Bir önceki yazımda Avnî’den yani Fatih Sultan Mehmet’ten bahsetmiştik. Bu yazıda onun torunu Yavuz Sultan Selim’den ve şairliğinden bahsedeceğiz.
Selimî
Osmanlı Padişahları arasında belki de en sert karaktere sahip olan Yavuz, aslında ne kadar ince düşünebildiğini ve ne kadar keskin duygulara sahip olduğunu bize şiirlerinde gösterir. Zaten dehasından şüphe bulunmayan padişahın şiirleri de onu ayrı bir noktaya taşır. O nokta, sultan şairlerin hem siyasi hem edebi iktidarını barındırır.
Değerli edebiyat tarihçimiz Nihat Sami Banarlı şöyle diyor:
“Yavuz’un şiir sanatına vukufu ve o çağlarda şiir söylemeyi mümkün kılan umumî bilgisi ve edebi kültürü hakkında, onun Farsça divanı bize kafi bir fikir verebilecek mahiyettedir. Bu küçük divanı dolduran, ince, hisli şiirlerde duygu unsuru derecesinde bilgi, görgü ve tefekkür unsurunun da kuvvetli bir hissesi vardır.”
Namık Kemal ise Yavuz’la ilgili şunları söyler:
“Sultan Selim, benim zannımca asrının en büyük şairidir.”
Yavuz, aynı zamanda ilme ve bilgiye önem veren bir padişahtı. Mısır seferine giderken yanındaki âlimlere Mısır tarihine ait eserler tercüme ettiren böylelikle savaşa gidip gelirken yollarda geçen zamanın mühim bir kısmını ilme ve şiire ayıran Selim, Çağatay Edebiyatı’nı da tanımış, hatta Çağatayca şiir söyleyerek Ali Şîr Nevaî’ye nazire söyleyen şairler arasında yerini almıştır.
Arapça’ya ve Farsça’ya ciddi derecede hâkim olan Yavuz, Osmanlı sultanları arasında Farsça divanı olan tek padişahtır.
Çaldıran Meydanı’nda karısını bırakıp arkasına bakmadan kaçan İran Şahı artık Hatayî (Hata yapan, hatalı) mahlasını alıp ağlamaklı şiirler yazmaya başlamıştır. Yavuz’dan gelecek bir şiir ise suratına indirilmiş ikinci tokat mahiyetinde olacaktır.
Sanma şâhım herkesi sen sâdıkâne yâr olur
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur
Sâdıkâne belki ol âlemde bir serdâr olur
Yâr olur ağyâr olur serdâr olur dildâr olur.
Buradaki sanat herkesin malumudur. İran Şahı ise buna cevap veremeyecektir.
Bir de Yavuz’un başından geçen bir aşk hikayesi ve Yavuz’un söylediği bir şiir vardır -Nihat Sami o şiirin Yavuz’a ait olmadığını söyler ama bu şiir Yavuz’un üzerine tam oturmaktadır- o da çok içten ve sanatlı bir şiirdir.
Tam mekanı bilinmemekle birlikte bazısı olayın Mısır’ın fethinden sonra bazısı ise Mısır’a giderken Şam’da gerçekleştiğini söyler.
Hizmetçilerinden birisi Yavuz’a tutulmuştur. Ama karşısında bir padişah vardır ve kendisi sadece bir hizmetçidir. Yavuz çadırına yalnızca akşamları uğradığından hizmetçiyle karşılaşmamıştır. Sonunda hizmetçi dayanamaz, bir kâğıda yazar, Yavuz’un yatağına bırakır: “Derdi olan neylesin?”. Yavuz akşam gelip de yatağının üzerinde bu notu bulunca kimin bıraktığını anlar. O da altına yazar: “Çekinmesin söylesin”. Hizmetçi ertesi gün gelir, notu görür. Derdini söyleyecektir fakat Yavuz çok hiddetli bir adamdır. Kısacası hizmetçi ondan çok korkmaktadır. Yine altına yazar: “Korkuyorsa neylesin?”. Yavuz akşam gelince yine not gözüne ilişir. Okur ve altına yazar: “Hiç korkmasın söylesin”. Hizmetçi de notu görür artık karar vermiştir. Gidip sultana onu sevdiğini anlatacaktır. Vakit dolar, Yavuz çadırına gelmiştir. Hizmetçi de arkasından girer ve seslenir: “Sultanım!”. Yavuz bütün heybetiyle döner ve cevap verir: ”Buyrun!”. Ama karşında onu dinleyecek kimse kalmamıştır. Hizmetçi heyecanına yenik düşmüş ve yere yığılmıştır.
Olaydan sonra neler yaşanmıştır bilemeyiz ama o hiddetli adam en ince noktasından vurulmuş ve günlerce bunun çilesini çekmiştir. Yukarıda da dediğim gibi edebiyat tarihçimiz Nihat Sami, bu olaydan sonra söylendiği rivayet edilen bir şiirin Yavuz’a ait olmadığını, ama üzerine de tam oturduğu için onun yazdığının söylendiğini düşünmüştür. Padişah’ın günlerce üzerine bir kara bulut gibi çöken bunalımın semeresi şöyledir:
Merdim-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi kıldı füzün eşkimi hun etti felek
Şirler dahi pençe-i kahrımdan olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
************
Bilmiyorum felek gözbebeklerime ne büyü yaptı?
Kana dönüşen gözyaşlarımı arttırdı.
Aslanlar dahi elimin şerrinden titrerken
Beni bir ahu gözlü karşısında aciz düşürdü.
Yazı dizisinin ilk yazısı Üç Büyük Padişah Üç Büyük Şair – 1 (Fatih Sultan Mehmet) için: http://gazetebilkent.com/2014/01/17/uc-buyuk-padisah-uc-buyuk-sair-1/