Hamilton, Vettel’in Hızını Kesti

Geçtiğimiz haftalarda Çin Grand Prix’sini geride bıraktık ve iki yarıştır alışılanın tersine,  Sebastian Vettel birinciliği Lewis Hamilton’a kaptırdı. Belki de bu yarışla F1’de her şeyin çok çabuk değişebileceğini görmüş olduk. Kış testlerinde Mclaren, aracın performansı bakımından Ferrari ve Redbull’a yetişememiş gibi görünse de kısa sürede çok iş başardığını bu yarışta kanıtladı ve şampiyonluk mücadelesinde bu sezonda da sonuna kadar devam edeceklerinin sinyallerini Lewis Hamilton’ın zaferiyle vermiş oldu. Sebastian Vettel’in de, her ne kadar Adrian Newey tasarımı olan RB7 ile yarışıyor olsa da, geçilebileceğini görmüş olduk. Yarışta öne çıkan başka bir nokta ise Jenson Button’ın 2010 sezonuna göre çok daha rekabetçi ve hem lastiklerle hem de araçla oldukça uyum içerisinde olmasıydı. Jenson Button bu sezon Lewis Hamilton’la olan farkı kapatmaya hazır göründü. Çin GP’nin şanssız ismi Mark Webber ise, kötü şansını iyiye çevirmeyi başararak, sıralama turlarının ilk kısmında elenip gridin 18.cebinden başlamasına rağmen, iyi pit stop taktikleri ve lastik kullanımıyla yarışı podyumda, 3.sırada bitirerek büyük başarı elde etti. Ferrari ise beklenilen güncellemeleri bir türlü yapamadığından Redbull ve Mclaren’e kısa zamanda yetişemeyecek gibi duruyor. Çin’de de kötü lastik stratejileri nedeniyle beklenilen performansı gösteremeyen Fernando Alonso yarışı 7.sırada bitirdi. Massa ise yarışın başlangıcında Mclaren ve Redbulllarla rekabet edebiliyor gibi görünse de sonuçta 6.sırayı almakla yetindi. Ferrari’nin yaptığı açıklamalara göre takımın kısa vadede sorunu çözemeyecekleri; fakat mühendislerin hızla çalıştığı anlaşılıyor. Ferrari takımının güncellemelerde yetersiz kalması ve rakipleriyle mücadele edememesi Ferrari başkanının da tepkisine yol açtı ve takımın üstünde hem başkan hem fanlar tarafından büyük baskı oluştu. Mercedes’ten Nico Rosberg ise Michael Schumacher’i yine geride bırakarak Jenson Button’ın ardından yarışı beşinci olarak bitirdi ve Mercedes’te de büyük ilerlemeler olduğu görüldü.

Çin Grand Prix’sinin ardından sırada Avrupa yarışlarının birinci ayağı olan Türkiye Grand Prix’si var. 6-7-8 Mayıs’ta İstanbul Park’ta gerçekleşecek olan Türkiye GP ‘sinde geçen seneki gibi yine büyük rekabetlerle karşılaşmak olası görünüyor. Formula 1’in Avrupa’ya geçmiş olması ile takımlar yeni ve önemli güncellemeler getirecek. Redbull takımının İstanbul Park’ta KERS kullanabileceğini açıklamasının ardından herkes biraz daha heyecanlanmaya başladı bile. Bu mücadele, rekabet ve heyecanın yanında şu günlerde gündemde olan başka bir konu ise 2011 Türkiye Grand Prix’sinin Türkiye’de gerçekleşecek son yarış olması. Bilindiği üzere birkaç yıldır 2011’de son kez F1 yarışı düzenlenebileceği konuşuluyordu; 7 yıllık sözleşmenin bitiminin ardından 2012 için yeni sözleşme yapılmaması bu ihtimali güçlendirdi ve herkesi hayal kırıklığına uğrattı. Geçen hafta İstanbul Ticaret Odası Başkanı’nın açıklamalarında da bu sene düzenlenecek olan yarışın son yarış olma olasılığı %95 gibi görünüyor. Bunun tabii ki birçok nedeni var; fakat medyaya yansıyan en büyük faktör 26 milyon dolar gibi bir ücret talep edilmesi ki bu fiyat geçen sözleşmede ödenen fiyatın 2 katı. Fiyat konusunun dışında Bernie Ecclestone’un İstanbul Park’ın işletmesini bırakması ve yerine işletecek başka birinin bulunamaması, politikacıların Formula 1’e ilgisinin git gide azalması ve seyirci azlığı geliyor maalesef. Formula 1’i ülkemizde tutmak için çok çaba sarf edilse de durum umutsuz. Pek çok F1 sever efsanevi 8.virajın bulunduğu Tilke tasarımı İstanbul Park pistinin takvimde kalmasını istiyor; fakat önümüzdeki senelerde Teksas GP ile takvime eklenecek olan Austin pistinde de 8.viraja benzeyen bir viraj olması, İstanbul Park’ın geleceğini bir hayli tehlikeye sokuyor. Bütün bu umutsuz durumlara karşın, DHL’in 2011 Formula 1 Türkiye Grand Prix’sine sponsor olması ise F1 severleri biraz mutlu etti son günlerde. Bu tartışmaları bir kenara bırakıp şimdi artık tek yapmamız gereken önümüzdeki yarış olan Türkiye GP’yi beklemek ve Formula 1 Pirelli lastiklerinin üretildiği ülkemize, Formula 1’in veda etmeyecek olmasını ummak. Tabii ki bunların yanında da Formula 1 heyecanına ortak olmak, F1 araçlarının seslerini yerinde duymak ve pilotlar arasındaki nefes kesici rekabeti yerinde izlemek için İstanbul Park’ta buluşmak! Bakalım geçen sene Sebastian Vettel ve Mark Webber’in olay yaratan kazasına tanıklık ettiğimiz İstanbul Park’ta bu sene neler olacak…

Leave a Reply