“Zaferden az, yenilgiden çok şey öğreniriz.”Japon atasözü
“Türkler mi dediniz? Yani Moğollar… Yani Anadolu’nun fuzuli işgalcileri… Bakınız Elçi Efendi! Avrupa’nın bütün siyasi tarihi boyunca yapacağı en güzel şey, Türkleri Avrupa’dan ve Anadolu’dan atmak olacaktır. Biz doğudan ve siz batıdan yükleneceksiniz ve bu kıskaç tarihin en kudretli, en mukaddes ittifakını meydana getirecektir. Yıllardır Rus politikasının temeli budur; sizinki size, bizimki bize…”
Çar II. Nikola (11 Eylül 1911, Fransa Büyükelçisi M. Paleologue’a…)
[box_light]Günümüzün Musa Peygamberi[/box_light]
12 Aralık günü Erzurum’a gelen ve Hasan İzzet Paşa’nın istifasından dolayı 3.Ordu’nun komutasını üzerine alan Enver Paşa askerlerine önce Sarıkamış ve Kars’ın geri alınacağını, sonra Kafkasya’daki müslümanların Rus zulmünden kurtarılacağını müjdeler. İlk hedef 36 yıldır Rusların elinde olan Sarıkamış’tır.
“Bu taarruzu haklı çıkarmak yolunda herhangi bir sebebi, Harp Tarihi hiç bir zaman tespit edemeyecektir.”
General Limon von Sanders
Harekattan yaklaşık iki hafta önce Almanya’da yayınlanan yandaki karikatür Almanya’nın Enver Paşa’ya verdiği desteği göstermesi açısından son derece önemlidir. Aynı dergide yayınlanan bir diğer karikatürde de Enver Paşa Napolyon’a benzetilmiş ve bu karikatür Rus Basını tarafından Sarıkamış Bozgunu sonrasında sıklıkla kullanılmıştır.
[box_light]Dönüm Noktası: Yardım Gemileri ve Allahuekber Dağları[/box_light]
“Kafkasya’da maalesef Napolyon Bonapart olduğunu iddia eden ve cahil yetişen birçok adam vardır. Bunlar ordularına güçleriyle bağdaşmayan görevler vermişlerdir ve bu yüzden ordularını büyük zarara uğratmışlardır.”
Von der Goltz
10. Kolordu Kumandanı Hafız Hakkı Bey de kendini Napolyon’la kıyaslayanlardan biridir. Kaymakam Şerif Bey’in anılarında aktardığına göre Hafız Hakkı Bey esir düşen bir Rus albayına Ardahan üzerinden yapacağı kuşatma harekatını Napolyon’un bile yapmaya cesaret edemeyeceğini söylemiştir. Ne yazık ki 10. Kolordu Allahuekber Dağları’nda mevcudunun yüzde doksanını yitirmiştir.
Rus Kurmay Başkanı Pietroviç’in 24 Aralık 1914 tarihli günlüğünde şu satırlar yazmaktadır: “Allahuekber Dağları’ndaki Türk müfrezesini esir alamadım. Bizden çok evvel Allahlarına teslim olmuşlardı…”
Allahuekber Dağları’ndaki kayıplara bir de Sarıkamış’a gönderilmek üzere 2 alay asker, 2 tayyare, bir tayyare bölüğü, 3 pilot, Kafkaslar’da isyan çıkarmak üzere eğitilmiş Çerkez liderleri ve Almanya’dan gelen kışlık donanımı Trabzon’a götüren Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa gemilerinin Zonguldak’ı bombalamak üzere Karadeniz’e açılan Rus gemileri tarafından fark edilmesi ve batırılması eklenmiştir. Bu gemilerin batması cephedeki koşulları ciddi biçimde etkilemiş, demir yolu vasıtasıyla düzenli yarım ve erzak alan Rusların aksine Türkler yardımsız ve erzaksız durumda kalmışlardır.
[box_light]Harekat Sonrası[/box_light]
“İzdihamdan, kokudan yanlarına varılamayan, kapıları kilitli ve içerisi tıka basa Osmanlı esirleri ile dolu büyük bir tren, 1915 Ocak ayinin sonunda Sirzan İstasyonu’na geldi. İçindeki esirler insan kılığından çıkmış, açlıktan renkleri solmuş, yanakları çokük, elmacık kemikleri dışarı fırlamış, kımıldayamayacak şekilde yorgun ve kuvvetten düşmüş, elbisesiz, ayakları çıplak, kainatta mevcut bütün bulaşıcı hastalıklara müptela bir haldeydi.”
İsveçli Kızılhaç Yetkilisi Graf Londro
Sarıgamış al gan oldu
Zalım urus murad aldı
Sahipsiz kaldı gelinler
Gara giyip saçın yoldu
Sarıgamış saza benzer
Gün ışır ayaza benzer
Sarıgamış’ta yatanın
Ganı da beyaza benzer
(Sarıkamış’ta Var Mısın türküsünden alıntıdır.)
[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]
- Ateşe Dönen Dünya: Sarıkamış, Bingür Sönmez
- Sarıkamış’a Giden Yol, Özhan Eren
- Sarıkamış, Köprülülü Şerif İlden