Dünyanın İlk Feministi: Olympe de Gouges

Olympe de Gouges, 1748’de Fransa’nın Montauban bölgesinde doğmuştur. 1765 yılında, kendisinden yaşça büyük olan Louis Aubry ile zorla evlendirilmiştir. Evliliklerinden birkaç yıl sonra Louis Aubry vefat etmiştir ve Olympe de Gouges 1770 yılında Paris’e taşınmıştır. Burada Olympe de Gouges, evlilik karşıtı düşüncelerini, özgürlükçü fikirlerini, eşitlik arzusunu paylaşabileceği sanatçı, yazar, siyasetçilerden oluşan geniş bir çevre edinmiştir. Olympe de Gouges’nin dünyanın ilk feministi unvanını kazanmasına yol açan olaylar da bu noktada başlamıştır.

“La Déclaration des droits de l’Homme et du Citoyen” yani “Declaration of the Rights of Man and of the Citizen”, Türkçe çevirisiyle “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi” 26 Ağustos 1789’da yayımlanmış ve yayımlandığı günden beri demokrasi ve hürriyetin en önemli sembollerinden biri olmuştur. Ayrıca bu belge, 1791 yılında yürürlüğe girerek Fransız Anayasası’nın ön sözü olmuştur. Bildiri, insanların hür ve eşit doğduğunu ve böyle yaşamaları gerektiğini, baskıya karşı direnme hakkına sahip olduklarını ve devleti yönetenlerin yönettikleri insanlara karşı hesap verme sorumluluğu olduğunu dile getirmiş, pek çok önemli ve daha önce değinilmemiş noktaları da vurgulamıştır. İnsanların dini inançlarını ve sosyal yaşamlarını kimse tarafından kınanmadan, özgürce devam ettirmelerini savunmuştur. 

Fransız Devrimi sırasında ve öncesinde oldukça aktif rol oynamış; idam cezasının yasaklanması, Fransa’nın sömürgelerindeki kölelerin özgürleştirilmesi, mahkemelerde halktan oluşan jurilerin yer alması, gayri meşru çocukların hukuken tanınması ve bunlar gibi sayısız konuda mücadele etmiş aktivist ve yazar Olympe de Gouges devrimin sonucu olan bu bildirgeyi başta bir zafer olarak görmüş, sevinçle karşılamıştır. Gerçekten de görünürde bu belge devrim boyunca uğruna kan dökülerek elde edilmiş her şeyin somutlaşmış, kağıt üzerindeki kanıtı gibidir. Buna rağmen kadın erkek eşitliği konusunda bir çözüm olamamıştır. Devrim sonrasında da ataerkil toplumun devam edeceğini ve bu belgenin kadın erkek eşitliğini sağlayamayacağını anlayan Olympe de Gouge, kısa süre içerisinde harekete geçmiştir. 

Declaration of the Rights of Man and of the Citizen, Public domain, via Wikimedia Commons

1791 yılında, Cercle Social adlı derneğe katılmıştır. Cercle Social, dönemin ünlü kadın hakları savunucularından olan Sophie de Condorce’nin evinde toplanmış bir dernektir. Madame Verney, Mademe de Stael, Madame Roland gibi kadın hakları savunucularının da derneğin üyelerinden olduğu bilinmektedir. Derneğin amacı kadınların erkeklerle eşit siyasal, sosyal, ekonomik haklara sahip olmasını sağlamak, kadınları özgür ve bağımsız hâle getirmektir. Olympe de Gouge, yeniden bir devrim yaratan o cümlesini bu dernekte kurmuştur:

“Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyor; öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır.”

Gouge, bir yandan dernekteki çalışmalarını sürdürürken bir yandan da dünya tarihinde bir ilk olacak olan bildirisini hazırlamıştır. Olympe de Gouges 1791 Anayasası’nın yayımlanmasından kısa süre sonra “Déclaration des droits de la Femme et de la Citoyenne” yani Kadının ve Kadın Yurttaşın Haklar Bildirgesi”ni yayımlamıştır. “Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyor; öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır.” sözünü de bu bildirinin onuncu maddesiyle ölümsüzleştirmiştir. Olympe de Gouges, bildirgesini “La Déclaration des droits de l’Homme et du Citoyen”e bir cevap gibi, bildirgenin maddelerini kopyalayıp kadınları da dahil edecek şekilde değiştirmiştir. Bildirinin ilk maddesi  şöyledir:

“Kadın özgür doğar ve erkeklerle eşit haklara sahip olarak yaşar. Toplumsal farklılıklar yalnızca genel yarar nedeniyle kabul edilebilir.”

Yalnızca ilk maddesiyle bile bu bildirge, daha önce kimsenin söylemeye cesaret edemediğini söylemiş; erkeğin kadın üzerinde üstünlüğe sahip olamayacağını belirtmiştir. Gouges, erkeklere verilmiş her hakkı bu bildirgeyle kadınlar için de istemiştir. Bildirgenin ön sözü kadın erkek eşitliğinin toplum için gerekliliğine değinmiştir.

Women in French Revolution, https://www.maisoncastille.com

“Biz, anneler, kız çocukları, kız kardeşler, ulusun temsilcileri, Ulusal Meclis’e alınmayı talep ediyoruz. Toplumun sefaletinin ve siyasal iktidarların ahlâki bozulmuşluğunun başlıca nedenlerinin, kadınların haklarının tanınmaması, unutulması ya da gözardı edilmesi olduğunu göz önüne alarak, kadınların doğal, devredilemez ve kutsal haklarını bir bildirgeyle ilân etmeye karar verdik. Böylelikle istiyoruz ki, bu bildirge toplumun bütün üyelerinin gözü önünde dursun, herkese hak ve yükümlülüklerini hatırlatsın; kadınların ve aynı şekilde erkeklerin iktidarı kullanmaları siyasal kurumlar açısından karşılaştırılabilsin ve buna daha çok saygı gösterilsin; kadın yurttaşların basit ve dokunulmaz esaslara dayanan şikayetleri daima, anayasanın ve iyi geleneklerin korunması ve herkesin esenliği için etkili olabilsin. Güzelliği ile olduğu kadar anneliği üstlenme cesaretiyle birlikte düşünülen kadın cinsi olarak bugün, Tanrının da yardımıyla, kadının ve kadın yurttaşların haklarını bu bildirgeyle tanıyor ve ilan ediyoruz:”

Bildirge yalnızca bu ön söz ve ardında sıralanmış on yedi maddeden oluşmuştur. Kısa ve sade olmasına rağmen günümüzde bile elde edilememiş olan cinsiyet eşitliğini her açıdan güvence altına almıştır. Olympe de Gouges, evrensellik iddiasıyla ortaya atılmış ilkelerin ve hakların gerçekte sunuldukları kadar kapsayıcı olmadıklarını, yalnızca erkekleri koruma altına aldıklarını görebilmiş ve harekete geçmeye cesaret etmiştir. Bu nedenle pek çok kaynak tarafından tarihin ilk feministi olarak anılır. Gouges, bildirgeyi yazdıktan sonra Marie Antoinette’e ithaf etmiştir. Bunu yapmasındaki amaç, etkili bir kadın figüründen destek almanın bildirgenin yaratacağı etkiyi arttıracağını düşünmesidir.

Ayrıca, Gouges aynı yıl içerisinde Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi’ne cevaben kendi Toplum Sözleşmesi’ni yayımlamıştır. Kendi toplum sözleşmesinde Rousseau’nun aksine toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmuştur.

Olympe de Gouges, ihtilal döneminin karmaşıklığı içerisinde bile kendi doğrularından şaşmamıştır. Her zaman kendi ilkelerine uymayan kararlara karşı çıkmış; bildirgeler, yazılar, eserler yayımlamaya devam etmiştir. Gouges’nin onaylamadığı konulardan biri de Kral Louis’nin idamı olmuştur. Bu konuda yazdığı eser sebebiyle tutuklanmıştır. Üç ay süre ile tutuklu kaldıktan sonra 3 Kasım 1793’de giyotinle idam edilmiştir. Olympe de Gouges’nin idamı cinsiyet eşitliğinin sağlanması davasında büyük bir geri adım olmuştur. 

Kaynakça

https://www.britannica.com/topic/Declaration-of-the-Rights-of-Woman-and-of-the-Female-Citizen

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/629497

https://olympedegouges.eu

https://oll-resources.s3.amazonaws.com/titles/2392/droits-de-lhomme-declaration900.jpg

http://agaunews.com/wp-content/uploads/2017/06/2017-MDP-Women-France-De-Gouges-FEAT.jpg

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/0/05/Olympe_de_Gouges.png/800px-Olympe_de_Gouges.png

Leave a Reply