Cehennem (Inferno): İlahi Komedya’nın ilk bölümünü oluşturan Cehennem’i Dante’nin 1308 yılında tamamladığı sanılıyor. Cehennem 34 kanto içerir. Bu kantoların toplam dize sayısı 4720’dır. Dante bu yolculuk boyunca 112 kişiyle karşılaşır.
Dante’nin tasarladığı Cehennem, dibine doğru inildikçe daralan bir çukurdur. Bu çukur, iç içe geçmiş dokuz daireden (kattan) oluşur. Dairelerin her birinde ayrı bir günah işlemiş olanlar cezalandırılır. Aşağıya doğru inildikçe ceza ağırlaşır. Cezayı veren Tanrı değildir. İnsanlar Araf’a, Cennet’e gidebilecekken yaşarken yaptıkları yanlış seçimler sonucunda cehenneme gelmişlerdir. Çarpıldıkları cezayı, yeryüzünde sürdükleri yaşamla kendileri belirlemiştir.
Cehennem, İsa’nın yaşamış olduğu kutsal Kudüs kentinin altına rastlar. Cehennemin giriş bölümünde “kötülük de iyilik de yapmadan yaşamış olanların ruhları vardır. Cehennem’in ilk akarsuyu Akheron da buranın sınırındadır. Daha sonra Cehennem’in ilk dairesi Limbus gelir. Limbus’taki ruhlar dürüst yaşam sürmüş, ama çoğu Hıristiyanlıktan önce doğdukları için vaftizden yoksun kalmış ruhlardır. Daha sonra asıl cehennem denilen bölüm başlar. İkinci dairede şehvet düşkünleri, üçüncü dairede oburlar, dördüncü dairede cimriler, savurganlar, beşinci dairede öfkeliler cezalandırılır. Beşinci daire ve altıncı daireyi “ağır suçluların bulunduğu”, içinde “sonsuza dek ateş yanacak olan” Dite kenti ayırır. Altıncı dairede sapkınlar, yedinci dairede başkalarına, kendilerine, Tanrı’ya saldırıda bulunanlar, sekizinci dairede kadın tellalları, din sömürücüleri, rüşvet yiyenler, hileciler, hırsızlar, bölücüler, simyacılar, kalpazanlar cezalandırılır. Muhammed de Hıristiyanlığın üzerine yeni bir din getirerek bölücülük yaptığı için buradadır. Dokuzuncu dairede de ihanet edenler bulunur. Kötülüklerin simgesi Lucifer’i de, cehennemden ayrılmadan önce yarı beline dek buzlara gömülü olarak görürler:
Her ağızda dişler bir günahkâr öğütüyordu
Bir değirmen gibi, böylece aynı anda
Üç günahkâr birden işkence görüyordu. (Cehennem, XXXIV)
Araf (Purgatario): Hıristiyan inancında Araf Kavramı göreceli olarak yenidir. Kilise, öteki dünyayı Cennet ve Cehenneme olarak ayırmaktayken; 1274’te toplanan İkinci Konsül, ikisinin arasında bir de Araf olduğunu benimsedi. İlahi Komedya da Araf’a yer verir. Ancak dönemin başka yazarları Araf’a cezaların daha kısa tutulduğu bir cennet gözüyle bakarken; Dante Araf’ı, meleklerin yer aldığı; sık sık şarkı söylenen, Cehennem ve Cennet arasındaki bir köprüdür.
Araf, 33 kanto içerir; toplam dize sayısı 4755’dir. Dante, bu yolculuk sırasında 46 kişiyle karşılar. 10 Nisan Perşembe, paskalya günü başlayan gezi üç gün sürer.
Araf’a gidecek olan ruhları bir melek, Roma’dan da geçen Tevere ırmağının denize döküldüğü yerden, Araf’ın bulunduğu adanın kumsalına taşır. Kumsalda, kayalık bir bölüme geçilir, Araf’ın girişine. Ruhlar, Araf’a girmeden önce, ruhlarının ağırlığıyla doğru orantılı olarak bir süre burada bekler. Araf’ın üst katlarına çıkıldıkça, günahın ağırlığı ve verilen ceza azalır. Cezanın amacı, ruhun eğitilmesi, günahlardan pişman olmanın sağlanmasıdır. İyilik kötülük karşıtlığının bir sonucu olarak Cennet-Cehennem ikilisine eklenen Araf, bir değişim merkezidir.
Vergilius ile birlikte Araf’a tırmanan Dante, Yeryüzü Cenneti’nde yıllardan beri görmemiş olduğu Beatrice ile karşılaşınca, Vergilius birden yok olur. Lethe ve Eunoe ırmaklarında arınan Dante, Beatrice ile birlikte Cennet yolculuğuna başlar.
Bu kutsal mı kutsal sudan, yeni yapraklara
bürünmüş taze bir fidan gibi canlanıp da
arınmış olarak eski yerime vardığımda
çıkmaya hazırdım, artık yıldızlara (Araf XXXIII)