Yıllar sonra NBA’de yaşananlara dönüp baktığımızda 2019 yazının, NBA tarihinde birçok önemli şeyi değiştiren dönüm noktası olduğunu söyleme ihtimalimiz çok yüksek çünkü bu yaz süper-star seviyesinde olan serbest piyasadaki oyuncuların fazlalığı ve üstüne takım değiştirmeleri, bazılarının da sürpriz biçimde takas olması oldukça hareketli bir yaz dönemi olmasına sebep oldu. NBA’de serbest oyuncu piyasası bize aynı zamanda basketbolun nasıl değiştiğini ve genel menajerlerin bu değişime ayak uydurduklarını açıkça ortaya koydu. Günümüz basketbolunda artık 2 kelime çok popüler: Pace&space yani tempo ve alan paylaşımının söz konusu olduğu bir basketbol. NBA’de oynanan basketbol artık çok hızlı ve bu hız her yıl giderek artmakta. Örnek vermek gerekirse, 2008-2009 sezonunda NBA’de normal sezonda 82 maçta oynayıp maç başına 39.9 dakika sahada kalan Andre Igoudala, 2018-2019 sezonunda 82 maçta görev alan ve maç başına 36.9 dakika sahada kalan Bradley Beal’dan toplam 500 pozisyon az oynamış. Bu durum NBA’de oynanan basketbolun hızının hangi seviyeye tırmandığını bizlere gösteriyor. Bu da artık ayakları yavaş, ağır kiloda olan, mobilitesi düşük oyuncuları yani daha önceden çok değerli olan fakat şimdilerde klasik pivot olarak tanımladığımız oyuncuları, basketbolun en üst seviyesinde süre alamayacak konuma getirdi. Aşağıdaki 2 tablo genel menajerlerin bu değişime 2-3 sene içerisinde nasıl ayak uydurduğunu bizlere göstermektedir.
Tempo ve alan paylaşımını esas alan basketbol, artık şutu sınırlı, ayakları yavaş herhangi bir oyuncuya tahammül edemiyor. Şu anda oyunun hâkimi birden fazla pozisyon savunabilen, switch savunması yapabilen, şut tehditi penetre edecek oyuncuya alan açacak kadar güçlü olan, topla üretebilen, yarı sahayı hızlı geçebilen oyunculardır. Dolayısıyla, günümüzde ayakları yavaş olan, topla hareketi sınırlı olan uzunların değeri oldukça azalmıştır.
Bu yaz sözün özünü söylemek gerekirse, NBA’de yer yerinden oynadı. NBA’in en önemli iki transfer habercisi Adrian Wojnarowski ve Shams Charania Twitter’da takipçilerine oldukça heyecanlı anlar yaşattı. Şimdi kadrosunda en büyük değişimleri yaşayan bazı takımları ve genel hatlarıyla serbest oyuncu piyasasında olanları inceleyelim.
Los Angeles Lakers: Lakers bu yaz Anthony Davis’i Brandon Ingram, Lonzo Ball, Josh Hart ve 2019 4.sıra draft seçimi dahil toplamda 3 tane birinci tur hakkı karşılığında kadrosuna kattı. Lakers, LeBron ve Davis’e sahip olmanın yanı sıra serbest piyasada maksimum kontrat verebilecek maaş boşluğuna sahipti, fakat Kawhi Leonard’ın kararını bekledikleri için serbest oyuncu piyasasının ilk 3-4 gününü boş geçtiler. Daha sonra Leonard’ın Clippers’ı tercih etmesiyle piyasa için geç kalmış oldular, fakat buna rağmen önemli eklemeler yaptılar. Lakers, Danny Green, Cousins, KCP, Rondo, McGee, Cook, Caruso, Dudley, Daniels, A.Bradley ve Cousins’ın sakatlanmasıyla birlikte Howard’ı kadrosuna kattı. LeBron ve Davis gibi oldukça uyumlu bir ikilinin etrafına bu seviyede şutörleri kadroya katmak geçen seneki kimyadan sonra oldukça olumlu. İşin özü, Lakers serbest oyuncu piyasasından tam istediğini alamadı fakat LeBron’un yanına Davis’i alıp üstüne onları tamamlayacak rol oyuncularını buldular ve NBA şampiyonluğu için en büyük favorilerden biri oldular
.(Los Angeles’ın en büyüğü NBA şampiyonluğu için de en büyük favori olarak gösteriliyor.
Los Angeles Clippers: Bu yazın en büyük kazananı belki de Los Angeles Clippers. Sebebi çok basit: Kawhi Leonard ve Paul George’u aldılar. Kawhi, George’la temasa geçip Clippers’ta birleşmek istediğini söyledi. George OKC’de başarısız geçen 2 sezondan sonra bu fikre sıcak bakıp, OKC’den takasını istedi ve Clippers’a takas oldu. Beverley, Shamet, Lou Williams,Harrell, Clippers’ın geçen sezonki başarısında oldukça pay sahibiydi. Bu nüvenin üstüne Leonard ve George’u eklediğiniz anda şampiyonluk için en önemli favorilerden biri oluyorsunuz. Leonard’ın Lakers’ı tercih etmeyip Clippers’a gitmesi de NBA’deki basketbolun rekabet seviyesi açısından oldukça büyük kazanç, üstüne Los Angeles’ta en büyük kim savaşına tanık olacağız. Bu açıdan bizleri harika bir sezon bizleri bekliyor.
Brooklyn Nets: Nets, Koç Kenny Atkinson’ın göreve gelişinden beri modern bir basketbol oynuyor, iyi yönetilen bir organizasyon olarak tüm ligin dikkatini çekiyordu. Bunun meyvesini de geçen sene play-off’a kalarak aldılar. Artık oyuncular takım tercihlerinde takımların yönetilme şekline ve organizasyondaki ortamın havasına çok dikkat ediyor. New York Knicks, NBA’in en büyük organizasyonlarından biri olmasına ve bu yaz 2 tane oyuncuya maksimum kontrat verebilecek boşluğa sahip olmasına rağmen New York şehrinde oynama niyeti olan Kyrie ve Durant, çok daha küçük ama daha iyi yönetilen organizasyon Brooklyn Nets’i seçti. Durant maalesef aşil tendonunu yırttı ve gelecek sezon sahalarda olamayacak ancak Nets, Durant döndüğünde şampiyonluk adayı olacaklardır. Aynı zamanda, bu ikilinin yanında Caris LeVert, Jarret Allen, Joe Harris, Dinwiddie, DeAndre Jordan gibi oyuncular var. Şüphesiz Brooklyn Nets, yazın en büyük kazananlarından. Gelecek sezon şampiyonluk iddiaları olmasa da ondan sonrası için oldukça güçlü geliyorlar.
(Skor anlamında tavanları sınırsız 2 oyuncu Brooklyn’de buluşacak.)
Muhtemelen bu 3 takım bu yazın en sansasyonel eklemeleri yapan 3 takımıydı fakat bunların yanında da oldukça önemli değişimler oldu. Houston, Chris Paul’u Westbrook’la takas ederek önemli bir değişim yaşadı. Harden ve Westbrook ligdeki top kullanma yüzdesi en yüksek 2 oyuncu olsa da uyum sağlayabilirlerse tavanlarının CP3-Harden ikilisinden daha yüksek olduğunu düşünüyorum fakat aksi takdirde de tabanlarının daha düşük olduğunu düşünüyorum.
Utah Jazz, bu yaz Mike Conley’i takasla alıp, serbest piyasadan Bojan Bogdanovic’i kadrosuna kattı ve ihtiyacı olan oyuncuları buldu. Conley-Mitchell-Ingles-Bogdanovic-Gobert 5’inin tavanı oldukça yüksek, eğer istedikleri harmoniyi tutturabilirlerse NBA şampiyonluğuna kadar uzanabilirler çünkü Conley ve Bogdanovic, Utah’ın geçmişteki hücum sorunlarını kökten çözebilecek eklemeler.
(Utah Jazz şüphesiz Batı Konferası’nın en büyük favorilerinden.)
Pelicans, Lakers takasının üstüne drafttan gelecekte NBA’in LeBron’u olması beklenen Zion Williamson’ı, serbest oyuncu piyasasından Derrick Favors ve JJ Redick gibi önemli eklemeler yaparak gelecek için oldukça ışık veren bir organizasyon olarak gözüktüler. Philadelphia 76ers, Butler’ın Miami’ye gidişinden sonra Josh Richardson ve Al Horford gibi 2 önemli ekleme yaparak kâğıt üzerinde eski kadrolarından daha iyi gözüktü ve Bucks ile birlikte Doğu Konferası’nın en büyük 2 favorisinden biri olarak yeni sezona giriyor. Açıkçası, yeni sezon neler getirir hepimiz heyecanla bekliyoruz ama NBA, basketbol severler için şu anda oldukça heyecan verici bir konumda. Bunun sebebi NBA’in uzun süreden beri ilk defa kesin olarak şampiyonluk favorisi gösterilen bir süper takıma sahip olmaması. Sezona kağıt üzerinde 7-8 tane takımın şampiyonluk adayı olarak gösterilmesiyle giriyoruz ve bu takımlardan hiçbirinin kesin favori olmaması gelecek sezon için heyecanı oldukça artırıyor. Böyle bir yaza da böyle bir lig dengesi kurmak yakışırdı, merakla bekliyoruz.
Kaynakça: https://www.nbcsports.com/philadelphia/nba-insider-tom-haberstroh/2019-nba-free-agency-tracker
https://www.businessinsider.com/2019-nba-free-agents-2019-5
https://www.hoopcoach.org/space-and-pace-a-modern-basketball-perspective/