15 Ocak günü ana tablo maçlarıyla başladı Avustralya Açık. Sezonun ilk Grand Slam turnuvasıyla ilgili herkesin kafasında fikirler ve soru işaretleri var. Bu bağlamda ben de yakın dostum Süleyman Bölükbaş ile bir sohbet gerçekleştirmeyi, kendisinin fikirlerini ve öngörülerini almayı düşündüm. Sohbetimizin konusu tabii ki tenis dünyasındaki son gelişmeler ve Avustralya Açık Tenis Turnuvası idi. Dostum Bilkent mezunu, şimdi de Sabancı Üniversitesi’nde yüksek lisansına devam ediyor. Ekşisözlük’te tenis başlıklarına yazarken tanışmıştık, kendisinin engin bilgilerinden ve değerli fikirlerinden yararlanmak için 16 Ocak günü, yani turnuvanın ikinci günü Kızılay’da bir kahvecide oturduk ve ses kayıt cihazımızı çalıştırdık. Keyifle okuyacağınızı umuyorum.
Kupa kapanın elinde kalacak
B (Baran Ataman, bendeniz): Sıcağı sıcağına Kvitova ile başlayalım. Geçen seneki geri dönüşünün ardından beklediğimiz yükselişi bir türlü gösteremedi, bugün de(Salı) ilk turda Andrea Petkovic’e kaybetti. Bu maçta çok zorlandığını gördük, ikinci sette set puanlarını birer birer harcadı ve çok fazla basit hata yaptı. İyi bir görüntü çizmedi, sen ne dersin?
H (Dostum, Süleyman Bölükbaş): Kvitova’nın otomatiğe bağlaması da saçmalamaya başlaması da her daim mümkün. Şartlar kendisi için uygun olmadığında olmayacak hatalar yapabiliyor. Örneğin sert kort ve kapalı salonda yapılan turnuvalarda ne kadar başarılı olduğunu görüyoruz, ama burada kortun üstü açıktı ve hava sıcaklığı yüksekti, dolayısıyla Kvitova ritm bulmakta zorlandı. Bu senenin devamında daha istikrarlı olacaktır, henüz sezonun başı. Petkovic’in de çok iyi oynadığının altını çizmeliyim, zira sanki Kvitova ritm bulamadığı için sıradan bir rakibe kaybetmiş gibi anlaşılmasın.
B:Pekala, şimdi senin çok sevdiğin Kerber’i konuşalım. Kerber çok formda, 9 maç üst üste kazanarak geldi Melbourne’e ve ilk tur maçında da Anna-Lena Friedsam’e karşı çok rahattı. Kısaca, sence geçen sezon neden çok kötüydü: antrenörünü değiştirdikten sonra iyi gitmeye başladı, bu turnuva ve devamında ne bekliyorsun?
H: Öncelikle geçen sene beklentileri karşılayamadığı için çok kötüydü deniyor çünkü 1 numaraya geldikten sonra oynadığı tek final var o da 2016 sezon sonu finali. Oraya da namağlup gelmişti ama Cibulkova’ya yenildi. Onun haricinde, geçen sezon rallilerde çok pasif kalıyordu, tamamen rakibi yıpratmaya dayalı bir oyun oynamaya çalışıyordu. Rakibi hataya zorlayan değil, rakibin hata yapmasını bekleyen bir oyundu bu, halbuki Kerber sınırsız silaha sahip bir tenisçi. Geçen sene geri çizginin arkasında çok kalıyordu, bir adım içeri girip winner üretmek yerine rakibi ters ayakta yakalamaya çalışıyordu.
B: Peki bu taktiksel bir değişim miydi, yoksa öyle mi gelişiyordu?
H: Antrenörüyle alakalıydı, eski antrenörüyle bu tarzda bir oyun oynuyordu son bir senede. Şimdiyse bakıyorsun hâlâ savunması çok iyi, ama defence-into-offense işini çok iyi yapıyor, cross court winner çıkarıyor. Forehand kanadında özellikle çok başarılı.
B: Bu turnuva ve sezonun devamı için ne beklemeliyiz?
H: Bu turnuvayı kimin kazanacağını hiç bilemiyoruz, kupa kapanın elinde kalacak. Çok fazla aday var, adayların durumu belli değil, kimse hazır değil, zemin çok yavaş, ralliler uzun sürüyor. Yani kim dayanabilirse, o sıcaklarda kim yılmaz da ayakta kalırsa o kazanacak.
B: Bence Kerber de Svitolina ve Wozniacki ile birlikte 3 büyük favoriden biri, sence de öyle mi?
H: Evet, kesinlikle öyle.
B: Peki ilk 10’daki diğer yıldızlar Pliskova, Muguruza ve Konta’yı biraz değerlendirelim.
H: Konta kapalı kutu, Sydney’de Radwanska’ya yenildi, Brisbane’de çekildi. Radwanska’ya yenildiyse zaten kapatsın dükkanı gitsin (Gülüyoruz). O bağlamda bilemiyorum Konta’nın ne yapacağını. Pliskova da biraz geride kaldı, daha hırslı oynaması lazım çünkü çok iyi bir servisi ve forehandi var. Ama maçı çok erken bırakıyor, biraz daha mücadele etmesi gerekiyor. Mugu son anda katılmaya karar verdi, durumu çok iyi değil o da kazanır gibi gözükmüyor. Venus ilk turda elendi, geçen sene yarı finale çıkan Wandeweghe ilk turda elendi, birçok seri başı ilk turda elendi.
B: Evet Amerika’dan katılan 14 seri başı tenisçinin (ATP/WTA toplam) 11’i ilk turda elenmiş.
H: Doğru, ilk gün seri başı katliamı gibiydi, seri başı olup da maç kazanan çok az tenisçi vardı. CiCi Bellis benim takip ettiğim gençlerdendi, ondan bir çıkış bekliyordum ama o da ilk turda elendi.
B: Peki mesela, sezon başı turnuvalarında Svitolina, Kerber ve Wozniacki hariç kimsenin hazır olmadığını görüyoruz. Onların dışında sanki kimse form tutmaya başlamamış, kimsede bir ışık yok gibi.
H: Evet, çünkü sezonun ilk Grand Slam’inde hep böyle olur. Daha üçüncü haftadayız, kafa olarak hazır olsa bile fiziksel olarak kimse tam hazır değildir. Her gün korta çıkmak, 1.5 aylık tatilden sonra kolay kaldırılabilecek bir iş değil.
B: Peki ikimizin de çok sevdiği Svitolina’yı konuşalım.
H: O kızcağızın ilk 10’a girişinin kaynağı şuydu: Çok defansif oynardı, çok iyi savunma yapardı ama çok çaresiz kalırdı bazen. Normalde vuruşları çok iyi ama hiçbiri büyük tenisçilere karşı öne çıkmazdı. Serena, Azarenka, Halep gibi winner odaklı tenisçilere karşı tutmazdı, hiç tutmadı. Mücadeleye girmeden bitiyordu ralliler, ama onu da değiştirmiş görünüyor.
B: Evet Brisbane’de Pliskova ve Sasnovich’e yaptığı geri çizgi savunması, çizgiye düşen topları backhandle çıkarması, winnerları.. Çok iyi bir tenis oynadığını düşünüyorum, yenilmez gibi gözüküyor.
H: Kesinlikle. Pliskova’yı fileye getirip passing shotları dizmesi harikaydı. Zaten passing shot işini turda en iyi yapan iki kişi Kerber ve Svitolina. 2016 Avustralya Açık finalini hatırla: Serena 27 kere gelmiş fileye, 15’inde Kerber’in passing shotlarının kurbanı olmuş. En sonunda seyirciye dönüp “Geçiremiyorum şu topu filenin karşısına” diye isyan ediyordu (Gülüyoruz). Svitolina da şu anda çok agresif oynuyor, sağlı sollu içeriye girme derdinde. O yüzden zaten yüksek adaylardan biri, şu anda çok güçlü gözüküyor.
B: Venüs Williams-Belinda Bencic maçı üzerinden (Venüs Bencic’e yenilerek ilk turda veda etti) Venüs ve Bencic konusunda ne dersin, Bencic senin yakından takip ettiğin bir tenisçi. Nereye kadar gelir bu turnuvada?
H: Bencic sakattı, şu anda formda görünüyor, challenger seviyesinde çok turnuva kazandı. Maç oynama alışkanlığı var, mental ve fiziksel anlamda hazır görünüyor, Venüs’ü yenmek kolay değil.
B: Venüs biraz yaşlandı ama…
H: Ama hala çok iyi bir oyunu var. Ben şahsen Bencic’in yenileceğini düşünüyordum ama bu turnuvada istikrarını korursa çok ilerleyebilir, zaten gelecek vadeden tenisçilerden biri. Beni hayal kırıklığına uğratan genç tenisçilerden biri Daria Kasatkina’ydı, çok güçlü bir forehandi var ama bir türlü ilk 20’ye sokamadı kendini. Burada ilk tur maçında güçlü gözüktü, bakalım nereye kadar ilerleyecek.
(Not: Röportajın ertesi günü Kasatkina 2.tur maçında Magda Linette’ye yenilerek elendi)
Utanmasalar ödüllendirecekler
B: Sharapova ve Kerber’in olası bir üçüncü tur maçı üzerinden konuşalım. Sharapova burada daha önce 4 final oynadı birini kazandı, Kerber’in ise oynadığı ve kazandığı tek finali var. Kura çekimine Serena Williams olmadığı için Sharapova’nın çıkarılması bir tartışma yarattı. Sence burada bir yanlışlık var mı, 2008 şampiyonunun yerine 2016 şampiyonunun çıkarılması gerekir miydi?
H: Doğru bulmuyorum. Sharapova’ya yapılan gösterilen bu müsamaha hiç hoş değil. Doping ya, doping yapan bir tenisçi, sırf reklam potansiyeli olduğu için gördüğü muamele, aldığı wildcardlar… Hani doping yapan bir insanı utanmasalar ödüllendirecekler.
B: Kimilerine göre, bu kura çekimine birisi katılacaksa Kerber’den ziyade Sharapova’nın katılması doğru, yukarıda söylediğim nedenden ötürü.
H: Katılmıyorum, bir kere geçen seneki turnuvada yoktu, geçen sene dopingden cezalıydı. Yükselen yıldızlardan birisi katılabilirdi mesela bir Grand Slam şampiyonu sıfatıyla Jelena Ostapenko veya Garbine Muguruza.
B: Ostapenko hakkında ne söylemek istersin? Sempatiyle yaklaşıyorsun Ostapenko’ya.
H: Evet sempatiyle yaklaşıyorum. Maçlarda verdiği yüz ifadelerine gülmemek elde değil.
B: Son maçından sonra, karşılaştığı yoğun ilgiye hâlâ alışamadığından bahsetmiş, “Biz Letonyalı atletler alışık değiliz bu kadar ilgiye” demiş. Fransa Açık’tan sonra Wimbledon’da da çeyrek final oynaması, sezon sonu finallerine katılması, hâlâ ilk 10’da oluşu epey olumlu. Roland Garros lanetine yakalanmamış görünüyor.
H: Yükselişte olan bir tenisçi, aranan kan olabilir. Bunun yanında medya tarafından güzelliğine dikkat çekilmemesi, ilgi odağı olmaması da kendisinin lehine, daha 20 yaşında çünkü.
B: Güzel de bir kız aslında.
H: Mesela Pliskova da öyle aslında, epey güzel bir kadın. Ama verdikleri bikinili pozlarla değil kortta yapabildikleri veya yapamadıklarıyla ön plana çıkıyorlar Pliskova da Ostapenko da. Bu turnuvada sürpriz yapabilecek bir isim olarak görüyorum Ostapenko’yu. Bir de Julia Goerges var, o da yükselişte. Geçen sezon sonunda Kremlin Cup ve Zhuhai’da Elit Trophy’yi kazandı. Bu sene başında da Auckland’ı kazandı, onun da formu epey iyi.
B: Goerges ilk turda Kenin’i yendi, 2.turdaki rakibi de Alize Cornet, şarapla beslenen Alize Cornet.
H: Şarap, aşk ve marulla beslenen Alize Cornet (Gülüyoruz). O çok güzel bir maç olacak. Cornet biraz kara delik gibi, asla çok ilerleyemiyor ama tehlikeli oyunculara karşı farklı oynayabiliyor. Çok mücadeleci, agresif oynuyor ama yeterli değil.
B: Evet Cornet’nin formu iyi, Brisbane’de Caroline Garcia’yı eledi. Aslında güzel bir maç, kazananı da Gavrilova-Mertens galibiyle oynayacak.
H: Gavrilova dünyanın en artistlik vuruşlarıyla en saçma vuruşlarını aynı oyun içinde sergileyebilen birisi.
B: İlk turda Irina Falconi’yi yendiği maçı izledim, epey iyi hareket ediyordu kortta, çok rahat bir galibiyet aldı.
H: Falconi’yi yenmek pek marifet değil, bizim Çağla da yenmişti Falconi’yi. Goerges-Cornet maçını alan yürür oradan. (Not: Cornet Goerges’i, Mertens Gavrilova’yı eledi ve 3.turda birbirlerine rakip oldular).
B: Ben Sevastova-Sharapova maçını hevesle bekliyorum. Sevastova’nın kazanmasını istiyorum ama Sharapova daha ağır basıyor. Sharapova’nın benzer vücut yapısındaki Halep’i her seferinde harcaması düşündürüyor.
H: Sevastova dağılmazsa şansı var. Çok yüklenince dağılan bir oyuncu Sevastova.
B: Sadece topu oyunda tutarak yenebilirsin Sevastova’yı.
H: En güzel şu örnekle anlatabilirim: 2016 Avustralya Açık 2. tur maçında Ana Ivanovic’in 6 winner’ı 8 basit hatası vardı ben izlemeye başladığımda, Sevastova’nın 8 winner’ı 18 basit hatası vardı ve Ivanovic maçı 6-3 6-3 kazandı.Başta winner üretmeye çalıştı, baktı olmayacak, topu oyunda tutmaya çalıştı. Ivanovic gibi defansif olmayan bir tenisçinin bile defansif oynayarak yenebileceği bir tenisçi Sevastova.
B: Ama 2 senede kendini geliştirmiştir artık, gerçi Sloane Stephens maçını hatırlıyorum 2017 Amerika Açık’taki, Stephens sadece rallilerde kalarak, ve tabii seyirci desteğini arkasına alarak Sevastova’yı eritmişti. Gözümüzün önünde buzdağı Sevastova eriyip gitmişti. Stephens zaten kupaya yürüdü.
Spot ışıklarının altında yenilmenin cezası ağır oluyor
H: Stephens da defansif oynuyor, rakibi sağdan sola dolaştırıyor. Topu oyunda tutarsan Sevastova’yı yenebilirsin. Ama basit hataları dizginleyebilirse, açılı vuruşlar yapabilirse Sharapova’yı silebilir.
B: Peki Sloane Stephens’ın Avustralya Açık’tan ilk turda elenmesiyle ve uzun süredir maç kazanamamasıyla ilgili, sence sıralamada bulunduğu yeri hak ediyor mu veya aşağılara inecek mi?
H: Aşağılara pek inemez çünkü buralarda oynadığı turnuva pek yok, dolayısıyla kaybedeceği nerdeyse hiç puan yok. Hak ediyor mu, sonuçta bir Grand Slam şampiyonu. Beklentileri karşılayamamak Amerikalı sporcuların ciddi bir sorunu. Gençler çok şişiriliyorlar, çok pohpohlanıyorlar. Bırakın sporcu kendi muhakemesini yapsın, bulunduğu yerin farkına varsın. 2-3 maç kaybettikten sonra yerden yere vurmak olacak iş değil.
B: Gerçi Stephens çok genç değil, 25 yaşında.
H: Evet, ama bu seviyeye pek alışık değil. 2013’te biraz parladı, sonra söndü, şimdilerde tekrar yükselmeye çalışıyor. Aynısı Mladenovic’in de başına geldi. Roland Garros’ta çeyrek final oynadıktan sonra Wimbledon öncesine kadar çok iyi performansı varken, Wimbledon sonrası düşmesinin sebebi bu. Birkaç maç kaybedince çok üstelediler.
B: Fransızlar yeni yıldızları diye baktılar Mladenovic’e.
H: Spot ışıklarının altında yenilmenin cezası ağır oluyor. O tarzda bir düşüşü yaşadığını düşünüyorum Stephens’ın da. Sezonun devamında, Miami’den sonra toprak kort turnuvalarının başlamasıyla tekrar yükseleceğini düşünüyorum.
Amerika Açık’ta Federer’i yenen, Avustralya Açık’ta da yener
B: Peki WTA turunu kenara koyalım, ATP turunu konuşalım. Herkesin en çok merak ettiği konu, Federer veya Nadal’ın kazanması ihtimali ne kadar yüksek? İkisinden biri muhtemelen kazanacak gibi.
H: Bir Fedal finali bekliyoruz. Nadal formda gibi, 6-1’lik üç sette kazandı. Federer de kazandı galiba.
B: Evet az önce 3 sette bitirdi maçı.
H: Kortun yavaş olması Federer’in yoluna taş koymazsa…
B: Topraktan hallice bir kort.
H: Aynen öyle topraktan hallice bir kort. Ama bir Fedal finali bekliyorum. Onun dışında Del Potro’nun da iyi bir şansı olduğunu düşünüyorum. Amerika Açık’ta Federer’i yenen, Avustralya Açık’ta da yener.
B: Del Potro Federer’in çeyreğinde. Yıllar sonra da ilk 10’a döndü.
H: Agut’a karşı Auckland finalini kaybetmiş olması hiçbir şey göstermez.
B: Ki Bautista-Agut da hemen ilk turda elendi.
H: Rallilerde çok yavaş kaldı Agut karşısında. Backhand’ine çok güvenmiyor, slice deniyor backhand kanadında. Çok iyi slicelar da bulamıyor, açısız slicelar rakibe atak yapma şansı veriyor. Daha açılı backhandler vurursa çok daha rahat kazanacaktır maçlarını.
B: İlk maçını da kazanmak üzere, bitiyor maç. Peki Wawrinka ve Djokovic? Kimileri diyor ki, Wawrinka ve Djokovic bu turnuvada çok belirleyici rol oynayacak. İkisinden birinin, favorilerden birisini elemesi turnuvanın çehresini çok değiştirebilir.
H: Djokovic’in o yenilmezliği bitti artık. Evet burası onun evi ama insanlar karşısına farklı bir biçimde çıkıyor artık. Wawrinka’nın ne durumda olduğunu kimse bilmiyor, belirsiz. O da kapalı kutu göreceğiz. Onların dışında şansı olan Dimitrov…
B: Dominic Thiem…
H: Thiem ve Nick Kyrgios. Artık daha olgun bir görüntü çiziyor Kyrgios.
B: Ben Dimitrov ve Kyrgios’un yolu 4. turda bir kere daha kesişecek diye düşünüyorum. Yani o ikisi çok önemli bir maça çıkabilirler. Aynı tarafta olmasalardı ikinci final olarak Kyrgios-Dimitrov finali derdim.
H: Kyrgios o çocukça davranışları bir kenara bırakmış gibi gözüküyor sanki.
B: Evet özellikle 1 yıla yakındır öyle. Hem Avustralya onun evi, Brisbane’de de çok iyiydi. Bir süredir görmüyoruz bu şımarıklıkları. Burada aklını başına almış gibi gözüküyor, daha ilerleyeceğini düşünüyorum. Nadal’ın tarafında Kyrgios.
H: Öyle davranabilirse, 90’larda doğanlar arasında, Dimitrov’u ve Zverev’i bir kenara koyarsak çok önemli bir yere sahip olacak.
Thiem ya da Zverev
B: Zverev’i de bir konuşalım. Ne bekliyoruz Zverev’den.
H: Zverev’den çok şeyler bekliyorum. Bu turnuvada olmasa da ileride şampiyonluklar bekliyorum.
B: Zverev’in çeyreği çok zorlu: Thiem, Djokovic, Wawrinka, Agut, Monfils ve yetmezmiş gibi abisi Mischa bu çeyrekte. Abi-kardeş maçı olabilir 3.turda (Not: Mischa Zverev ilk turda elendi ve bu ihtimal ortadan kalktı).
H:Mischa Zverev o kadar ileriyi göremeyebilir. Gidiyor Murray’i yeniyor ertesi gün kaybediyor.
B: Çok kötü bir Murray’di ama.
H: Servis-voleci Mischa, o çok riskli bir oyundur. İyi bir return’cü gelirse geçmiş olsun.
B: Evet geçen sene Avustralya’da Federer’e karşı sadece 8 oyun alabilmişti.
H: Artık eskisi gibi değil. Servis-vole artık bir anı olarak kalmalı (Gülüyoruz). Zverev evet bir potansiyel. Khachanov da artık bir şeyler yapmalı.
B: Ben Khachanov’dan bu turnuvada da bir şey beklemiyorum.
H: Erkek tenisçiler biraz daha geç açılıyorlar, 25, 26 yaşında. Khachanov da çok kuvvetli, 21 yaşına geldi. Başarı silahlarını barındırıyor. O da işinde gücünde, medyatik olmayan bir oyuncu. Bu bağlamda, yükselmesi çok olası bir tenisçi.
B: Kuraları konuşalım. Ekşisözlük’te berci kristin çok güzel bir analiz yapmıştı. Olası bir Thiem-Wawrinka, Zverev-Djokovic maçlarından gençlerin çıkacağını düşünüyoruz değil mi?
H: Zverev’in çıkacağını düşünüyorum. Djokovic hâlâ formda değil, hem kendimizi kandırmayalım, Djokovic kendisini birazcık iyi hissetseydi sezon başındaki turnuvalara katılırdı, turnuva oynar gelirdi.
B: Evet çok formsuz olduğu bir dönemde bile Wimbledon’a Eastbourne’ü oynayıp gelmişti.
H: O yüzden oradan Zverev çıkabilir.
B: Çok sağlam bir Dominic Thiem geliyor gibi geldi bana. Doha’ya katıldı kaybetti gerçi.
H: Turun başı daha. Radwanska’dan örnek vereyim, 2014’te Brisbane’de ikinci turda elenmişti, o yıl Avustralya’da yarı final oynadı mesela.
B: Evet. En altta bakıyorum Raonic, Gasquet, Del Potro, Goffin ve Federer var. Raonic yenildi bugün. Buradan Federer veya Del Potro çıkar gibi duruyor.
H: Goffin de belli olmaz, Ed Sheeran’ın da şansı var (Gülüyoruz).
B: Goffin’den sıkıldım artık, hep aynı şeyleri izletiyor bize. Bir üstte Zverev, Wawrinka, Mischa, Djokovic, Thiem var. Buradan ya Dominic Thiem ya Zverev çıkacak gibi görünüyor.
H: Aynen öyle, kurtlar sofrası orası.
B: Bir üstte Kyrgios, Rublev, Jack Sock, Dimitrov var. Rublev’i bir konuşalım. İlk tur maçında Ferrer’i yendi, ikinci turda Baghdatis’le oynayacak, onu da geçerse Dimitrov (Not: Rublev maçlarını kazandı ve Dimitrov’a rakip oldu).
H: Şöyle, onun değerlendirmesini 3.turdan itibaren yapmalıyız bence. Ferrer artık bitti, Baghdatis de bitti. Uzun süredir büyük işler yapamıyorlar. Bunlar karşısında zorlanmaması normal. Dimitrov’un karşısına çıkacaktır yani, er meydanı orası. Orada gösterecek yiğitliğini.
B: Burası da sıkıntı, Kyrgios ya da Dimitrov çıkacak sanki.
H: Az hata yapan kazanacak. Rublev de olabilir gerçi, ATP NextGen’de final mi oynamıştı?
B: Evet final oynamıştı ama Chung Hyeon’a kaybetmişti. Nadal’ın kurası, berci kristin’in tabiriyle ballı lokma, sadece Marin Cilic ve Gilles Muller var seribaşı. Çeyrek finale kadar yolu kolay görünüyor.
H: Cilic çok belli olmaz, bir Grand Slam şampiyonu ve ilk 10 oyuncusu. Hiçbir zaman hafife alınacak bir oyuncu değil. Ama yavaş kort olması dolayısıyla Nadal’ın performansı daha belirleyici.
B: Cilic Nadal’ın karşısına dikilecektir çeyrek finalde. Zorlu bir maç olacak. O zaman sohbetimizi tamamlayalım. Çeyrek finallerden Nadal, Kyrgios veya Dimitrov, Thiem veya Zverev ve Federer çıkar diyorsun.
H: Aynen. Gönlüm tamamen taraflı bir şekilde erkeklerde Del Potro’nun kadınlarda da Kerber’in kazanmasından yana. O değilse Svitolina.
B: Ben de Svitolina kazansın istiyorum, hem Kerber’le aynı yarıda değiller, bir final bile yapabilirler (Gülüyoruz). O zaman sohbetimizi tamamlayalım, bana zaman ayırdığın teşekkür ederim. Çok zevkli bir sohbetti.
H: Ne demek, ben teşekkür ederim.