2019 yılının ilk Grand Slam(GS) turnuvası Avustralya Açık sona ererken bize de anlatılacak pek çok hikaye bıraktı. 21 yaşında 2. GS şampiyonluğunu alan Naomi Osaka, üst üste 3. GS şampiyonluğunu kazanan Djokovic, son 2 Avustralya Açık şampiyonu Federer’i sürklase eden Tsitsipas, eski günlerinden çok daha iyi bir şekilde zirveye geri dönen Kvitova ve daha niceleri.. Son yılların zevkli turnuvalarından biri olan 2019 Avustralya Açık’ın tatmin edici olmayan tek yanı erkekler tarafındaki yarı final ve final mücadeleriydi demek yanlış olmaz zira her iki tabloda da o 3 maç haricinde son derece çekişmeli maçlar oynandı ve tenis kalitesi hep çok yüksekti.
Öncelikle kadınlar tarafına bakalım: 4. turda büyük bir seribaşı kıyımı yaşandı ve 48 haftadır 1 numarada olan Halep ile birlikte Kerber ve Stephens da turnuva dışında kaldılar. Turnuvanın en dikkat çeken isimlerinden birisi olan Danielle Collins sırasıyla Julia Goerges, Sachia Vickery, Caroline Garcia, Angelique Kerber ve Anastasia Pavlyuchenkova’yı yenerek yarı finale kadar çıktı. Kariyerinde GS 2. turu bile görememiş olan Collins için bu turnuva kariyerinin bugüne kadarki zirve noktasıydı ama bu rüyaya yarı finalde Petra Kvitova son verdi.
Finale kadar set kaybetmeyen Kvitova aslında turnuvanın ikinci haftası başlarken favori olarak görülmeye başlamıştı. 2016’da yaşadığı silahlı saldırı sonrası yavaş yavaş formunu yükselten Kvitova bu turnuvaya da 8 numaralı seribaşı olarak gelmişti ve kusursuz bir turnuva çıkarıyordu, finale kadar set dahi kaybetmemişti. Finalde Kvitova ve Osaka eşleştiğinde terazi tam olarak dengedeydi zira Osaka da Sevastova ve Svitolina gibi güçlü rakipleri eleyerek finale gelmiş ve aslında yarı finaldeki Pliskova maçı sırasında da önemli bir zihinsel eşiği atlamıştı.
İkilinin nefes kesen maçı klasiklere girecek cinstendi: çok çekişmeli geçen ilk seti alan Osaka arka arkaya 3 şampiyonluk puanı kaçırdı ve 2. seti Kvitova kazandı. Bu stresi kaldıramayan Osaka yüzünü yıkamaya içeri gitti ve iki tenisçi nefes kesen bir final setine başladılar. Kvitova’nın hızlı başladığı sette Osaka 3 oyun üst üste kazanıp kontrolü eline aldı ve finali kazanmayı başardı. İkinci kez bir Grand Slam’de şampiyon olan ve ne kadar büyük bir sporcu olduğunu kanıtlayan gencecik Osaka bu sonucun ardından kadınlar sıralamasında 1 numaraya yükseldi. Bir yıldızın doğuşunu bütün aşamalarıyla gördüğümüz için çok şanslıyız: önce Indian Wells, ardından Amerika Açık ve şimdi de Avustralya Açık…
Erkekler tarafında da yarı finallere kadar büyük çekişmeler ve sürprizler vardı. Erkeklerde ilk büyük sürpriz, son 2 Avustralya Açık şampiyonu Federer’in 20 yaşındaki Stefanos Tsitsipas tarafında turnuva dışına itilmesi gibi gözükse de Yunan tenisçinin Federer’i eleme ihtimali hiç de az değildi aslında. Tsitsipas geçen sezon ortasında yükselttiği formunu bu sezona taşımıştı, her geçen gün tenisinin üzerine koymaktaydı ve Federer karşısında da çok üst düzey bir oyun sergileyerek ekselanslarını turnuva dışına itmeyi başardı. Yarı finale kadar çıkan Tsitsipas’a Nadal dur dedi ve Tsitsipas’ın Grand Slam oynama hayalini bir sonraki bahara erteledi.
Turnuvanın ikinci sürprizi ise sırasıyla Kevin Anderson, Andreas Seppi ve Grigor Dimitrov’u eleyen Frances Tiafoe oldu. Seribaşı rakiplerini eleyerek çeyrek finale çıkan genç tenisçi Rafael Nadal’a karşı pek varlık gösteremeden turnuvadan elendi. Kariyerinin en iyi Grand Slam derecesine ulaşan 21 yaşındaki Fransız, sezonun devamı için oldukça olumlu sinyaller verdi.
Yarı finadeki Nadal-Tsitsipas ve Djokovic-Pouille maçları Dünya 1 ve 2 numaraları adına birer gövde gösterisi oldu ve ikili kolay bir şekilde finale adlarını yazdırdılar. Nadal’ın set kaybetmeden gelmesi, Djokovic’in de formunun zirvesinde olması hepimizi klasikler arasına girecek bir maçın beklentisine sokmaya yetmişti. Nadal servislerini iyice geliştirmiş ve sert kortta hiç olmadığı kadar rahat hareket ediyordu, Djokovic ise 8 aydır yükselen formu ve son iki Slam şampiyonluğu ile oldukça kuvvetli görünüyordu. Tenis tarihinin en çekişmeli rekabetinin nadide bir yansımasını kortta görmeyi bekleyen dünyanın dört bir yanındaki tenis severler için Avustralya Açık finali büyük bir hayal kırıklığı olmaktan öteye gidemedi zira Nadal ilk sette 10’dan fazla basit hata yaparken Djokovic’in backhand’i kusursuz çalışıyordu. 36 dakika süren ilk setin ardından maçın devamında da silik bir görüntü çizen Nadal toplam 2 saat 4 dakikada Djokovic’e boyun eğdi ve Federer ile arasındaki Grand Slam sayısı farkını 2’ye indirme şansını tepmiş oldu.
15. Grand Slam şampiyonluğunu kazanan Djokovic ise Federer’in rekorunu geçebileceğine dair olan fikirleri güçlendirdi. Son durumda Federer’in 20, Nadal’ın 17, Djokovic’in ise 15 Grand Slam’i bulunuyor. Bu tablodan korkmuş olduğu her halinden belli olan Federer(!) geçtiğimiz günlerde toprak sezonuna katılacağını açıkladı, bu da demek oluyor ki bu sezon Roland Garros’ta Nadal, Djokovic ve Federer’i aynı anda ana tabloda görebiliriz. İyileşen Murray ve Wawrinka’nın da form tutacağını düşünürsek asıl büyük çekişmenin Paris’te yaşanacağını kestirmek hiç de zor değil. Bakalım sezonun devamı bize neler gösterecek: kızışan Grand Slam sayısı yarışı pek çok çekişmeli maça ve turnuvaya gebe gibi görünüyor.
Kaynakça:
Fotoğraflar aşağıdaki adreslerden alınmıştır:
https://www.nytimes.com/2019/01/20/sports/tennis/danielle-collins-stuns-foe-to-reach-australian-open-quarterfinals.ht
https://www.foxsportsasia.com/tennis/australian-open/1029547/im-honoured-to-have-played-you-champion-osaka-hails-kvitov
https://www.independent.co.uk/sport/tennis/australian-open-2019-naomi-osaka-karolina-pliskova-result-final-score-draw-a8743861.ht
https://www.standard.co.uk/sport/tennis/novak-djokovic-vs-rafael-nadal-tennis-live-australian-open-final-2019-results-and-action-a4049576.ht
https://www.indiatoday.in/sports/tennis/story/roger-federer-reaction-loss-to-stefanos-tsitsipas-australian-open-1435191-2019-01-