Uzun zamandır olimpiyatları takip ederim. Olimpiyatların en önemli parçası atletizmdir. Çoğu kişi olimpiyatlar başladıktan sonra atletizm etkinliklerinin başlamasını bekler ve olimpiyatların asıl başlangıcı olarak stadyumlardaki etkinliklerin başlamasını görür. Hakikaten de atletizm diğer branşlara nazaran spora daha çok benzeyen bir zevahire sahip.

Asıl konuya geçmeden önce Ramil Guliyev’in 200 metre zaferinden bahsetmek isterim. Açıkçası ben sporcumuzun zaferine sevinemedim. Zira ülkemizin bu konularda sabıkası malum. Bir de sporcunun Azerbaycan’dan geldiğini düşünürsek –ki Rus etkisinin görüldüğü bir ülkedir ve Rusya ile Türkiye doping konusunda son zamanlarda başları çekiyor- kuşkularımızda haksız sayılmayız. Umarım Ramil Guliyev başarılarına başarı katarak Justin Gatlin’in Londra seyircisini susturduğu gibi bizi susturur.

Kadınlar Atletizmde Yarışıyor mu Hakikaten?

Sırıkla atlama gibi bazı dalları geçersek, kadınların yarıştığı güç isteyen atletizm dallarında bence testosteron hormonu belirleyici bir etken. Caster Semenya ile başlayan tartışmaların da etkisiyle IAAF kadınlar için bazı kurallarını değiştirdi ve artık müsabakalar eskisine göre daha fazla serbestliğe sahip oldu. Sonuçta bu konu insani, etik ve saire açısından çok yönlü bir konu fakat biz sadece seyir zevki açısından değerlendiriyoruz.

Sözün özü yarışmacıların fiziki yapısına baktığımız zaman bazılarının diğerlerine göre avantaj sağladığını tahmin edebiliyoruz. IAAF’in bu konuya bir çözüm üretmesi gerekir. Kuralları sıkı yapacağına gevşeterek işin tadını kaçırdığını düşünüyorum. Biraz daha açmak gerekirse önceki uygulamada testosteron miktarı için bir sınır vardı. Şimdi bu dikkate alınmıyor. Kaldı ki bence eski sistem de sağlıklı değildi. İleride kadın ve erkek derecelerinin yaklaştığını görürsek şaşırmayalım.

Futbola Spor Diyen Kaldı mı?

Biliyorsunuz ülkemizde futbol harici spor dallarına amatör spor deniliyor. Ancak futbolun da ne kadar profesyonel oynandığı tartışılır. Zaten futbolun en iyi oynandığı ülkelerde bile haddizatında bir spor olmaktan çıktığını söylesek abartmış olmayız. Neymar’a verilen 222 milyon Euro bunu bir kere daha yüzümüze çarptı. Futbol artık reklamlarla dönen, para kazanmaya odaklanmış bir şov endüstrisine dönüşmüş durumda.

Gelgelelim bugün bilgisayar oyunlarına bile spor denmeye başlandı. Bir şeyin rekabetçi olması onu spor yapar mı bilmem ama bize düşenin kendi sporumuzla ilgilenmek olduğunu düşünüyorum. Hani şu sağlıklı yaşamamız için yapmamız gereken spor. Spor salonunda kas geliştirmek için mesai harcamak bir yana biraz koşmak, barfiks çekmek hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmalı. Spor deyince aklımıza gelen de bunlar olmalı.

 

Leave a Reply