Elinde şapkasıyla Bayar, Güneş gözlüğüyle Köprülü ve arkadan gelen Menderes
14 Mayıs Pazar, ilk defa “gizli oy, açık tasnif” sistemi uygulanıyor. Muhalifler bu kez daha umutlu, zira dört sene evvelki seçime şaibe karıştığını iddia ediyorlar. Nihayet sonuçlar açıklanıyor, Demokrat Parti : %52,67 oy ve 415 sandalye ile tek başına iktidar. Partinin başında İstiklal Harbi’nin Galip Hoca’sı Celal Bayar var. Tam on iki sene evvel, kendisi başvekil olarak görev yaparken Malatya mebusu İsmet İnönü‘ye kaptırdığı reis-i cumhur koltuğunu geri almaya çok yakın. Fakat bir sorun var, iş koltuğu geri almakla bitmeyecek, orada kalıcı da olması lazım. Bu yüzden kabineyi ve partiyi emanet edeceği kişiyi seçmeye fevkalade özen gösteriyor. Başvekillik makamı için partinin mutabık olduğu aday ise Fuat Köprülü. Bu adayı bildirme vazifesi de Adnan Menderes‘e düşüyor. Bayar’ı tebriğe Çankaya’ya gelen Menderes daha lafa girmeden yılların Galip Hoca’sı noktayı koyuyor: Başbakan sen olacaksın, Köprülü de Dış İşleri Bakanı.
24 Nisan Salı, Ana muhalefet Partisi CHP, “Cumhurbaşkanı Milli Görüş çizgisinden olmamalı.” diyor, Genel Kurmay “Başkomutan sıfatını taşıyacak cumhurbaşkanı, sözde değil özde Atatürkçü olmalı.” diye ekliyor ve Cumhurbaşkanı Sezer de “rejim tehlikesine” işaret ediyor. Buna karşın TBMM Başkanı Arınç da “Sivil ve dindar cumhurbaşkanı olmalı.” diyerek tartışmalara katılıyor. Kısaca, herkes nefesini tutmuş Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kimi işaret edeceğini bekliyor. Vecdi Gönül, Köksal Toptan, Bülent Arınç, Abdullah Gül… Liste uzuyor. Ve beklenen açıklama geliyor: “Adayımız, bugüne kadar bu yolda olduğumuz, bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşimdir.” 367 tartışmaları, erken seçim derken Abdullah Gül’ün adaylığı parti içinde de tartışılmaya başlanıyor. Bu kez Abdullah Gül yapılan erken seçimdeki &46,85’lik oy oranının, kendi adaylığına verilen bir destek olduğunu belirtiyor ve geri adım atmıyor. Nihayet, 28 Ağustos günü dört ay gecikmeyle de olsa 339 oyla 11.Cumhurbaşkanı seçiliyor.
10 Ağustos Pazar, Türk siyasi hayatına bir başka kilometre taşı olarak geçmeye hazır. İlk defa doğrudan halk oylarıyla bir reis-i cumhur belirlenecek. Yukarıdaki iki örnekten ilkine daha yakın duran bir seçim olacak. Tayyip Erdoğan’ın seçimden galibiyetle çıkması durumunda başını en çok ağrıtacak konu ise başvekili tayin etmek olacak. Bakalım Erdoğan seçimini Köprülü’den yana mı kullanacak Menderes’ten mi? Özal-Akbulut ikilisini de unutmamak gerek…
