İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye her ne kadar savaşın sonuna kadar tarafsız kalmayı tercih etse de Mihver ve Müttefik devletlerinden siyasi anlamda büyük baskılar gördü. Jeopolitik öneminden ötürü iki tarafta Türkiye’yi yanında istedi ve amaçlarına ulaşmak için Ankara’yı askerlerin bürokratlar ve siyasetçilerden oluştuğu bir savaş alanına çevirdiler. Bu dönemde Ankara’daki en tecrübeli isimlerden biri de Almanya Büyükelçisi Franz von Papen’di.
Papen 1879’da, Almanya’da zengin bir ailede dünyaya geldi. Gençlik dönemlerinde verdiği bir kararla asker olma yolunda ilk adımlarını attı ama siyasetteki başarıları askerlikteki başarılarından çok daha etkileyiciydi. Bu yüzden Birinci Dünya Savaşı öncesi Meksika’da askeri ateşelik görevinde bulundu ve savaşın başlaması ile Washington’da göreve başladı. Bu süreç içerisinde mevkisinin getirdiği resmi görevlerin yanı sıra Birleşik Devletler’in çıkarlarına ters düşen sabotaj planlarında yer aldı ve kısa süre sonra Washington’dan kovuldu. Bu kovulma Papen’a Almanya’da büyük bir şöhret kazandırdı. Özellikle siyasi çevreler tarafından tanınmış oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndaki aktif görevine ise Filistin cephesinde geri döndü. Önce Mareşal Falkenhayn sonra da von Sanders’in yanında istihbarat subayı olarak çalıştığı bu dönemde Türkçe öğrendi. Yıldırım Orduları’nda yer aldığı süre boyunca başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk ordusundan birçok subayla tanıştı.
Savaş sonrası dönemde Washington ateşeliğinden kazandığı ün ile siyasete giren Papen 1932’de Weimer Cumhuriyeti’nde şansölyeliğe kadar yükseldi. Sonrasında ise yerini Adolf Hitler’e bırakmak zorunda kaldı. Hitler’in ilk yıllarında Nazilere karşı olan çekimser tutumundan ötürü gözden düşse de Hitler, Papen’ın üstün siyasi zekasından faydalanmak için onu 1933’de Vatikan ve 1934’de Viyana büyükelçiliğine atadı.
İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı 1938 yılında ise Papen, Hitler tarafından stratejik bir göreve getirildi: Türkiye Büyükelçiliği. Lakin Filistin cephesinden tanıdığı Papen’ın Türkiye’de işleri karıştırabileceği düşüncesi ile Atatürk tarafından reddedildi. 1939’da şansını bir kez daha deneyen Papen bu kez de İsmet İnönü tarafından red cevabını aldı. Üçüncü denemede ise Almanya ile görüşmelerin önem kazanması üzerine kabul edildi.
Papen Türkiye’ye ilk geldiğinde Almanya büyükelçiliğinin yanı sıra bir nevi İtalya büyükelçiliği de yaptı dersek yanlış bir çıkarımda bulunmuş olmayız zira o dönemde Türkiye’yi Almanya’dan çok Balkanlar’da yayılmacı bir politika izlemeye başlayan ve Arnavutluk’u işgal eden İtalya düşündürüyordu. Berlin’den Türkiye’yi Mihver Devletler yanında savaşa sokmak ya da tarafsız tutmak emri alan Papen bu doğrultuda İtalya için de görüşmeleri yürütüyordu. Bu konuda görüşmeler yapmak için Berlin’e de giden Papen’ın fikirleri kabul edilmedi. Türkiye’nin teçhizat olarak güçsüz görünmesine rağmen askeri anlamda her daim zorluk çıkaracak bir ülke olduğunu düşünen Papen İtalya için ilişkilerin bozulmaması gerektiğini savunuyordu. Bu düşünceleri Hitler tarafından kabul edilmedi ve Almanya 1939 yılında Türkiye’ye ekonomik yaptırımlarda bulundu. Türkiye’nin Almanya’ya yapılan krom satışını durdurması Berlin’in beklediği bir tepki değildi hiç şüphesiz. Bu durum Hitler’in Papen’ın bilgisine ve görüşlerine karşı olan güvenini tazeledi.
Savaşın geri kalan kısmında Papen’ın rolününün ve etkisinin arttı. 1941 yılında Almanya’nın en büyük hedefi olan Türk-Alman Saldırmazlık Paktı imzalandı. Bu anlaşmadan sonra Papen Avrupa’da Octo Papen olarak da anılmaya başladı. Lakabı kendisinin Ankara’dan Balkanları ve Ortadoğu’yu yöneten bir ahtapot gibi resmedilmesinden geliyordu. Hitler’in Bulgaristan ziyaretinde Balkanlar danışmanı olarak yer alması da lakabını ne kadar hak ettiğinin göstergesiydi.
Papen Türkiye’de kaldığı süreçte özellikle Turancılık fikrine sıcak bakan kesimi Almanya tarafına çekmek için yoğun çaba sarf etti. Alman hükümetinin Türk esirleri ayrı kamplarda tutup, eğitip, Orta Asya’da Sovyetlere karşı göndermesi gerektiğini Berlin’e iletti. Özellikle Turancı görüşe sahip gazetelere maddi yardımlarda bulundu. Bu dönemde Papen, Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Killigil ile de görüşmeler yaptı. Bu noktada Kafkasya ile alakalı Turancıların ve Almanya’nın görüşlerinin uyuşmaması görüşmeler büyümeden sona erdi.
Savaşın gidişatının değişmeye başladığı 1942’de Papen, Vatikan’daki dostları yardımı ile Birleşik Devletler, İngiltere ve Almanya arasında yapılabilecek bir barış antlaşması için çalışmalara başladı. Sovyetlerin bu anlaşmanın dışında bırakılmaya çalışılması üzerine Sovyet ajanları tarafından Papen’a bir suikast planlandı. Papen her ne kadar bu suikastten kurtulmuş olsa da düşündüğü anlaşmaya ulaşamadı. Buna rağmen Papen farklı girişimlerde bulunmaya devam etti. 1943’te Hitler sonrasında iyi bir konuma gelme hayali ile Amerikalı yetkililerle İstanbul’da görüşmeler yapmaya başladı. Herhangi bir savaş suçuna karışmadığını iddia eden Papen, savaşın bitmesi ile aynı Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemdeki gibi Alman hükümetinde iyi bir mevki istiyordu. Ama artık taktik ve taraf değiştirmekteki ünü dünyaya yayılan Papen’ın çabaları boşa çıktı.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna yaklaşırken Papen’ın yolu İlyas Bazna nam-ı değer Çiçero ile kesişti. İlyas Bazna’nın İngiltere’den çaldığı belgeler ile savaşın süresini uzatan Papen 2 Ağustos 1944’te Türkiye’nin Almanya ile olan ilişkilerinin kesmesi üzerine Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. İstanbul’da büyük bir kalabalık tarafından yolcu edilen Papen büyük şüphelerle geldiği ülkeden sevilen biri olarak ayrıldı. Ülkesine dönünce savaş sonuna kadar başka bir görev almadı. Papen savaş suçları için kurulan Nürnberg Mahkemelerinde suçsuz bulundu. Hayatının geri kalan kısmını da siyasetten uzak bir şekilde sürdürdü.
KAYNAKÇA
GÜLMEZ Nurettin ve DEMİRCİ Ersin, “Von Papen’ın Türkiye Büyükelçiliği”, Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, S: 27(2013) , s. 225-250
https://iht-retrospective.blogs.nytimes.com/2016/09/25/1941-turkey-cool-to-nazis/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Franz_von_Papen
https://www.aydinlik.com.tr/tarih/2016-aralik/von-papen-suikastinin-bilinmeyen-hikayesi
GÖRSELLER
Öne Çıkan Görsel: http://fromanativeson.com/2016/07/16/hitlers-bank-the-unknown-story-of-the-bank-for-international-settlements-part-iii-by-mark-arnold/
Görsel 1: http://historiareimilitaris.com/index.php/secciones/contemporanea/948-sabotaje1
Görsel 2: https://www.aydinlik.com.tr/tarih/2016-aralik/von-papen-suikastinin-bilinmeyen-hikayesi
Görsel 3: https://iht-retrospective.blogs.nytimes.com/2016/09/25/1941-turkey-cool-to-nazis/