“Kıbrıs’ta İlk Perde: Enosis” için tıklayın
“Kıbrıs’ta İkinci Perde: Cumhuriyet” için tıklayın
[box_light]Çıkalım Da Neyle?[/box_light]
1967 yılı… Ada’da işler yine karışık. Türkiye bu sefer kararlı: Kesin çıkarma yapılacak. Toplantı başbakanlıkta yapılıyor. Askeri müdahale kararı komutanlara iletiliyor, Genelkurmay Başkanı Cemal Tural, “Başüstüne!” diyor tam kalkarken. Kara Kuvvetleri Komutanı Refik Yılmaz, Başbakana soruyor: “Hedef ne olacak?”
Hükümet de cevabı ordudan bekliyor; zira böyle bir meselede gerekli tedbirlerin yıllar öncesinden alındığını düşünüyor. Lakin ortada elle tutulur bir plan yok. Hatta sadece 6 helikopter, 2 çıkarma gemisi, 150 paraşüt var. Belirli gün ve haftalarda (29 Ekim, 30 Ağustos vs.) kullanalım diye bir köşede duruyor onlar da muhtemelen. Başarılı bir çıkarma için asgari 1 kolordu ile 50 tank gerekiyor. Her an müdahale emri gelebilir lakin kuvvetlerin güneye kaydırılması en az 4-5 gün sürecek. Diyelim ki emir geldi, bu kuvvetleri adaya taşıyacak deniz araçları yeterli değil. İşte bu şartlar altında Demirel, Dışişleri Bakanı Çağlayangil’e “Müdahele eder de sonuç alamazsak olay biter, ama her biçimde biter…” diyor. 14 Kasım 1967 günü 431 evet, 2 boş ve 1 hayır oyu ile hükümetin askeri müdahale kararı onaylanıyor. İlerleyen günlerde hazırlıklar tamamlanıyor ve gemiler Mersin’den denize açılıyor. Yol tam yarılanmışken Ankara’dan emir geliyor : “Geri…” Bir kez daha dönüyorduk ama bu defa akıllanarak. İlerleyen yıllarda 1967’de belirlenen plan doğrultusunda ABD, İtalya ve Fransa’dan 15.000 paraşüt satın aldık, 100 çıkarma gemisinin yapımına Tuzla’da başlandı, helikopter ve uçak alımı yapıldı ve en önemlisi amfibi birliklerin yetiştirilmesine başlandı.
[box_light]Ayşe Tatile Çıkıyor![/box_light]
20 Temmuz 1974 günü sabah 06.10’da Bülent Ecevit’in, kamuoyuna duyurduğu harekât 06.50’de helikopterlerin havalanmasıyla başladı. 22 Temmuz 1974 saat 17.00’de ateşkes yürürlüğe girdi, 23 Temmuz’da Yunanistan’daki Cunta görevi bıraktı ve 25 Temmuz’da da Cenevre’de barış görüşmeleri başladı.
O yılları yaşamayanların bile zihinlerine kazınmış bir cümledir: “Ayşe tatile çıksın.” Türk Heyeti ile Cenevre’de bulunan Haluk Ülman aktarıyor: “Otelde Dışişleri Bakanı Turan Güneş ve eşi ile son teklifimizin Rumlar tarafından kabul görüp görmeyeceğini görüşürken, konu döndü dolaşıp Turan ağabeyin kızı Ayşe’ye gelince birden aklıma evvelki gece Bülent Bey(Ecevit) ile yaptığım görüşme geldi. Turan ağabey, Ayşe’ye yer bulmuşlar, tatile çıkacakmış dedim. Turan Bey neye uğradığını anlayamadı. Meğer Ankara’dan ayrılmadan Bülent Bey ile görüşmüşler ve askeri harekat söz konusu olursa Ankara’dan Cenevre’ye bu parolanın bildirilmesini kararlaştırmışlar.”
Cenevre görüşmelerinin moderatörü, dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı James Callaghan, Yunan ve Rum heyetlerine başkentlerine dönüp temaslarda bulunmaları için 36 saatlik ek süre verilmesini oylamaya açtı. Oylama reddedildi ve görüşmeler de sonlanmış oldu. Bunun üzerine Callaghan basın mensuplarına şu demeci verdi: “Bugün Kıbrıs Türk Ordusunun esiridir, yarın Türk Ordusu bataklığa batacak ve Kıbrıs’ın esiri konumuna düşecektir.”
[box_light]KKTC Kuruluyor[/box_light]
Görüşmeler sonlanır sonlanmaz II.Kıbrıs Barış Harekâtı başladı ve Lefke-Lefkoşa-Magusa hattı Türk birlikleri tarafından çizildi. Bir yıl sonra Cenevre Antlaşması’nın 5. maddesine ve BM Genel Kurul kararının 3. ve 4. maddelerine dayanılarak Kıbrıs Türk Federe Devleti ilân edildi. İlerleyen yıllar boyunca Rum kesimiyle görüşmeler sürdürüldü fakat uluslararası toplum tarafından Kıbrıs Hükümeti olarak tanınan Rumlar bu teklifleri geri çevirdiler. Bunun üzerine 15 Kasım 1983‘de Federe Meclis’in oy birliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilân edildi. 1878 yılında geçici(!) olarak İngiltere’ye devredilen Kıbrıs’ın bir bölümü yeniden Türklerin yönetimine girmiş oldu lakin Nahçıvan‘ın KKTC’yi hakim güç olarak tanıması ve 1Ekim 2011’de Libya‘yı yöneten Ulusal Geçiş Konseyi’nin Sağlık Bakanı Abdal Rahman Kıssa’nın Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi’yle protokol imzalayarak KKTC’yi resmen değil ama fiilen tanımasını saymazsak Türkiye dışında hiçbir devlet tarafından tanınmadı.
[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]
- Güvenç, Nazım. Kıbrıs Sorunu Yunanistan ve Türkiye.Çağdaş Politika Yayınları.1984
- Manizade, Derviş . Kıbrıs: dün, bugün, yarın. Yaylacik Matbaası.1975
- Denktaş, Rauf. On ikiye Beş Kala.1966
- Günver, Semih. Güneş Gazetesi. 28 Mayıs 1985
- Gevgili, Ali. Yükseliş ve Düşüş. Altın Kitaplar.1981
- Sarıca, Murat. Teziç. Eskiyurt. Kıbrıs Sorunu. 1975