Anadolu, tarihi boyunca birçok kavime, uygarlığa ve devlete ev sahipliği yaptı.Tarihin son imparatorluklarından Osmanlı bu topraklarda kuruldu, tarihin unutulmaz komutanlarından Büyük İskender de Jül Sezar da bu toprakları imparatorluğuna kattı. Ama Anadolu’yu birleştiren ve ilk imparatorluğu kuran Hititler’di. Hititlerin ilk imparator da Şuppiluliuma’ydı.
Şuppiluliuma tarih sahnesine çıktığında İsa’nın doğumuna daha 1300 yıl vardı. Prens Şuppiluliuma, Hititlerin en karanlık çağında dünyaya geldi. Seneler süren taht kavgaları devleti zayıflattı. Batı’dan Mısır firavununun desteklediği Arzawa Krallığı’nın ve Güney’den Hurriler’in saldırıları ile Hititler Hattuşaş çevresindeki küçük bir bölgede yaşamaya başladılar. Babası III.Tuthaliya’nın askeri danışmanı olan Şuppiluliuma bu dönemde Kaşkaların saldırısı ile Hattuşaş’ın düşüşüne tanık oldu. Hattuşaş’ın düşüşü ile tarihçilerin sonraları Eski Krallık adını verecekleri Hattuşili’nin kurduğu devlet yıkılmış oldu. Bu düşüş yeni bir kralın ve imparatorluğun doğuşunun başlangıcı oldu.
Babasının hastalığı sebebiyle kral gibi hareket etmeye başlayan Şuppiluliuma yaptığı sayısız savaş ile Hattuşaş’ı ve etrafını geri aldı ve bazı Anadolu krallıkları ile anlaşmalar yaptı. Kendini yeni kral olarak gören Şuppiluliuma babasının ölmeden önce ağabeyini veliaht ilan etmesi üzerine, babasının ölümünden kısa bir süre sonra Telepinu Fermanı’nı çiğnedi. Kral Telepinu’nun veraset konusunda yazdığı bu beş yüz maddelik fermana göre Şuppiluliuma’nın yaptığı bu davranışın cezası ölümdü ama ülkesinin insanlarının ona ihtiyacı vardı.
Şuppiluliuma’nın tahta çıktıktan sonra yaptığı ilk iş Anadolu’ya yeniden egemen olmaktı, bu amaçla bazı krallıklarla antlaşmalar imzalayarak baş düşmanı olarak gördüğü Kaşkalar’ı yalnız bırakmaya çalıştı. Kız kardeşini Kaşkalar’ın en büyük müttefiki ile evlendirip amacına da ulaştı. Bu tip anlaşmalar, evlilikler ve senelerce süren Kaşka savaşlarının sonunda Anadolu’da birliği sağlamayı başardı.
Şuppiluliuma için Anadolu’dan sonraki hedef Mezopotamya’ydı, ama bölgedeki politikası şiddetten ve askeri müdahaleden uzaktı. Şuppiluliuma Güneydoğu’daki en güçlü rakibi olan Mitanniler ile arasında tampon görevi gören Kizzuwatna Krallığı’nın kralının kızı ile oğlunu evlendirip oğlunu bölgeye rahip olarak atadı. Sonrasında Babil prensesi ile evlenmek için oğullarının annesini olan karısını sürgüne gönderdi.
Yapılan savaşlar ve antlaşmalar ile sınırları hiç olmadığı kadar genişleyen Hititler, Mısır ile birlikte dönemin en güçlü iki imparatorluğundan biri haline geldi. Babası zamanında Mısır’ın Hititlerin düşmanlarına yaptıkları yardımları unutmayan Şuppiluliuma yeni hedefi olarak Mısır’ın Suriye’deki topraklarını belirledi. Bu dönemde Mısır tahtında ise “Mısır’ın Çocuk Kralı” Tutankhamun oturuyordu. Suriye topraklarına giren Şuppiluliuma karşılaştığı kuvvetleri dağıtıp esir aldı ama mevsimin kış olması üzerine Hattuşaş’a geri döndü. Bir sonraki seferinde Karkamış kuşatması sırasında ise Tutankhamun’un ölüm haberini tarihte eşine az rastlanır bir mektup ile aldı. Mektubu yazan kişi Tutankamun’un eşi Mısır Kraliçesi’nden başkası değildi ve mektupta şöyle diyordu:
“Kocam öldü ve hiç oğlum yok. Fakat senin birçok oğlun olduğu söyleniyor. Oğullarından birini bana gönderirsen kocam olabilir. Hiçbir şekilde hizmetim altındakilerden birini koca olarak almam.”
Bu mektup ile Mısır Şuppiluliuma’ya altın tepside sunuluyordu. Adamlarından aldığı bilgilerle bunun kraliçenin bir oyunu olmadığını anlayan Şuppiluliuma büyük oğlu Zananza’yı Mısır’a gönderdi ama aldığı tek haber oğlunun ölüm haberi oldu. Her ne kadar kraliçe suçsuz olsa da Mısırlı kumandanlar tahta baş düşmanlarının oğlunun geçmesine izin vermediler.
Oğlunun acısı ile Şuppiluliuma Mısır topraklarına girdi ve Filistin’e kadar olan toprakları ele geçirdi. Hayatı boyunca intikamını büyük bir sakinlik ve sabırla almış olan İmparator Şuppiluliuma evlat acısı ile düşüncesiz bir şekilde saldırılarına devam etti ve sonunu bu sefer ile hazırladı. Şuppiluliuma aldığı sayısız Mısırlı esiri Hattuşaş’a getirdi, bilmediği şey ise bu esirlerin Anadolu topraklarına vebayı getirdiğiydi. Şuppiluliuma, belki de Telepinu’nun gazabına uğrayıp vebadan ötürü aynı sene vefat etti. Arkasında ise tarihinin en büyük sınırlarına ulaşmış ve düşmanlarını sindirmeyi başarmış bir İmparatorluk bıraktı. Ölümünden 3200 yıl sonra yaşayan tarihçileri onun dönemini Hititlerin altın çağı, Yeni Krallık’ın ve Hitit İmparatorluğu’nun kuruluşu olarak tanımlayacaklardı. Kendinden sonra gelen krallar bile kendi yaptıklarının yanına onun yaptıklarını da yazacaklar ve onun gibi olmak isteyeceklerdi. Ayrıca Mısır’a karşı olan nefreti imparatorluğun Mısır politikasında ölümünden sonra bile etkili olup Kadeş Antlaşması’na giden yolu çizecekti.
Kaynakça
Sir Gavaz, Özlem. “I. Şuppiluliuma Dönemi’nda Suriye ve Mezopotamya ile İlişkiler” Yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, 2007.
http://www.anadoluuygarliklari.com/arzawa/183-arzawa-tarihi
https://www.cambridge.org/core/journals/anatolian-studies/article/some-observations-on-the-chronology-of-suppiluliumas-reign/6057DDDA858483E5D5E19E71F1793820
https://www.ancient.eu/Suppiluliuma_I/
http://theancientneareast.com/the-rise-of-king-suppililiuma-the-great/
https://www.livius.org/pictures/turkey/bogazkale-hattusa/hattusa-museum-pieces/hattusa-deeds-of-suppililiuma/
https://www.youtube.com/watch?v=ssWPLOiMhcY
https://www.youtube.com/watch?v=x_hGscDj47E&list=RDssWPLOiMhcY&start_radio=1
http://www.medeniyetufku.com/hitit-siyasal-tarihine-genel-bir-bakis-bolum-4/
https://ontrava.com/tutankhamon-un-esi-kralice-ankhesenamen-in-yillardir-bulunamayan-gizemli-mezari-bulundu