Geçtiğimiz hafta sonu ülkemizde bayan voleybolunun kulüp takımları seviyesinde Avrupa’daki en büyük kupası olan CEV Şampiyonlar Ligi Kupası sahibini buldu. Ne kadar mutluluk vericidir ki kupayı bir Türk takımı Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom, finalde Azerbaycan’ın Rabita Bakü takımını 3-0 gibi bir skor ve çok rahat bir oyunla geçerek kazandı. Turnuvanın en uzun isimli takımı olma unvanına da sahip takımımız bir tarih yazarak kupayı ilk defa ülkemize kazandırıp, 6 yıllık İtalyan takımlarının şampiyonluk serisine de son vermiş oldu. Biraz geriye dönecek olursak geçtiğimiz yıl Fenerbahçe Acıbadem’le, 1998 ve 1999 da yine Vakıfbank’la ve 1980’de ise Eczacıbaşı ile olmak üzere tam 4 kez daha final oynamış ve hepsinde de sahadan boynu bükük ayrılan taraf olmuştuk. Fakat ülkemizde ilk defa düzenlendiği bu yıl bu talihsizliğimizi Vakıfbank G.S.T.T. yenmiş oldu.
Aslında bu başarının temellerinin atılması çok kısa bir süre öncesine dayanıyor diyebiliriz. 2003 yılında ülkemizde düzenlenen Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda aldığımız gümüş madalya ile başlayan bu başarı yolculuğu, en son kazandığımız bu Şampiyonlar Ligi kupası ile sürmüş oldu. 2003’teki kazanılan gümüş madalyanın ardından ligimizdeki rekabet ve izlenme oranı da her geçen yıl arttı. Bu artışın ardından 2004 yılında Vakıfbank Güneş Sigorta büyük bir başarıya imza atarak Avrupa Top Teams Kupasını ülkemize getirdi. Daha sonra Eczacıbaşı’nın ligdeki hegemonyasına son veren Vakıfbank Güneş Sigorta’nın peşinden Fenerbahçe de lige katıldı ve rekabeti daha da kızıştırdı. Rekabetin kızışması ile birlikte, yapılan yatırımlar ve uzun vadeli planlarda yavaş yavaş etkisini göstermeye başladı. Öncelikle kulüplerimiz Vakıfbank’ın yolunu izleyerek şirketlerle ortaklık kurmaya başladılar. Önce Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Acıbadem Şirketler Grubu’yla anlaşması ardından Eczacıbaşı’nın Zentiva ile birleşmesi yatırımların artık en üst noktalara kadar gelmesini sağladı. Bu takımlarımızın ligdeki çekişmeleri ve kaliteyi artırmaları Türk takımlarını Avrupa’daki başarılarını da doğrudan olumlu bir şekilde etkiledi. 2010 yılında Cannes’da düzenlenen Avrupa Kadınlar Şampiyonlar ligi Final-Four’unda Fenerbahçe Acıbadem kendine yer bularak ülkemize büyük bir sevinç yaşattı. Fakat finalde çok zorlu bir maçın ardından son şampiyon Volley Bergamo’ya boyun eğerek ikincilikle yetinmek zorunda kaldı. Fakat her yıl düzenlenen Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonasına katılma biletini elde etti. Katıldığı bu turnuvada, finalde Brezilya Şampiyonu Sollys Osasco takımını 3-0 yenen Fenerbahçe Acıbadem, Dünya Şampiyonu unvanını elde etti. Bu şampiyonluğun ardından 2011 Avrupa Şampiyonlar Ligi Final-Four’unun ev sahipliğini yapmaya da hak kazandı. Özellikle Final-Four’un ülkemize verilmesinin ardından ligimizin 3 iddialı kulübü bu turnuvada şampiyonluk hedefi ile transfere büyük yatırımlar yaparak önemli yıldızları izleme imkânı verdiler. Bu hedeflerine ulaşmak için çok yoğun çaba harcayan 3 takımımızda kupada son 6 ya kalarak bir anlamda başarının anahtarını elde etme imkânı buldular. Fakat bu turda gelen şanssız Eczacıbaşı- Vakıfbank eşleşmesi ve devamında turu geçen takımın Final-Four’da Fenerbahçe Acıbadem’le karşılaşacak olması moralleri biraz bozsa da final four da en azından 2 takımla mücadele edecek olmamız içlerimize su serpmiş oldu. Zorlu Eczacıbaşı-Vakıfbank eşleşmesinden galip çıkan taraf ise Vakıfbank oldu. Final-Four’daki maçta ise Fenerbahçe-Vakıfbank maçı gerçekten çok çekişmeli ve izlemesi çok keyifli bir maç olarak tarihte yerini aldı. Otoritelere göre final maçından daha heyecanlı olan bu karşılaşmada tie-break de 7-2 den gelerek inanılmaz bir dönüş yapan Vakıfbank G.S.T.T.’nin 15-11 ile seti alarak finale kalması Vakıfbank tarafında büyük bir sevinç, Fenerbahçe tarafında ise büyük bir hüzne sebep oluyordu. Final ise tarihteki en kısa finallerinden birisi olma özelliğini de taşıdı. Azeri temsilcisi Rabita Bakü’yü çok rahat bir şekilde 3-0 la geçen Vakıfbank G.S.T.T. ülkemize bu başarıyı tattırmış oluyordu.
Bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve bundan sonraki yıllarda da voleyboldaki bu çıkışımızın sürmesini diliyorum.