Milyonlarca euronun döndüğü futbolun zirvesi Şampiyonlar Ligi’nde bize kaliteli bir futbol şöleni sunan bir sezonun daha sonuna yaklaştık. Yarı final ilk maçlarının ardından bu hafta oynanacak rövanşlar Berlin’deki büyük finalde sahaya çıkacak 2 takımı belirlemiş olacak.
Bayern Munih – Barcelona
İlk maçta güzel bir futbolla ve uzaylı Messi ile Alman ekibini 3-0 yenen Barcelona rövanş öncesinde büyük bir avantaja sahip. Dünyanın şu anda birçok futbolsevere göre en iyi iki futbol takımının eşleşmesinin çok daha yakın ve çekişmeli gitmesi öngörülüyordu ancak Bayern Münih’in şanssızlığı gerçekten de ‘yok artık’ denecek seviyedendi. Bütün sezon lig ve Avrupa’da pek de zorlanmadan devam eden Münih’in en iyi iki oyuncusu Ribery ve Robben, bu da yetmezmiş gibi bir diğer yıldızları David Alaba sakatlandı ve büyük şok yarattı. Porto maçında eksiklikleri hiç hissedilmedi ve ezici bir skorla geçtiler. Bu taraftarların yüreğine bir miktar su serpse de Barcelona maçında ne önemli eksiklikler olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Bu üç oyuncuya bütün sezon boyunca ihtiyaç duyulan tek maç belki de bu maçken, onların sakatlanmasını şanssızlık olarak adlandırabiliriz ya da suçu direkt sağlık ekibine atabiliriz. Seçim size kalmış.
Barcelona ise futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi hücum hatlarından birine sahip bu sezon. Takımdaki santrafor eksikliğinin Luis Suarez gibi bir yıldızla giderilmesiyle birlikte oluşan Messi-Suarez-Neymar hattı bu sezon 100 golü aşmış durumda ve duracak gibi de değiller. Ligde bu hafta sonu Real Madrid’in Valencia maçında sürpriz şekilde 2 puan bırakmasıyla ligi büyük ölçüde garantileyen Katalanlar artık tüm dikkatini Münih rövanşına çevirmiş durumda. İlk maçta aldıkları skorun avantajını zorlu Münih deplasmanında korumak isteyeceklerdir ancak işlerinin sandıkları kadar kolay olacağını düşünmüyorum. Önemli eksiklere rağmen Bayern kendi evinde son bir kurşun daha atmak isteyecektir. Barcelona’nın 90 dakika sonunda finalist olacağını düşünmeme rağmen bence keyifli ve sürprizlere gebe bir mücadele bizleri bekliyor.
Real Madrid – Juventus
İtalyan Ligi’ni 4 yıldır domine eden Juventus yıllardır Şampiyonlar Ligi’nde başarıya hasretti. Geçen sezon İstanbul’da Sneijder tarafından karlara gömülen hayalleri bu sezon gelen beklenmedik başarının sevincine dönüşmüş durumda. Grup aşamasında yine sıkıntılı bir süreç geçirseler de ikinci bitirip Dortmund ile eşleştiler ve kendi liglerinde kötü bir sezon geçiren rakiplerini çok zorlanmadan geçtiler. Daha sonra sezonun sürprüz takımı Monaco ile karşı karşıya geldiler. Gol bakımından çok kısır geçen eşleşmeyi tartışmalı ve birçoklarına göre de hatalı bir penaltı kararıyla attıkları golle geçtiler.
Real Madrid Şampiyonlar Ligi’nin format değişikliğinden sonra kupayı ard arda iki sezon alan ilk takım olma hedefiyle yola çıktı. Grup aşamasından 18 puanla ezici bir üstünlükle çıktıktan sonra Schalke’nin gerçekleştirmek üzere olduğu peri masalından son anda kaçabildiler. Çeyrek finalde bu seneki belalıları ve geçen sezon finaldeki rakibi, şehrin diğer takımı olan Atletico ile karşılaşmalarından Hernandez’in altın golüyle sıyrıldılar ve Juventus’un rakibi oldular.
İlk maçta kontrollü ve akıllı bir oyunla Real Madrid’i durduran, rakip yarı sahada kaptıkları toplarla da tehlikeli olan bir Juventus vardı. Hocalarının verdiği taktikleri iyi uygulasalar da Ronaldo’nun attığı gol İtalyan ekibi için kötü oldu. İspanya’daki mücadelenin de yine yakın geçeceğini düşünsem de deplasmanda attıkları golün Real Madrid’e turu getireceğini düşünüyorum. Umarım iki maç da bundan yıllar sonra bile anlatacağımız maçlar olur. İyi seyirler…