Günümüzde Rusya denildiğinde akla ilk gelen yer, hiç şüphesiz Moskova’nın merkezinde bulunan Kızıl Meydan’dır. Kızıl Meydan adı, günümüzde pek çoğumuza öncelikle Komünizm dönemini çağrıştırır. Meydan, Komünist dönemin de kilit noktalarından biri olmakla beraber, Kızıl Meydan denilince sadece o dönemi anımsamak sanıyorum pek de doğru olmayacaktır. Kızıl Meydan, Moskova ve de Rusya’nın birer simgesi haline gelmiş pek çok yapıya ev sahipliği yapması itibariyle, Rusya’nın kültürel ve tarihi geçmişi açısından önemli bir yere sahiptir. Ayrıca UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.
Kızıl Meydan adı, yaygın olarak bilinenin aksine Komünizm yahut içinde bulunan yapıların renkleri ile alakalı değildir. Rusçadaki orijinal adı Krasnaya Ploshchad olan Kızıl Meydan’ın adı eski Rusça bir sözcük olan krasnyi den gelmektedir. Krasnyi kelimesi güzel anlamına gelmekte iken zaman içinde anlamı değişmiş ve de modern Rusçadaki kullanımı ile kızıl/kırmızı anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Aziz Vasili Katedralinin selefi olarak bilinen Trinity Kathedrali sebebiyle uzun bir süre meydanın adı Trinity Meydanı idi. Meydanın adının Krasnaya Ploshchad olarak resmen kabul edilmesi ise 17. Yüzyılın ortalarına denk gelmekte. Meydanın bilinen başka bir adı ise Pozhar (yangın) Meydanı. Bu adını ise, Moskova’nın tarihte pek çok kez yakılıp yıkılması sonucunda elde ettiği biliniyor. Moğol ve Tatar istilalarının yaygın olduğu dönemde, Moskova’daki mimarinin ahşap olması sebebi ile yapıların Moğol ve Tatar akıncılar tarafından ateşe verildiği biliniyor.
Meydanın inşa öyküsü ise şu şekilde: Bölgedeki ilk yapı, adını çok sık duyduğumuz Kremlin. Kremlin’in Rusçası kreml ve de kale anlamına gelmekte. İlk olarak, Ruslar için önemli bir kaynak olarak görülen Hypatian Kronik’inde 1147 yılında Moskova Nehri kenarında Suzdal Prensi Yuri Dolgorukii tarafından inşa edildiğine dair bir bilgiye rastlıyoruz. 13. Yüzyıla gelindiğinde Kremlin’in Moskova Prensliğindeki dinsel ve din dışı hayatın üstün gücünün merkezi olduğu biliniyor. 1400’lerin sonlarında ise 3. İvan’ın emri ile Kızıl Meydanın inşası başlar ve fakir köylüler ve de suçlulara ev sahipliği yapan bu alan temizlenir.
Kremlin’in en kıymetli kiliseleri içerisindeki Katedral Meydanında bulunmaktadır ve bu kiliselerin inşası için İtalyan mimarlar davet edilmiştir. Katedral Meydanındaki önemli yapılardan bazıları sırası ile Hazreti Meryem’in dünyevi hayattan cennetteki hayata alınışı anlamına gelen Dormition Kilisesi (Uspenskii Sobor), Baş Melek Kilisesi (Arkhangelskii Sobor), Haber Kilisesi (Blagoveschenskii Sobor), ve Büyük İvan Çan Kulesi (Kolokolniya İvana Velikogo)’dir. Dormition yahut diğer ismi ile Assumption Kilisesi, prenslerin, çar ve imparatorların taç giyme törenleri ve evlilik törenleri gibi önemli olaylara ev sahipliği yapması sebebiyle en kilit Rus-Ortodoks kilisesidir. Kilise 1475–79 yılları arasında inşa edilmiştir. Baş Melek Kilisesi ise prensler ve çarların gömüldüğü kilise olması itibariyle önemlidir. 1505-1508 yılları arasında inşa edilmiştir. Kilisede 1. İvan, Dmitri Donskoy, 3. İvan, Korkunç İvan (4. İvan), Mihail Fyodoroviç ve Aleksey Mihayloviç Romanov gömülüdür. Meydanda bulunan bir diğer yapı ise 1484-1489 yılları arasında inşa edilen Haber Kilisesidir. Saraya yakınlığı nedeniyle 3.İvan (Büyük İvan) tarafından kişisel şapel olarak tercih edilmiştir. Ayrıca Korkunç İvan’ın tahta çıkma töreni burada gerçekleştiği gibi, hanedan üyelerinin ibadet, evlilik ve vaftiz olma için tercih ettikleri bir kilise olmuştur. Büyük İvan Çan Kulesi ise Katedral Meydanının başka bir sembolüdür. Katedral Meydanındaki diğer 3 kilisenin çan kulelerinin olmaması sebebi ile 1508 yılında inşa edilmiştir.
Kremlin’in içinde kiliseler dışında kalan başka yapılar da bulunmaktadır. Bunlardan en meşhuru İtalyan mimarlar Fryazino ve Solario tarafından inşa edilen Facets Sarayı’dır. Saray, devlet seremonileri, kutlamalar ve de yabancı büyükelçileri ağırlamak amaçlı inşa edilmiştir. Diğer bir önemli yapı ise 17. Yüzyılda Rus mimarların eseri olarak inşa edilen Teremnoi Sarayıdır.
Korkunç İvan (4. Ivan), Kazan Hanlığını ele geçirmesinin şerefine bir kilise yapımını emreder ve 1555-1561 yılları arasında kilisenin inşası tamamlanır. Bugün Moskova ve Kızıl Meydan denince hemen akla gelen İvan’ın inşa ettirdiği o meşhur kilisedir. Resmi adı Pokrovskii Sobor olmakla beraber Aziz Vasili Katedrali (Sobor Vasiliya Blajennogo) olarak bilinir. Renkli kubbeleri, enteresan mimarisi ile bugün de Kızıl Meydan’ın en büyüleyici ögesi olma özelliğini korumakta. Moskova seyahatimde kendisini ilk görüşümde büyülü bir yerdeyim diye düşünmüştüm. Yakından gerçek olamayacak kadar güzel ve büyüleyici görünmüştü bana.
Kremlin’e geri dönecek olursak, başkentin Moskova’dan Petersburg’a taşınması ile birlikte, Kremlin dini törenlerin yapıldığı bir yer olarak kaldı. 18. Yüzyılın sonunda Kremlin’e yeni ekler yapılmaya başlandı. Cephanelik 1797 yangını sonrası inşa edildi. Onun öncesinde 1776-1787 arasında Senato inşa edildi. Senato, bugün Rusya Devlet Başkanının rezidansı olarak kullanılmaktadır. 1839 ile 1849 yılları arasında ise başka bir önemli yapı olan Büyük Kremlin Sarayı inşa edildi.
Kızıl Meydanın yapılanma süreci 19. Yüzyılın sonunda Devlet Tarih Müzesi, GUM (Gosudarsvennıy Universalnıy Magazin) yani Temel Devlet Mağazası ve onun benzeri başka bir yer olan TSUM (Tsentalnıy Universalnıy Magazin) inşa edilmiştir. 1929 yılında Lenin’in Mozolesi Sovyet Mimari’sinin bir örneği olarak Kızıl Meydanın ortasına yapılmıştır. 1930 yılında ise meydanın tam ortasındaki Minin ve Pozharskii Anıtı, bugünkü yerine, Aziz Vasili Kathedralinin hemen yanına taşınmıştır. Taşınma sebebi ise, Kızıl Ordunun meydandaki düzenini bozmasıdır.
Kızıl Meydan, Sovyet ordularının askeri yürüyüşlerine ev sahipliği yapmıştır. Bu yürüyüşlerden iki tanesi sonsuza dek akıllardan çıkmayacak gibidir. Bir tanesi 1941 yılındaki yürüyüştür, bir diğeri ise 1945 yılındaki zafer kutlamaları sırasındaki yürüyüştür. Askeri yürüyüşlerin yanı sıra Kızıl Meydan konserler, gösteriler ve kutlamalar için de kullanılmaktadır. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda, yazının başında da söylediğim gibi Kızıl Meydan ve Kremlin ikilisini Moskova’nın kalbi olarak adlandırmak pekala mümkün.
KAYNAKÇA:
http://www.moscow.info/red-square/history-red-square.aspx
http://global.britannica.com/topic/Red-Square