle en çok gol yiyen takımı oldular ve son sıraya demir attılar. Sivasspor ise geçen sezonki 4. lük performansından sonra bu sene bir türlü istenilen performansı yansıtamadı. Teknik direktörlüğe Sergen Yalçın’ı getiren Yiğidolar son iki maçta sergilenen futbolla ikinci yarıya daha ümitli girecek. Çaykur Rizespor ise evinde henüz galibiyetle tanışamamış olmanın verdiği sıkıntıyla ilk yarıyı kapattı. Onlar da Mehmet Özdilek’i gönderip yerine Hikmet Karaman’ı getirdiler. Kaliteli bir kadroya sahip olan Karadeniz temsilcisi, ligin en az gol atan takımlarından bir tanesi. Onlar da ikinci yarıda bu durum üzerine yoğunlaşıp düşme hattından uzaklaşmanın hesaplarını yapıyor olacaklar. Düşme hattının neredeyse her sezon abonesi olan Kayseri Erciyesspor ise Edinho ve Zoua’nın performanslarıyla ayakta kalmaya çalışıyor.

Diğerleri

Bu takımların haricinde Eskişehirspor her zamanki havasından çok uzakta bir görüntü izletiyor ve son derece başarısız sonuçlar alıyorlar. Onlar da çareyi Ertuğrul Sağlam’ın yerine bir dönem Galatasarayı da çalıştırmış olan eski teknik direktörleri Skibbe’yi getirmeyle arayacaklar. Erkan Zengin’in takımdan ayrılacak olması da onların performansını etkileyecek bir diğer önemli unsur olacak elbette.

Trabzonspor, Mersin İdman Yurdu ve Bursaspor da ligin renkli takımlarından oldular ilk yarıda. Mersin İdman Yurdu Rıza Çalımbay yönetiminde gerçekten iyi futbol oynayıp iş bölümünü iyi yaparak güzel işler çıkartıyor. Trabzonspor yaptığı onca transferden sonra gönderdiği Halilodzic’ten kalan enkazı temizlemekle görevlendirdiği Ersun Yanal yönetiminde yeniden hayat bulmaya çalışıyor. Çok alternatifli bu kadro; Cardozo, Mehmet Ekici, Özer, Constant ve daha birçok önemli isimle birlikte çok yüksek potansiyele sahip bir görüntü çiziyor. Onlar da 29 golle Bursaspor’un ardından ligin en çok gol atan ikinci takımı olmalarına karşın, yedikleri 28 gol ile Balıkesirspor’dan sonra ligin en çok gol yiyen takımı durumundalar. Bu duruma çözüm buldukları takdirde onlar da Avrupa Kupası’na katılma yolunda en önemli adaylardan biri konumunda olacaktr. Bursaspor Şenol Güneş yönetiminde ligin belki de izlenmesi en zevkli takımı konumunda. Gol yollarında ligin en verimli takımı olan Bursaspor, attığı 31 golle bu alanda zirvede. Fernandao, Belluschi ve Volkan’ın performansları Bursaspor’un güncel konumunu belirleyen kilit oyuncular oldu. Her ne kadar Avrupa Kupalarından men cezası almış olsalar da , karara itiraz edecek olmaları ve kararın iptali gibi bir durum söz konusu olduğu takdirde, Bursaspor takımının Avrupa Kupası’na gidememesi gibi bir durum sürpriz olur.

fernandao

Bursaapor’un gol yollarındaki en büyük silahı Fernandao

Özetlemek gerekirse, ligin dibi Akhisar, Konya, Eskişehir, Karabük, Rize, Erciyes, Sivas ve Balıkesir’in kıran kırana kapışacağı bir düşmeme mücadelesine sahne olacak. Bursa, Trabzon,Başakşehir ve yer yer Kasımpaşa’nın da dahil olabileceği bir Avrupa Kupası mücadelesi de bizleri bekliyor olacak. Ligin zirvesi için ise alışılagelmiş şekilde Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında geçmesi beklenen zirve mücadelesini izliyor olacağız. Beşiktaş takımı, bu mücadeleden kopmamak için en çok gayret sarf etmesi gereken takım. Zira iki-üç haftalık bir motivasyon kaybı, Beşiktaş adına, tüm zorluklara rağmen oldukça iyi giden bir sezonun heba edebilir. Fenerbahçe takımı golcülerinin formsuzluklarından kurtulması halinde bu yarışı önde götürmeye en yakın aday gibi duruor. Zira ikinci yarıda tüm derbileri evinde oynayacak olan Fenerbahçe, bu avantajı da iyi kullanırsa, 4. yıldızı armasının üstüne alacak ilk takım olacaktır. Galatasaray ise savunmada yaşadığı sıkıntıları çözdüğü/çözebildiği ölçüde bu yarışın içinde olur. Galatasaray gol bulma konusunda çok fazla sıkıntı yaşamayabilir ancak bu noktada takımın kaderi gol yememeye bağlı. Ne var ki; ne Telles ne de Sabri savunma anlamında tam olarak yeterli değiller ve Semih veya Chedjou’nun olası bir sakatlığı, Galatasaray için oldukça sıkıntılı günler doğurabilir.

Tüm bunlar ışığında ikinci yarının neler getireceğini hep birlikte göreceğiz. Ancak en büyük temennimiz; ilk yarıda izlemeyi arzu ettiğimiz ancak bir tülü bulamadığımız bol pozisyonlu,iyi ve kaliteli futbolu ikinci yarıda izlemek. Bütün takımlarımıza sakatlıkların ve futbol dışı unsurların olabildiğince az olduğu bir ikinci yarı diliyoruz.

Leave a Reply