Şarkım ne alkışlar için
Ne yad ellerde şöhret için,
Şarkım bu daracık ülke için
Ta toprağın derinliklerine.
Orada dinlenir her şey
Ve orada başlar.
Cesur şarkı dediğin
Hep yeni kalacaktır.
1932’nin Eylül’ünde, Şili’de, dünyaya geldi Victor Jara. Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğundan hayatın zorluklarıyla küçük yaşlarda tanıştı. Babasının evi terk etmesiyle koşulları daha da ağırlaştı fakat annesinin Şili Folk müziğiyle ilgilenmesi, Jara’ya yeni bir kapı açtı. Müzikle geçecek hayatının temelleri atılmış oldu. Victor Jara, annesinin ölümünden sonra, muhasebe okumuş fakat tamamlayamamış ardından ilahiyat okumak istemiş fakat ilahiyat eğitimi de yarıda kalmıştır. Büyük bir kararsızlık içinde, hayatını sürdürme yollarını ararken Şili’de tiyatro okuluna başlamış, daha sonraki yıllarda, tiyatro yapımlarında çalışmaya başlamıştır. Artık aradığını bulmuştur. Sanatla nefes alıp vermeye başlamış, kısa bir süre sonra, toplumcu görüşüne zemin oluşturan müzik anlayışı da gelişmeye başlamıştır. Şili folk müziğinde yoğunlaşan Jara, 1966 yılında çıkardığı ilk albümle yoksul halkın sesi olmuş, sosyalist Salvador Allende iktidara gelene kadar, Şili’nin madenlerini ellerinde tutan uluslararası sermayeye ve toprak ağalarına karşı çıkmıştır. Ülkesinin içinde bulunduğu siyasi yapıyı eleştirdiği kadar, protest müziği ticarileştirenlere de karşı çıkmıştır. Victor Jara ülkesini köy köy dolaşmış, bestelerini notalara dökmemiştir. Köylülerin yaptığı gibi kulaktan dolma öğrendiklerini bestelemiştir. Victor Jara’nın doğallığı ve özgürlük kokan şarkıları onu özellikle çok sevilen bir sanatçı yaptı. Geliştirdiği Nueva Cancion (yeni şarkı) akımı, Latin Amerika şarkılarının temelini oluşturdu. Geleneksel Latin Amerika halk müziği ögeleriyle, bazı durumlarda rock müziği ögeleri harmanlanmış, şarkı sözleri, emperyalizm karşıtlığı üzerinden yazılmıştır bu akımda. Yeni şarkı akımında, Şilili müzik grupları Inti Illimani ve Quilapayun’un katkıları da vardır elbette. Ne yazık ki bu iki mükemmel grubun kaderini ise faşist Pinochet yönetimi belirleyecekti. Tıpkı Victor Jara’nın, halkının gözleri önünde yitip gitmesi gibi…
Tarih 11 Eylül 1973’ü gösterdiğinde, üç yıldır iktidarda bulunan sosyalist Salvador Allende, CIA destekli Pinochet tarafından devrildi ve faşist bir yönetim kuruldu. Darbenin ardından, Victor Jara tutuklandı ve Şili Stadyumuna götürüldü. Stadyumda yaşananlar ise kanlı bir tarihin, bir sanatçı üzerinden nasıl yazıldığını tekrar gösterir bizlere. Pravda muhabiri Vladimir Çernisev’in tanıklığıyla Victor Jara’ya yapılan işkenceler, susturulmuş vicdanların ne demek olduğunu anlatır.
Victor Jara, işkencelerin en ağırıyla tanışmıştı stadyumda, bestelediği ünlü şarkısı Venceremos ise dilinden hiç düşmüyordu. Onu engellemek için ellerini kırdılar, can yoldaşı gitarından ayırarak susar sandılar, ama o vazgeçmedi, o haliyle gitarını çalmaya çalıştı. Bunu gören darbeciler bu sefer ellerini kestiler, Jara pes etmedi, ıslıkla söylemeye başladı Venceremos’u. Stadyumdaki herkes Jara’ya eşlik etmeye başladı. Darbeciler bu manzara karşısında çılgına döndü ve Jara’nın dilini kestiler. Kurşunlayarak öldürdüler onu. Korkmuşlardı ondan. Çünkü hiçbir korkuya benzemezdi halkını satanın, halkına zulmedenin korkusu.
Yüreği hep ezilenlerden yana çarptı Jara’nın ve bu kavgada durdu yüreği. Hala dilinde Venceremos, mücadeleye çağırıyor halkı, hem de en güçlü sözlerle.
“Geçmişe ağlamak fayda vermez
Gelecek mutlak sosyalizm
Yarını bugünden kuracağız
O senin tarihin olacak.”
[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]