Bayanlara şu an çantalarının içinde ne olduğunu sorsanız, tam bir liste verebilecek kaç kişi vardır bilmiyorum ama herkesin, aklının bir köşesinde de olsa en büyük derdinin seyahat sırasında her şeyini sığdırabileceği ama yine de göze hitap eden bir çanta arayışında olduğunu tahmin edebiliyorum. Tıpkı bir zamanlar Jane Birkin’e olduğu gibi. Birçok kadının istediği, geriye kalanların ise fiyatına akıl sır erdiremediği bir moda ikonu haline dönüşmüş olan Hermès’in “Birkin” ismindeki çantası da tam olarak bu nedenle yaratılmış. Yani çantanın ismi ve birçok kişinin olmak istediği kadın, 80’li yılların şarkıcı, model ve ‘it’ kızı Jane Birkin’in soyadı sadece bir isim benzerliğinden ibaret değil.
1981 yılında Air France’ın kendisini üst sınıfa taşıması üzerine Londra’ya yanında birçok eşya ve hepsini sığdırmaya çalıştığı çantasıyla seyahat eden Jane Birkin, çantasındaki her şeyin yere dökülmesi sonucunda hemen yanındaki yolcunun “Belki de cepli bir çanta takmalısın” demesi üzerine düşünmeden “Hermès yaptığı gün alacağım.” der ve eşyalarını toplamaya devam eder. Fakat olan olmuştur. Yanındaki yolcu Hermès’in CEO’su Jean-Louis Dumas’dır ve “Ama Hermès benim, ve senin için cep yapacağım” demesi üzerine ikili bir çanta tasarlamaya başlar. Dumas, Birkin’e hayalindeki çantanın boyutunu sorduğunda ise markanın o zamanki en ünlü çantası Kelly’den büyük ama Serge’in (Gainsbourg) seyahat çantasından küçük olsun der ve önündeki –hasta olmasına karşın duran– kese kağıdına çantayı çizmeye başlar. Çizimi Dumas’ya verir ve Dumas’nın tepkisi “Bunu senin için yapacağım.” olur. Kısa süre sonra atölyede çantayı bitiren Dumas, Birkin’e çantayı vereceğini ama tek koşulunun soyadı olduğunu söyler. Çantaya soyadını vermekten onur duyacağını söyleyen Birkin hala yıllık belli bir ücret alıyor olsa da her yıl farklı yardım kuruluşlarına bu miktarı bağışladığını söylüyor. Çantanın isminin kendisinden daha büyük olduğunu belirten Birkin, soyadını söylediğinde “Aaa çanta gibi mi?” benzetmelerinin hayatının bir parçası olduğunu belirtiyor.
Bu rastlantının doğurduğu çanta modeli ise hala satılıyor ve diğer çantalardan en büyük farkı bir bekleme listesinin oluşu. Çanta tamamen elde hazırlandığı için her bir çantanın üzerinde ortalama 48 saatlik bir işçilik gerekiyor ve bu yüzden seri üretimi yok. Dolayısıyla çantanın satışı için 2 yıla kadar uzayan bekleme listeleri var. Çanta deri bir çanta olduğu için de deriden deriye farklı fiyatı oluyor, ama ne derisi olursa olsun özel seçilen parçalardan yaratılıyor. Metal bölümlerinde altın veya bu gibi değerli malzemeler kullanıldığı için de gerçeği ve sahtesi kolayca ayırt edilebiliyor. Dolayısıyla zaten yüksek bir fiyatı olan Birkin, ne derisinden yapıldığına göre fiyatında farklılıklar gösteriyor. Çantanın fiyatı 7.500$ ve 180.000$ arasında farklılık gösterirken bu kadar büyük bir fark olmasının asıl nedeni ise kişiden kişiye değişen malzeme kullanımı. Yani birisinin özel isteğiyle pırlantalı bir çanta ile karşılaşılabilir. Ama kullanılan en pahalı deri değişmeyen tuzlu su timsahı derisi. Yani ne kadar aynı malzeme kullanılsa da işin içine egzotik deri girdiğinde fiyatta büyük bir değişiklik gözlemleniyor.
Jane Birkin’in hala kullandığı Birkin, bugünlerde ise en çok ünlülerde ve önemli yerlere gelen kişilerde görülüyor, bu yüzden de bir statü sembolü haline geldiği için karaborsada satışı var. Dolayısıyla üzerine kitaplar yazılan, bu kadar söz konusu haline gelen bu çanta modeli aslında küçük bir rastlantının doğurduğu büyük sonuç denilebilir. Yani “Çanta çantadır” felsefesini çürüten en büyük kanıt diyebileceğimiz çanta aslında çok güzel şans dolu bir hikaye barındırıyor. Umarız böyle rastlantılar olmaya devam eder ve daha nice Birkin hikayeleri duyarız…
Alara Yesilcimen
mosmoda disinda turkiyede hermes nerede bulabilirim?