Amerikan Beyzbol Ligi’nde Chicago Cubs’ın Cleveland Indians karşısındaki mükemmel geri dönüşü ve şampiyonluğu ardından takımlar sezon arasına girmiş oldu. Şu sıralar oyuncu piyasasında ciddi bir hareketlenme olmasa da Cubs’ın mevcut kadrosunun koruması halinde gelecek sezonun en önemli favorilerinden biri olacağını düşünüyorum.
Geçen yazımda olduğu gibi bu yazımda da beyzbolla ilgili temel bilgileri paylaşmaya devam edeceğim. Daha önce hiç beyzbol maçı izlememiş kitleyi hedef seçtiğim ve ülkemizin beyzbol sporuna uzak olması nedeniyle kafalarda hiç soru işareti bırakmamaya çalışacağım ve olayları örneklendirerek basit bir şekilde ele alacağım.
Kavramları, Ali ve Veli adlı iki hayali beyzbol oyuncusu başından geçen senaryolar üzerinden anlatacağım. Ali atıcı pozisyonunda, Veli ise vurucu pozisyonunda olacak.
Home Run
Öncelikle en zorlu ve heyecan verici terimden başlayalım, “Home Run”.
Ali topu nizami bir şekilde Veli’ye doğru atıyor ve Veli topa öyle bir vuruyor ki top yeşil sahanın dışına, Veli’nin tam karşısında bulunan çeyrek çember şeklindeki tribünlere kadar gidiyor.(Bu kısım önemli çünkü çeyrek çember tribünler yerine Veli’nin sol ve sağ yanında bulunan çemberin yarıçapını tarayan bölgeye giderse atış faul olarak sayılır ve Veli’nin vuruşu “strike” olarak sayılır.)Bu durumda Veli “Home Run” yapmış oluyor ve eğer varsa saha içindeki tüm arkadaşlarıyla birlikte sayı yapmış oluyorlar. Eğer Veli topa vurmak için vurucu pozisyonuna geçerse, o esnada tüm baseler takım arkadaşları tarafından doldurulmuşsa ve Veli “Home Run” yaparsa buna “Grand Slam” deniyor.
Flyout
Ali nizami bir şekilde topu fırlattı. Veli topa yeterli bir hızla vurdu fakat açıyı iyi ayarlayamadı ve topa uyguladığı kuvvetin yukarıya doğru olan bileşeni yatay bileşenine ağır bastı. Top saha içinde havalanmaya başladı. Eğer Ali’nin takımındaki oyuncular, Veli’nin vurduğu top yere düşmeden topu tutabilirlerse (Bir nevi yakar topta “can tutma” mantığı) Veli direkt olarak oyun dışı kalıyor ve vuruş listesinin son sırasına geçiyor ve bu durum Veli’nin takımına “out” olarak işleniyor
Groundout
Ali yine topu nizami bir şekilde Veli’ye doğru fırlattı. Veli de yine bir şekilde topa vurmayı başardı fakat gerek açıyı iyi ayarlayamamasından gerek de yeterli gücü sağlayamamasından dolayı top sahanın merkeze yakın bir bölgesinde yere sekerek Ali’nin takım arkadaşlarından biri tarafından yakalandı. Veli yeterince başaralı bir vuruş yapamamasına rağmen vuruşu yaptığı bölgeden, birinci base’e doğru koşturdu. Ama top, Ali’nin takım arkadaşları tarafından Veli’den önce birinci base’e atıldı ve Veli oyun dışı kalmış oldu. Bu durumu da “Groundout” olarak tanımlıyoruz.
Strikeout
Ali, Veli’ye topları atmaya devam ediyor. Fakat Veli topa bir türlü vurmayı başaramıyor. Vursa bile ya atış nizami sayılmıyor ya da vurduğu toplar saha kenarlarına gidip duruyor. Bu durumda Veli 4. Iskasından sonra oyun dışı kalıyor ve Ali rakibinin vuruş yapmasına izin vermeden Veli engelini geçmiş oluyor. Bu durum “Strikeout” olarak adlandırılıyor.
Bullpen
Bu herhangi bir durum veya vuruş adı değil. Tamamen Ali’yle alakalı bir durumdan dolayı “Bullpen” kavramını ele alacağım. Ortalama bir atıcı yaklaşık 100 atıştan sonra oldukça yoruluyor, atış hızı ve isabeti gözle görülür bir biçimde düşüyor.(Bu nedenle oyun sonlarına doğru genelde daha fazla sayı olur ve heyecanlı geçen kısımlar oyun sonu periyodudur.) Bu da her an her şeyin değişebileceği bir spor dalı olan beyzbol için kilit bir durum. Diyelim ki Ali 107 atış yapmış olsun ve 7.inning’e giriyor olalım. Ali’nin takımı ev sahibi ve 4-1 önde. Ali oldukça yorulmuş ve 7.iningdeki ilk atışında ne yazık ki Veli “Home Run yapıyor ve durum 4-2’ye geliyor. “Bullpen” bu noktada devreye giriyor. Her takımın yaklaşık 3-4 tane as atıcısı ve bir o kadar da yedek atıcısı bulunur. Yedek atıcılar aslar yorulduktan sonra devreye girer ve maçı onlar bitirirler. Bullpen’de bir nevi yedek atıcıların kum torbalarına top fırlatarak ısındıkları bölge. Durum 4-2 olunca Ali’nin takımının koçu Ali’de bir şeylerin ters gittiğini ve daha da gidebileceğini fark ediyor ve vurucuların özelliklerine bakarak bir veya iki tane yedek atıcıyı ısınmaya gönderiyor. Eğer olur da durum 4-3 olursa koç mola alıyor ve Ali’yi farklı bir atıcıyla değiştiriyor.
Bundan önceki yazıyla birlikte bu yazıyı da hatmetmiş okurları temin ederim ki artık herhangi bir beyzbol maçı izlerken ortada neler döndüğünü anlayabilir ve rahatlıkla yorum yapabilir durumdalar.
Bir sonraki yazımda saha içindeki aksiyondan uzaklaşıp biraz da beyzbola saha dışından bakacağım. Hoşçakalın !