Futbol dünyasının en görkemli birkaç maçına ev sahipliği yapan, özellikle Sir Alex Ferguson’un yıllarında son derece büyülü oyunlarla ve efsanesi Sir Bobby Charlton bulduğu etiketle Manchester United’ın evi Old Trafford düşler tiyatrosu olarak anılır. Ancak bir gerçek var ki Ferguson sonrası seyircilerin düşleri baki kalsa da sahadaki oyunla tiyatronun kapısına uzun yıllardır kilit vurulmuş durumda. United eski yıllarını mumla arar halde, öyle ki işler bu sene epey radikal bir hal aldı ve kırmızı şeytanlar şu anda ligin 13. sırasına kadar gerilemiş durumda. Sıralamanın yansıtmadıkları da varken yıllardır United patronluğu yapan Erik ten Hag’ın kaçınılmaz sonu geldi ve koltuk değişimiyle takımın yeni patronu kasım milli arasıyla kesinliğe kavuşacak haliyle Ruben Amorim olacak.
Gösterişli Portekiz yıllarıyla sıçrama yapmasına kesin gözüyle bakılan patron, harika teknik adamlığının yanı sıra modern futbolun geldiği hali anlatmak için de örnek bir kariyere sahip. Oldukça sıradan bir futbolculuk kariyerine sahip olan lokal sporcu Amorim’e kariyeri boyunca yalnızca 1 milyon Euro bonservis ödenirken teknik direktörlük kariyeri için yaşadığı iki koltuk değişiminde Braga’dan Sporting geçişi için 10, sonrasında Lizbon’dan Manchester’a geçişi içinse 15 milyon Euro bonservis ödendi. United’ın korkunç sezon açılışının yanı sıra şehrin mavi yakasında Manchester City, sportif direksiyon için yine Sporting’den sportif direktör Hugo Viana’yı sezon başında yönetimin bir parçası yapmıştı. Bu da United’ın yeni patronajını, City’de muhtemelen son yılını geçiren Pepp Guardiola sonrası Ruben Amorim’in açık hedef haline gelmesiyle çok endişelendirdi ve genç teknik adam kendini İngiliz devinde bulmuş oldu. Gelin biz de bu devin evi düşler tiyatorsu, nasıl bir oyunla eski günlerine dönüşün yollarını arayacak bir bakalım:
Ruben Amorim’in Kariyeri
Vasat futbolculuk kariyerini noktalandırdıktan sonra Portekiz ekibi Casa Pia’da yalnızca dört maçlık teknik direktörlük deneyimi yaşayan Amorim yeni sezonda kendini Braga B’de buldu. Burada büyük kulüp patronajlığı için stajı tamamlayıp 2019/20 sezonun son 13 maçı için birinci adamlık görevine soyunan Amorim, Braga’nın sıradan kadrosuna inanılmaz bir futbol oynattı, on galibiyet bir beraberlik ve iki mağlubiyetle sezonu noktalayan Amorim’e son yıllarını epey başarısız geçiren ligin dev ekiplerinden Sporting Lisbon hem onu hem de kulübünü tatmin edecek inanılmaz bir teklif yaptı ve Amorim çok kısa bir birinci adamlık kariyeri olmasına rağmen Sporting’in başına geçti. İşte burada Sporting’in kulüp yönetiminin ve City’nin yolunu tutan Hugo Viana’nın altını kalın kalın çizmek gerek. Yaptıkları yüksek riskli hamle onlara 85 puanlı harika bir oyunla gelen, destansı bir şampiyonluk getirdi. Amorim’in, rollerin son derece net tanımlandığı 3-4-3’ü hemen etkisini göstermiş, yıldız teknik adam yükseklerden bir açılış yapmıştı. Oyun hep süksesini korudu ve 2023/24 yılında bir lig şampiyonluğu kazanan Amorim, Portekiz’den iki lig, üç lig kupası ve bir de süper kupa ile İngiltere devi Manchester United’ın yolunu tuttu. Peki başarılı olsa da özellikle United ölçekli takımlar için son derece lokal bir kariyere sahip bu adamı buraya getiren şey yalnızca kupaları mı? İşte cevabı bulmak için şimdi sonuçlara değil oyuna odaklanalım.
Amorim ve 3-4-3
Portekizli teknik adam kariyer yolculuğunun başından beri birkaç kez dörtlü savunma kurgularına baş vursa da oyun algısını sahaya yansıtmak için sıkça üçlü formasyonlara kullanıyor. Üçlü için en iyi sonuç vereni ise 3-4-3. Amorim’in epey akışkan, genelde tek pas odaklı, geriden oyun kurma konusunda son derece cesur ama özellikle kanat beki rolündeki oyuncularına çapraz uzun top atmaktan da gocunmayan, ikili orta sahada bir tutucu ve pasör, yanında da delici ve skorer bir rol barındıran, hücum oyuncularına ise alabildiğine özgür bir alan sunan, hemen her maçta topu almaya çalıştığı, oyuncuları için yaptıkları işten son derece keyif almalarını sağlayan bir oyunu var. Ama hazır United patronu olmuşken ve maç da çok tazeyken Şampiyonlar Ligi’nde en büyük yeni rakibi Pepp Guardiola karşısında aldığı 4-1’lik görkemli galibiyete, onun farklı oyun yapılarında da ne kadar maharetli olduğunu anlamak için bir bakalım:
Amorim klasik 3-4-3 ile maça başlasa da alışkın olmadığı bir durumla karşılaşacağı kesindi ki o da topa City’nin sahip olacağı gerçeği. Öyle ki bu, maçın tamamına bakıldığında da çok radikal bir hal aldı ve yüzde olarak hesaplandığında topa sahip olma oranı 27-73 City lehine sonuçlandı. Maç Sporting adına adeta kabus gibi başlarken geriden oyun kurulumunun baş aktörlerinden Morita, topu kaptırdı ve maç henüz 4. dakikada Foden’ın golüyle başladı. Maçın kalanı için kesin konuşmam tabii ki imkansız ama maçın hemen 7. dakikasında takımın yıldızı Viktor Gyökeres’i Ederson ile baş başa bırakan tek pas için şundan neredeyse eminim ki maç analizi konusunda takıntılı olan Amorim geçen sezon City’nin maçı kazanmasına rağmen ecel terleri döktüğü Almanya’daki Leipzig maçında, teknik adam Marco Rose’nin, üçlü City savunmasını karşısında görür görmez Lois Openda için kurguladığı, City’nin defans çizgisini bozmak için lateral koşular atılan rolün bir benzerini, dörtlü karşılama planına karşın top City’nin ayağına geldiği an sağ bek Rico Lewis’in orta sahaya çekildiği ve Kovacic’in ekürisi olduğu plan için, Amorim de Gyökeres’i hedef haline getirmişti. 7. dakikada alamadığı ödülü, 37’de çok benzer bir topta yine İsveçli süper yıldızı Ederson ile baş başa bırakıp skoru eşitleyerek aldı. Maçın ikinci yarısının başı ise yeşil sahada değil de tahta parkede görmeye alışkın olduğumuz, basketbol maçlarında mola çıkışları kurgulanan setlerden birini futbola taşıdı. Hemen hiçbir oyuncunun topa iki kez dokunmasına gerek kalmayan, son yıllarda Xabi Alonso’nun Frimpong için, Antonio Conte’nin Acraf Hakimi için tanımladığı skor yapmak üzere kanat bekten gelen bozucu ve delici koşuyu bu kez Lisbon’un kanat beki Araujo atarken… Ya da duralım, çünkü bu seti anlatmakla olmaz, görmelisiniz:
Manchester United Serüveni
Ruben Amorim zaten uzun yıllardır sıçrama yapılacağına kesin gözüyle bakılan bir teknik adamdı ve bu durum nihayet gerçek oldu. Oldu olmasına da kulübün ismi ve tarihi bizleri yanıltmasın. Amorim’in işi gerçekten çok zor. United, ten Hag gelmeden önce de son derece sıkıntılı bir kadroya sahipti, bu açık. Ancak Hollandalı teknik adam yaklaşık bir milyar Euro harcasa da kadro gerçekten korkunç durumda. Son derece saygın medya kuruluşları da Amorim’in kadroya hemen neşteri vurmak istediğini, devre arası Casemiro, Antony gibi birkaç oyuncuyla yolları ayırma düşüncesinde olduğunu yazdı. Amorim’in çok şöhretli aktüel oyununu hemen sahaya koyması, United DNA’sına uygun başarılı sonuçlar almaya başlaması çok da kısa vadeli bir beklenti olmamalı. Bunu en yakından tecrübe eden son patron ten Hag, çok kötü transfer sezonları geçirse de Ajax’tan United’a gelirken aynı Amorim gibi göze çok hoş gelen, Ajax’a lig kupaları kazandıran, Şampiyonlar Ligi yarı finali oynatan bir form ile İngiltere’ye gelmişti. Amorim’in meslektaşı ile aynı kaderi paylaşmaması için başarılı transfer dönemlerine ve hem yönetimin hem de taraftarın sabrına ihtiyacı var. Bunların yanı sıra Amorim’den bahsetmişken Viktor Gyökeres’ten de bir kez daha bahsetmek gerek. Lisbon sezonu on maçta on galibiyet ile otuz beş gol atıp yalnızca üç gol yediği rüya bir başlangıçla açarken Gyökeres tüm kulvarlarda 23 gol 4 asist ile akıl almaz bir açılış yaptı. Amorim hali hazırda çok iyi teknik adamlara, elit oyunculara rakip olduğu ortamda bir de Frankestein’lığa soyunmuş olacak ki kendi yarattığı bu canavarın devre arası ya da en geç yaz transfer döneminde İngiliz devlerinden birine geleceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Düşler tiyatrosunun epey görmüş geçirmiş, yıllar içinde pas tutmuş kapısı, salonun kenarlarındaki rafların üstünde tozu yutmuş kupalar, sayısız madalya ve tiyatronun baş köşesinde elinde kavukla bekleyen Ferguson… Bu devir teslim töreni için kapıdan içeri giren sayısız başarılı teknik adam oldu ama kavuk hep Sir’ün elinde kaldı. Bakalım bu kez Amorim salona şöyle bir çeki düzen verip arıdan masanın başına oturduğunda yazacağı oyunlarla, önce koltukları doldurup, takdir toplayıp ardından nihayet kavuğa kavuşabilecek mi?
Görseller Manchester United, Sofascore ve Sporting Lisbon sayfalarından alınmıştır.