Amerika’da Futbol

(newyorker.com)

Futbolun uzun yıllardır dünyanın en popüler spor dalı olduğu tartışılmaz bir gerçek. Bir başka realite ise Amerika’nın pazarlama, reklam ve eğlence alanlarında dünya zirvesinde olduğu. Fakat ilginçtir ki; futbol -Amerikalıların deyimiyle futbol değil de “soccer” dedikleri- ile Amerika’nın yıldızı pek de barışık değil ve kesinlikle bu bir tesadüf olamaz. Çünkü Amerika’nın bu tarz şeyleri NBA ve NFL organizyonlardan da bildiğimiz gibi ne kadar iyi pazarladığı ve sunduğu herkesin malumu.

Milletlerin kendileriyle özdeşleştiği, adeta kültürlerinin bir parçası olmuş çeşitli spor dalları var. Çin ve masa tenisi, Jamaika ve koşu, Brezilya ve futbol gibi. Bunun yanı sıra bazı ülkelerde bazı spor dallları pek talep görmez. Amerika’da futbolun son yıllarda artan girişimlere rağmen hala yeterince popüler bir spor dalı olmaması bunun için bir örnektir. Fakat Amerika ve futbol ilişkisinin -ilk paragrafta da kısaca bahsettiğim mevzular çerçevesinde- bu durumda olması ile Türkiye’de körling sporunun popüler olmaması kesinlikle farklı iki durum.

hhhh

(AP Photo)

Evet, son dönemlerde Amerika’da futbola ciddi yatırımlar yapıldı. Fakat bu yatırımlar ülkede futbolun gelişmesi, altyapılardan daha iyi oyuncular elde edilmesi amacından daha çok futbolun eğlenceli tarafını öne çıkarma amacıyla yapılıyor. David Beckham, Thierry Henry, Frank Lampard, Steven Gerrard, Kaka, Andrea Pirlo ve daha bir sürü efsane futbolcunun emeklilikten önce Amerika’ya uğraması da bu durumun bir ispatı olarak gösterilebilir. Bence futbolun Amerika’da bu durumda olması temel olarak Amerikan kültürü ile futbolun mantalitesinin birbiriyle örtüşmemesinden kaynaklanıyor. Amerikalılar ağırlıkla iyimser insanlar ve diğer taraftan, futbol da trajik bir oyun. Hal böyle olunca spor izlemeyi bir eğlence biçimi olarak algılayan bir kitlenin futbola ısınamaması pek de şaşırtıcı bir netice değil doğrusu. 90 dakika az sayıda skor yapılan ve hatta bazen skorsuz biten bu oyun Amerikalılara yeterince eğlenceli gelmiyor. Ayrıca futbolda spor izleyicilerini stadyumlara, arenalara, salonlara çeken estetik hareketlerin sıklığı basketbolla -hele de NBA’de oynayan basketbolla- kıyaslanmayacak kadar az.

Bu konudaki bir başka tezim ise birazcık komplo teorisi tadında. Şöyle ki; futbol köken itibariyle bir İngiliz oyunu yani Eski Dünya menşeli bir oyun. Kuralları koyan, bu alanda uzmanlaşanlar genellikle Avrupalılar. Hal böyle olunca Amerikalılar bu spora ilgi göstermek yerine kendilerinin daha iyi pozisyonda oldukları sporlara yoğunlaşmış ve süreç içerisinde de futboldan iyice uzaklaşmış olabilirler.

Kısaca, futbol Amerika’da belki de şu günlerde tarihinin en şaşalı günlerini yaşıyor olsa dahi dünyanın geri kalan kısmı ile kıyaslandığında Amerika’da futbola duyulan sevgi ve ilgi olarak oldukça az ve yukarıda da açıklamaya çalıştığım sebeplerden ötürü bu durumun değişeceğini çok zannetmiyorum, en azından yakın zamanda.

Leave a Reply