24 şubat pazartesi akşamı oynanan Galatasaray – Fenerbahçe derbisinin üstünden günler geçse de hemen her derbi gibi yankıları henüz sona ermedi. Bu derbide sonucun 0-0 beraberlikle bitmesiyle saha içinden konuşulacak pek bir şey bulamadık gibi. Fenerbahçe’nin savunmayı kusursuza yaklaştıran dizilişi, irili ufaklı birkaç gol denemesi; Galatasaray’da ise iyi savunma performansları ve Lemina’nın eforu takdirleri topladı. Sonrası ise sahanın dışına taştı. Özellikle her iki antrenörün maç sonu yaptığı ve fikrimce her ikisine de yakışmayan ve özellikle kariyerinin orta bölümünde olduğundan Okan hocaya bundan sonrası için de epey zarar vereceğini düşündüğüm şeyler yaşandı.
Derbi bir yeni tartışmayı daha doğurdu tabii. Aslında yabancı hakem gündemi Türkiye’nin futbol kulislerinde her zaman dillerde olan bir konuydu. Ancak şu ana dek kimse gerçeğe dönüştüğünü görememişti. Bizler o şanslı futbol severleriz demeyi çok isterdim ancak tartışmalar öyle harlı ki zannediyorum ana gündemimiz hakemin saha içi performansından çok buraya hangi niyetlerle geldiği ve Türk olmaması üzerinden doğan tartışmalar. Peki, Slavko Vincic gerçekten nasıl bir maç yönetti, bundan sonrası için yabancı hakem yönetimleri devam eder mi, olaya kulüplerimizin bakışları neler? Gelin hepsine bakış atalım:
Hakemin Performansı
İlk kez ülkemizde maç yöneten ve son yılların en başarılı hakemlerinden biri olan son UEFA Şampiyonlar Ligi finalini yöneten Sloven hakem Slavko Vincic daha gelmeden dahi tartışmaların odağındaydı. Israrlı olarak yabancı hakem isteyen taraf Fenerbahçe olduğundan özellikle Galatasaray cephesinde Acun Ilıcalı ve Maribor bağlantısından doğan rahatsızlıklar oldu. İşte tüm bu tartışmaların odağında her ne kadar hakem maç sonunda Okan Buruk’un ciddi eleştirilerine maruz kalsa da benim de dahil olduğum şekilde büyük çoğunluk tarafından gayet beğenildi. Ancak işin bir diğer tarafından bakmak gerekirse hem Jose Mourinho’nun hem de Fenerbahçe yönetiminin ilettiği gibi ortada harika bir yönetim olduğunu da söylemek zor.

Özellikle Şampiyonlar Ligi arenasında topun oyunda kalma süresini 55-60 dakikalara kadar çeken Vincic, ligimize ise kendini adapte olmak zorunda hissetmiş olacak ki derbide top 49 dakika oyunda kaldı ve sıkça durdu. Aslında burada Mourinho başta olmak üzere derbide hakemin yönetiminin övülmesinin temel sebebi Vincic’in hakem otoritesi. Ligimizdeki hakemlerde pek de göremediğimiz şekilde Vincic oyuncuların saygısını hemen kazandı ve maç boyu gayet ortadan bir tutumla söz gelimi aslında epey sıradan bir maç yönetti. Ancak artık bunları da göremiyor olacağız ki oluşan atmosferde Vincic’in sıradan performansı onu adalet terazisi yapmış gibi.
Yabancı Hakem Kararı
Bu karar neden alındı ve devam eder mi diye bakmak gerekirse benim görüşlerim olayın tartışılma alevlerine göre epey sıradan aslında. Kararın kesinlikle devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Sebebi ise yapı meselesi ya da alttan alta iki takımın birbirine verdiği bel atlı mesajlar değil. Sebebi çok daha basit. Ligimizde global standartlardan çok daha düşük atletizme sahip hakemlerin sayısı haddinden çok daha fazla ve onların atletik yapıları zaten düdüğü sürekli ağızlarına götürüp oyunu durdurmalarına sebepken bir de Galatasaray ve Fenerbahçe’nin oluşturduğu bu ikili rekabet ortamından kaynaklanan baskı özellikle siyasi olarak güçlüye yakın duran yönetimler ile hakemlerin kararları üzerinde etki gösteriyor. Hemen her alanda kanayan yaramız olan liyakat problemi hakem camiasında da oldukça farklı değil kısacası.

Peki, karar devam eder mi derseniz hani bir laf vardır ya kurdun dişine kan değdi diye. İşte aynı o lafta olduğu gibi sürekli olmasa da ligimizde artık özellikle derbilerde sıkça yabancı hakem yönetimleri göreceğimizi düşünüyorum. Bu durum aslında sadece bizde yaşanan bir durum da değil. Birçok ligde özellikle tansiyonu yüksek maçlarda milliyeti o ligden olmayan hakemler tek maçlığına yönetimi ele alabiliyorlar. Bizde de bu durumun süreceğini ve yeterli kamuoyu oluşursa durumun genele yayılacağı tartışma konusu oldu bile.
Kulüplerimizin Karara Bakışı
Bu noktada şunu belirtmek gerekir ki Okan Buruk’un derbi sonrasında Slavko Vincic’e getirdiği eleştirileri kaba tabirle lehlerinde bir pozisyonlanma olarak görmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Yani Galatasaray cephesinde de hakem yönetiminden son derece memnun olan ve kararın sürmesini isteyenlerin de olduğuna inanıyorum. Örneğin, maç sonu Osimhen’e mikrofon uzatıldığında saha içinden hakeme bakışı gayet net şekilde aktarıp hakemi ne kadar beğendiklerini iletti. Fenerbahçe’nin özellikle 11 yıllık süreçteki neredeyse kupasız süreci gerekçelendirmek ve maruz kalınan siyasi iklimi kırmak amaçlı hakem konusuna bakışı zaten herkesin malumu. Beşiktaş ise daha maç başlamadan birinci ağızdan başkan Serdal Adalı’nın da ilettiği gibi kendi derbilerine de Vincic gibi kariyeri ispatlı hakem talebinde bulundu. Trabzonspor cephesi ise maç sonunda resmi sitelerinden ileterek ligin yabancı hakemler tarafından yönetilmesi gerektiğini ve hem PFDK’nin -Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu- hem de MHK’nin -Merkez Hakem Kurulu- yetersizliklerine dikkat çekti.

Kalan Anadolu kulüplerinin ise zaten canına minnet. Samsunspor gibi pek çok Anadolu takımı da ligin yabancı hakemler tarafından yönetilmesi konusunda ağız birliğine vardı gibi. Pek tabii olaya milliyetçi çizgiden bakıp eleştirenler de yok değil. Bu eleştirenlerin ceplerindeki telefondan bindikleri arabalara, tuttukları takımların futbolcularından antrenörlerine kadar hemen her şeyin ithal olması ise onları hiç de rahatsız etmiyor sanıyorum. Son tahlilde kulüpleri maddi olarak krize sürükleyip Türkiye’de sıkça suistimal edilen spor yasası ile hiçbir ceza almayan yöneticiler çözümü yabancı hakemde bulduysa onları bu kez dinlememiz gerektiğini düşünüyorum. Bu kez de çözüm bulunamazsa aynaya bakma gereği hissetmeleri gerekecek.
Görseller Anadolu Ajansı, bein SPORTS ve TFF sayfalarından alınmıştır.
KAYNAKÇA
https://www.aa.com.tr/tr/futbol/fenerbahceden-yabanci-hakem-talebi/3494379