Her ne kadar bazı çevreler tarafından Amerika, kapitalistik yapısıyla oldukça yerilse de Amerikan spor dünyasında işler bu fikir yapısına 180 derece ters bir şekilde yürümektedir.
NBA’deki sistemi ele alacak olursak büyüğünden küçüğüne her takımın, NBA yönetimi tarafından belirlenmiş ve her takım için eşit olan bir “maaş sınırı” vardır. İstisnai durumlar hariç bu sınırın üstüne çıkılamaz, çıkıldığı takdirde ise bu sınırı aşan takım, aştığı miktarla doğru orantılı olan bir “lüks vergisi” ödemek zorunda kalır.
Genellikle büyük pazar takımları, küçük pazar takımlarına göre bu limiti aşmaktan çekinmese de Türkiye’de olduğu gibi Galatasaray, Fenerbahçe gibi ligi tekelleştirmiş takımlar olmuyor.
Ayrıca Draft Sistemi de alt sıralarda bulunan takımlar ile şampiyonluk yarışındaki takımlar arası güç dengesini uzun vadede dengelemek için oldukça iş gören bir araç olarak önümüze çıkıyor.
Kısacası Genel Sistem, üst sıralardaysanız sizi aşağıya çekmeye alt sıralardaysanız sizi yukarıya çıkarmaya çalışan bir ivme uyguluyor.
Peki ya orta sıradakiler?
2006-07 sezonundan beri Batı Yakasında 10. ile 14.’lük arasında gelip giden bir takım olan Sacramento Kings tabiri caizse etliye sütlüye karışmayan düşüşü de yükselişi de aşırı olmayan bir takım.
Bu süreçte ellerindeki en değerli parça 2010 NBA Draft’ında 5.sıradan seçtikleri DeMarcus Cousins’dı. Cousins takımın yüzü olmayı başarmıştı fakat takımın bir türlü Playoff seviyesine çıkamamasından rahatsız olmuş olacak ki her fırsatta takas edilmek istediğini ve Sacramento’da kalmak istemediğini dile getirmekteydi.
Kings yönetiminden tutun, bazı takım arkadaşlarıyla ve koçlarla oldukça sıkıntı yaşamış olan Cousins Sorunu oldukça büyüdü. Cousins’ın gönderilmesi durumunda kısa vadede galibiyet-mağlubiyet oranın düşeceğinden korkmuş olacak ki, Kings Genel Menajeri Vlade Divac erkenden kovulmamak için bu sorunu erteledikçe erteledi. Ama anlaşılan Kings takımının sahibi Vivek Ranadive, Cousins’ın açıklamalarının takımın prestijine zarar vereceğini düşünerek Divac’a Cousins’i takaslaması gerektiğini söyledi. Sonunda All-Star haftasının hemen bitiminde DeMarcus Cousins, 2016 1.Tur Draftından gelen Buddy Hield, Eski Kings oyuncusu Tyreke Evans, Langston Galloway ve 2017 Draftından 1. Ve 2. Tur Draft seçim hakları karşılığında New Orleans Pelicans’a takas oldu.
Takası Pelicans penceresinden inceleyecek olursak, her ne kadar bir çok otorite Pelicans’ı açık ara karlı taraf olarak görse de, benim görüşüme göre Pelicans için bu takas oldukça “gereksiz” bir takastı. Hali hazırda takımın ve uzun rotasyonun bel kemiği olan All-Star Anthony Davis varken bir de Cousins’i alıp yıllar geçtikçe değerini yitiren bu mevkii aşırı derecede güçlendirmek oldukça anlamsız bir hamle oldu. Durumu daha anlaşılır hale getirmek için analojik olarak ele almamız gerekirse eğer NBA’deki başarıyı 30 takımın yaptığı kahveyi deneyen bir kahve gurmesi olarak düşünebiliriz. Son zamanlarda bu gurmenin bol sütlü ve şekerli bir kahve sevdiğini düşünecek olursak eğer tutup da Pelicans’ın yaptığı gibi kahveye eser miktarda şeker ve süt koyup kahve yoğunluğunu oldukça üst seviyede tutacak olursak gurmenin vereceği notun pek de parlak olmayacağını tahmin edebiliriz. Tabii ki henüz nasıl kahve yapılacağını bilmeyen takımların da olduğunu hesaba katınca alınan not kalburüstü bir not olacaktır ama “En iyi kahve” ödülü için biraz uzak kaçacaktır. Beklenenin aksine bu takas Pelicans’a kısa vadede çok ufak bir ivme kazandırsa da uzun vadede oldukça manasız bir takas olduğu anlaşılacaktır.
Takas Kings’de tam bir “kaos” etkisi yaratarak “çağ kapatıp çağ açacak” cinsten oldu. Yıllardır takımın yüzü olan oyuncularını kaybettiler; ellerinde bir kaç rol oyuncusu, birkaç yan parça ve uzun vadede takımı üstüne inşa edebilecek bir Buddy Hield kaldı. Kings bu takasla beraber ligin orta şekerli takımı olmaktan vazgeçip birkaç yıl inzivaya çekilip üst sıralara oynamak istediği mesajını vermiş oldu. Aslında bu hamle oldukça da akılcı bir hamleydi. Şu anda Kings’in 2017 için 1.tur Draft Hakkı ilk 10 sıra korumalı durumda Bulls’da.(yani Kings sezon sonunda ligin son 10 takımı arasına girdiği takdirde draft hakları saklı kalacak) Açıkçası bu hamleden sonra beklenen o ki Kings biri ilk 10’dan biri de 10-20.sıra arasından olmak üzere iki adet birinci tur draft seçimi yapacak. Cousins’i göndererek ve Draft’tan genç bir yıldız edinmeye çalışarak Kings zarları yeniden atacak. Muhtemelen de 3 veya 4 yıl gibi bir süre sonra girmiş oldukları bu zor durumdan çıkıp bir Playoff takımı olarak eski mutlu günlerine dönecekler. Umarım Kings yönetimi, Sam Hinkie’ye olduğu gibi Divac’ı da planlarını gerçekleştiremeden kapı önüne koymaz.