İlkokuldan beri beyinlerimizi Atatürk ile ilgili belirli bilgilerle doldurdular. Annesinin Zübeyde Hanım babasının Ali Rıza Efendi olması, pembe renkli bir evde doğup bazı okullara gitmesi, vatanı kurtarmak için halkı arkasına alıp Samsun’a çıkması, yedi düvele savaş açması ardından yıldırım gibi gelen devrimler vs… Bu olaylar ülkemizin ne şartlarda kurulduğunu anlamamız açısından tabi ki çok önemli ama bunun arkasındaki lideri ne kadar tanıdığımızda büyük bir soru işareti.
Örneğin ulu önderin en çok sevdiği yemeğin kuru fasulye-pilav olduğunu, öldürülünceye kadar yayında taşıdığı ‘Fox’ adlı bir köpeği olduğu, hemen hemen her gün ata bindiği, yüzmeye gittiği ve bilardo oynadığını ve hayatı boyunca toplam 3 bin 997 kitap okuduğunu, üstü çamurlu bir çiftçiden kendisine sarılmasını istediğini bugün hangi öğrenci veya normal bir vatandaş biliyor orası soru işareti kanımca. Onunla ilgili bu ilginç bilgiler onu daha iyi anlamak için bize yol gösterecek bir fener.. Aynı durum onun özel hayatı içinde geçerli. Kitaplar bizlere onun özel hayatı ile ilgili sadece 1925 yılında biten Latife Hanım’la evliliğini anlatıyor. Halbuki bu 21.yüzyıl dehasının hayatından mezar taşı dahi olmayan Fikriye adlı bir hanım geçmiştir ve bu durumla ilgili sorular hala cevaplanmadı. Atatürk Fikriye’ye aşık mıydı? Fikriye intihar mı etti yoksa vuruldu mu? Mezar yeri nerede? Atatürk ile Fikriye imam nikahlı mıydı? Bu soruların cevapları alt satırlarda aramalıyız.
[box_light]Nikah İddiaları[/box_light]
“Gazi ve Fikriye” adlı kitabın yazarı Hıfzı Topuz kitabında Gazi ile Fikriye’nin imam nikahlı olduğunu iddia ediyor. Aynı iddia “Latife Hanım’ın Kağıtları” adlı eserinde yazar Fatih Bayhan tarafından da dile getiriliyor. Hatta Bayhan’a göre bu nikahın şahitleri olduğunu ve nikahı Şer’iye Vekili ve eski Karacebey Müftüsü Mustafa Fehmi Efendi tarafından kıyıldığını, şahitlerinin ise Muzaffer Kılıç ve Fuat Bulca olduğunu belirtiyor. Yazar Fatih Bayhan tarafından gün yüzüne çıkan Fikriye ile abisi Ali Enver arasında geçen diyalog ise imam nikahını doğruluyor. Abisinin evlilik olmadan Atatürk ile kız kardeşinin aynı yerde yaşamasından dolayı endişelerini Fikriye şu sözlerle gideriyor: “Biz evlendik ağabey. Nikahımızı Karacebey Müftüsü Mustafa Fehmi Bey kıydı.” Yazar Can Dündar bu nikahın daha çok dedikoduları önlemek amacıyla kıyıldığını belirtiyor. 1922 Türkiye’sinde bir erkekle bir kadının aynı evde nikahsız yaşayamayacağı aşikardır.
[box_light]Atatürk Fikriye’ye Aşık mıydı?[/box_light]
Yazar Eriş Ülger bu iddiayı Atatürk’ün Sofya’da ataşelik yaptığı sırada İzmir’de Doktor Fikret ile olan konuşmasını örnek göstererek cevaplıyor. Doktor Fikret sohbetin ortalarında Atatürk’e “Hiç aşık oldunuz mu?” diye soruyor ve Atatürk’ün cevabı paşa kızı olan ve ölen ‘Hüzün’ adlı bir kızı oluyor. Şimdilerde diye tekrar soran Doktor Fikret’e cevabı Atatürk Fikriye’den bahsederek cevap veriyor. Bir diğer önemli bilgi ise yine yazar Eriş Ülger tarafında ortaya atılan Ulu Önder’in Fikriye’ye yazdığı ve yaveri Salih Bozok’a dikte ettirdiği şiir.
‘İçsem de bir kadeh hayat iksirinden,
Zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye’den,
Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden,
Ümmid-i aşkım saracak seni, cefekar teninden.
Atatürk’ün Fikriye vefat ettikten sonra köşkün arka bahçesinde onun en çok sevdiği türkü olan ‘Boynu Bükük Sümbüle Döndüm’ü mırıldandığını ve içten içe azap çektiği bizzat Atatürk’ün emir eri olan Ali Çavuş’un kızı belirtiyor.
[box_light]Fikriye İntihar mı Etti? Yoksa Vuruldu mu?[/box_light]
Bu konu hakkında belge, kaynak ve tanık bulunmadığı için çok çeşitli iddialar öne sürülmekte. Bu durum hakkında bilinen ise Fikriye’nin köşke geldiği ve Latife Hanım tarafından kovulduğu sonrasında bizzat Atatürk’ün hediye ettiği ve üzerinde F harfi bulunan bir silah ile intihar ettiğdir. İkinci iddia ise Fatih Bayhan tarafından ortaya atılan ve Fikreye’nin öldürüldüğüdür. Yazar paşanın Latife Hanım ile evlenmesine içerlenen Fikriye’nin Atatürk’ün bilgisi dışında öldürülmüş olabileceğini öne sürüyor. Vurulmanın ardından hemen ölmeyen Fikriye bugün Numune Hastahanesi olan Memleket Hastahanesinde bir süre tedavi gördüğünü ve Atatürk’ün onun kurtulması için doktorlara talimat verdiğini belirtiyor tüm bunlara rağmen, 21 Mayıs 1924’te ölen Fikriye’nin cesedi abisine teslim edilmiyor. Fikriye Hanım’ın öz yeğeni Abbas Hayri Özdinçer babası Ali Enver’in bizzat Atatürk tarafından haberdar edildiğini ve ‘suçlular cezasını çekti, içiniz rahat olsun’ mesajını belirtiyor. Diğer bir iddia ise bu durumu destekler nitelikte. O gün hastahanede yatanlardan Çoban Hüseyin Ali Enver Bey’e Fikriye’nin ‘Alçaklar…katiller…vurdular beni’ diye bağırdığını söylüyor.
[box_light]Mezar Yeri Nerede?[/box_light]
Bir iddiaya göre Fikriye Hanım, Etnografya Müzesi’ndeki Atatürk heykelinin altına gömülmüştür. Bir diğer iddiaya göre ise Fikriye Hanım, bugünkü Kuğulu Park’ın olduğu yere yakın bir yere gömülmüştür. Ancak Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Üyesi Mehmet Akif Işık’la konuyla ilgili yapılan görüşmede, kendisi bu civarda bir mezarlık kaydının bulunmadığını doğrulamıştır. M. Akif Işık, ‘Ankara’nın o yıllardaki mezar yeri Ulus civarındadır. Bugünkü İş Bankası’nın bulunduğu yer ve civarıdır’ dedi. Bana göre de muhtemelen Fikriye Hanım’ın mezarı da bugün üzerinde bazı bankaların bulunduğu Ulus’taki eski mezarlıktadır. Atatürk araştırmacısı Eriş Ülger ise farklı bir iddia atıyor. Atatürk’ün yaveri Salih Bozok’un anı defterinden yola çıkarak Cebeci istikametindeki eski mezarlık yerinde olduğunu belirtiyor. Hatta Salih Bozok Atatürk ile 25 Temmuz 1924’te Fikriye’nin mezarını ziyarete gittiğini araştırmacı Eriş Ülger kitabında belirtiyor.
[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]
- http://www.candundar.com.tr/_v3/index.php#!%23Did=459
- http://www.aktifhaber.com/ataturkun-fikriyesi-hakkinda-sok-iddia-158792h.htm
- http://t24.com.tr/haber/fikriye-hanim-nasil-oldu-ataturk-ile-latife-hanim-neden-ayrildi/217201
- www.idefix.com/kitap/s-eris-ulger/urun_liste.asp?kid=23021
- http://www.gazetehayat.com/haber/Fikriye-Hanim-in-Ataturk-e-olan-aski/49237
- http://t24.com.tr/haber/ataturkun-fikriye-hanima-yazdigi-siir-ummid-i-askim-saracak-seni-cefakar-teninden/217033
Eriş Ülger
Sayın Özyurt!
Benim Fikriye Hanım hakkında yazdıklarım dan alıntılar yaparak bir kompozisyon hzırlamışınız.
Önce şunu belirteyim. İlkokul arkadaşım sevgili Uğur Mumcu’nun son derece güzel bir deyişi vardır:
“Önce bilgi sonra fikir sahibi olacaksınız” der. Çok doğru. Özelliklede tarih yazanlar için. Benim yazdıklarım manevi oğlu olduğum Salih Bozok’un oğlu Cemil Salih Bozok’tan kalan evraklar aracılığı iledir. Bunların hepsi yani notların hepsi eski Türkçe ve orijinal el yazısıdır. Bunlarda “Belki şöyle, bellki böyle” yoktur. Ne yazılmış ise doğrudur. Bilgi edinilmesi dileği ile.
Dr.Y.Mimar/Müh.
S.Eriş Ülger
Eriş Ülger
Sayın Özyurt!
Benim Fikriye Hanım hakkında yazdıklarım dan alıntılar yaparak bir kompozisyon hzırlamışınız.
Önce şunu belirteyim. İlkokul arkadaşım sevgili Uğur Mumcu’nun son derece güzel bir deyişi vardır:
“Önce bilgi sonra fikir sahibi olacaksınız” der. Çok doğru. Özelliklede tarih yazanlar için. Benim yazdıklarım manevi oğlu olduğum Salih Bozok’un oğlu Cemil Salih Bozok’tan kalan evraklar aracılığı iledir. Bunların hepsi yani notların hepsi eski Türkçe ve orijinal el yazısıdır. Bunlarda “Belki şöyle, bellki böyle” yoktur. Ne yazılmış ise doğrudur. Bilgi edinilmesi dileği ile.
Dr.Y.Mimar/Müh.
S.Eriş Ülger