Yazılarıma giriş paragrafıyla başlamayı alışkanlık haline getirmişimdir, zaten olması gereken de budur. Bu sefer, bu yazıya münhasır olmak üzere, Çin modern şiirinin gelişmesinde serbest şiirleriyle pay sahibi olan bir şairin çileli hayatıyla başlayacağım. Seksen altı yıllık bu çileli hayat Ai Qing’e ait. Zengin bir ailenin oğlu olan Qing, batı edebiyatına ve kültürüne merak duydu ve batı dillerini öğrenmesiyle beraber Paris’te resim eğitimi aldı. Sonraki yıllarda şiir kitapları çıkardı ve bu şiirlerinde Çin halkına ilişkin duygu ve düşüncelerini dizelere döktü. Aynı zamanda edebiyat dergisi çıkarılmasına ön ayak olan Qing, 1941 yılında Çin Komünist Partisi’ne girdi ve hemen sonrasında, Mao Zedong ile yakın ilişkiler kurdu, şiirlerinde Mao’nun öğretilerinden etkilendi. Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanıyla beraber yeni cumhuriyetin edebiyat politikaları üzerine danışmanlık yapan Qing, birçok resmi görevde de bulundu. Yazgısı için dönüm noktası ve çileli günlerin başlangıcı ise 1957 yılında başlayan Sağcı Karşıtı Kampanya’dır. Kampanya kapsamında rejim tarafından sağcı olduğu iddia edilen bir şairi savunduğundan dolayı yazarlar birliğine olan üyeliği iptal edildi ve mal varlığına el konuldu. Sonrasında, ailesiyle beraber, açlık ve sefalet içinde günlerini geçireceği Shihezi şehrine sürgün edildi. Çalışma kampına gönderildi ve tuvaletleri temizlemek zorunda bırakıldı. Sonrasında Gobi Çölü’nün ortasında, besi hayvanlarına doğum yaptırılan mağara benzeri bir yerde yıllarını geçirdi. Sürgünü boyunca çalışma kamplarında ağır şartlarda çalıştırıldı ve sık sık aşağılayıcı işaretler içeren kıyafetler giydirilerek sokaklarda dolaştırıldı, köylüler tarafından alay konusu yapıldı. Ayrıca, bütün bu süreç boyunca, şiir yazmaktan men edildi. 1976 yılında, yirmi yıllık sürgün sonunda, ailesiyle beraber Bejing’e dönmesine izin verildi. Yazıma neden Qing’in biyografisiyle başladığıma gelince: Amacım, yazımın konusunu oluşturan Yüz Çiçek Kampanyası’nı ve sonuçlarını çarpıcı bir biçimde okuyucuya sunabilmekti. Kampanya sonrasında başlayan Sağcı Karşıtı Kampanya ile beş yüz bine yakın kişi, sağcı sıfatına sahip oldukları iddia edilerek; işkencelere maruz kaldı, çalışma kamplarına gönderildi veya idam edildi. Bu insanların çoğunluğunu da, Ai Qing gibi Çinli entelektüeller oluşturuyordu. İşte, yaşananları anlamlandırabilmek adına, yaşananların neden zinciri oluşturan Yüz Çiçek Kampanyası’nı anlamak gerekir. Ben de, bu yazımda, elimden geldiğince konuyu aktarmaya çalışacağım. Keyifli okumalar dilerim.
Kampanyanın başlangıcı, Mao Zedong’a ait ‘’İnsanlarının Arasındaki Çatışmaların Doğru İdare Edilmesi Üzerine’’ adlı konuşmaya dayanmaktadır. Bu konuşmada, Mao, Sovyetlerden ders aldıklarını belirtir. Bu ders iki hususu içermektedir: İlki, Sovyetlerin öldürmemesi gereken sayıda insan öldürerek; ikincisi ise, Macar Komünistleri (1956 Macar Devrimi kastediliyor) yeterince ezmeyerek hataya düşmesidir. Devamında, rejimin yedi yüz bine yakın devrim karşıtını öldürdüğünü kabul eder ancak bunun devrim ve Çin halkı için gerekli olduğunu belirtir. Ancak, bundan sonra daha fazla öldürme olmayacaktır. Artık daha farklı bir yöntem izlenecektir: Sanatın, kültürün, bilimin ve Çin topraklarında sosyalizmin yaygınlaşması ve gelişmesi için entelektüellerin ülke problemlerini tartışmalarına imkân tanınacaktır. Yıkıcı olmayan ve yapıcı olan her türlü eleştiri serbestçe dile getirilebilecektir. Tanınacak bu imkân Klasik Çin şiirinden alıntılanan şu dizeyle ifade eder:
Bırakalım da yüz çiçek açsın, yüz düşünce okulu yarışsın.
Kampanya böylelikle 1956 yılının sonlarında başlar. Başlarda, beklenen ilgiyi görmez. Başbakan Zhou Enlai’ye topu topu bir avuç mektup ulaşır. Bu mektuplar ise kapsamı dar ve çekingen eleştiriler içermektedir. Böyle bir durumda kampanyanın beklenen faydayı sağlamayacağını anlayan Enlai, Mao ile konuşur ve merkez bürokrasinin kampanyaya destek vermesi gerektiğini, yapılacak eleştirilerin sadece olumlu karşılanacağını değil; aksine, tercih edileceğini ifade eden bir konuşma yapmasını ister. 1957 yılının baharında, Mao’nun Enlai’nin isteği doğrultusunda yaptığı açıklamayla beraber, altı haftalık bir yoğun eleştiri dönemi başlar: Enlai’nin ofisine milyonlarca mektup gelir. Mektupların yanı sıra; rejimi eleştirmek amacıyla toplantılar, yürüyüşler yapılmaya başlanır. Konuya ilişkin posterler bastırılır. Bazı gazete ve dergilerde makaleler yayımlanır. Hatta Pekin Üniversitesi’nde Demokratik Duvar adı verilen bir platform oluşturur ve rejim karşıtı toplantıların yapıldığı, posterlerle donatılmış bir alana dönüştürülür. Farklı araçlarla ifade edilen bütün bu eleştiriler, ortak konulara yöneliktir: Düşün özgürlüğünün olmayışı, muhalif liderlere yönelik müdahalelerin sertliği, Sovyetler Birliği’ne olan bağımlılık, yaşam standartlarının düşüklüğü, yabancı edebiyatın yasaklanması, parti kadroların yolsuzluğu ve Çin halkına göre çok daha ayrıcalıklı bir hayat sürmeleri… Eleştirilerin bazıları ise oldukça korkusuzdur: Komünizm ile entelektüalizmin beraber var olamayacağını, rejimin iktidarını geçiş hükümetine bırakması gerektiğini belirtenler gibi. Hatta bir kısım eleştiri direkt olarak Mao’ya ve kişiliğine yöneliktir. Mao’nun ‘’İnsanlarının Arasındaki Çatışmaların Doğru İdare Edilmesi Üzerine’’ adlı konuşmasının değiştirilmiş bir sürümünün elden ele yayıldığı sıralarda, Haziran 1957’de, Mao kampanyaya el koyar. Kampanyanın durdurulduğunu, bundan sonra eleştirilerin hoş karşılanmayacağını ve güzel kokulu çiçeklerle zararlı otların ayrılma zamanının geldiğini söyler. Sonrasında yazının birkaç yerinde de bahsini ettiğim Sağcı Karşıtı Kampanya başlar. Mao, yıllar sonra, kampanya ve sonrasında başlayan entelektüel avının ininde saklanan yılanı dışarı çıkardığını söyleyecektir.
Bugün, geriye bakıldığında, Mao’nun konuşmasında belirttiği amaçların hakiki olup olmadığı bilinmiyor. Bir kısım araştırmacı gerçekten samimi amaçlarla kampanyayı başlattığını ancak sonradan bunu muhalifleri susturma fırsatı olarak gördüğünü söylerken; bir kısmı da en başından beri bunun bir tuzak olduğunu belirtir. Kampanyayı başlatan ‘’Yüz çiçek açsın’’ sözünün ise, muhaliflerin kendileri eleştiri yoluyla ortaya çıkarmasını ima ettiğini söylerler. Amaç ne olursa olsun, Yüz Çiçek Kampanyası, Çin’in 20. Yüzyıl’ına damga vurmuş olan Mao’yu anlamlandırabilmek açısından önemli tarihi duraklardandır. Komünist Çin’i anlayabilmek için Mao ne kadar elzemse, Mao’yu anlayabilmek için de Yüz Çiçek Kampanyası ve sonrasındaki gelişmelerin anlaşılması o kadar elzemdir.
https://www.britannica.com/biography/Ai-Qing
https://www.phrases.org.uk/meanings/226950.html
https://www.thoughtco.com/hundred-flowers-campaign-195610
https://www.smithsonianmag.com/history/the-silence-that-preceded-chinas-great-leap-into-famine-51898077/
https://www.britannica.com/event/Hundred-Flowers-Campaign
https://en.wikipedia.org/wiki/Anti-Rightist_Movement
https://en.wikipedia.org/wiki/Hundred_Flowers_Campaign
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ai_Qing