Yaşar Kemal, Türkiye’nin İnce Memed‘i, ne yazık ki son günlerde yaşadığı sağlık sorunlarıyla gündemde olan değerli yazarımız, aslında yıllardır birbirinden değerli eserleri bizim için üretti. Ne yazık ki, hala bu değerli yazarımızın eserlerini okumayan veya okuyamayan bir kitle mevcut. Benim açımdan, bu biraz can sıkıcı bir durumdur. Fakat, hala bu güzel yazarımızı tanımak ve eserlerini okuyabilmek için geç olmadığını düşünüyorum. Ben de bu yazımda, biraz da olsa yazarımızı tanıtmak istedim.
yaşar kemal 2

İlk olarak yazarımızın hayatından başlayalım… Yaşar Kemal’in hayatı aslında beş yaşına kadar normaldi fakat; beş yaşında yaşadığı talihsiz bir olayla bir dönüm noktasından geçmiş. Yazarımız; 1923 yılında, Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü’ne yakın konumda bulunan Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) Köyü’nden olan bir aileden dünyaya geldi.

Yaşar Kemal, bilindiği gibi Kürt asıllıdır. Kendisi de bu durum konuşulurken söylediğine göre; bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve büyüdü. Evde Kürtçe konuşurken, köyde ise Türkçe konuşuyordu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Adana’ya göçmüş ve çok geçmeden Yaşar, babasının bir camiide öldürülüşüne şahit olmuştur.

Ortaokulda çeşitli birçok işte çalışmıştır. Edebiyat ile ilgilenmesinin ilkokula başlamadan öncesine dayandığını ve şiirle işe koyulduğunu, ayrıca okula başladığında “yaşlı halk şairleriyle çalıştığını” hatırladığını söylüyor. Yazarımız, ortaokuldan sonra da folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurova’dan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar’ı 1943 yılında yayınladı. Derlemelerinin ardından, askerlik yaparken kaleme aldığı ilk hikaye kitabı olan Pis Hikaye’yi 1944 yılında çıkarttı.

yaşar kemal3Asıl adı Kemal Sadık Göğceli olan yazarımız, Cumhuriyet gazetesine girdikten sonra, ‘Yaşar Kemal’ ismini kullanmaya başlamıştır. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak‘ta da yer alan Bebek isimli öyküsü, burada tefrika edilmiştir. Bebek aynı zamanda, Yaşar Kemal’in dünyada yayınlanan ilk eseridir ve önce Fransızcaya daha sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrilmiştir. Büyük isim yapan romanı İnce Memed‘i de 1947’de yazmaya başlamıştı; fakat yarım bırakarak daha sonra 1953-54’te bitirdi. Bu romanı yazmasının nedeni ise; yaşadığı bazı olaylardan ve büyüdüğü ortamda eşkiyalığın bulunmasından etkilenmesidir.

17 yaşından bu yana politikanın da içinde bulunan Yaşar Kemal, yazarlığı ile politikayı bir arada devam ettirmeyi tercih etmiştir. Siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğuna,”halk ve doğa”ya inanmıştır. Belki de eserlerinin etkileyici olmasının bir nedeni de; yaşamın içinden aldığı konularla yine yaşamın içinden olan siyaseti birleştirmesidir.
Yazarımızın, değişik alanlarda elliye yakın eseri bulunmaktadır. Eserlerinin listesini incelediğimizde, daha çok roman yazdığını görüyoruz. Böyle başarılı bir yazar; şüphesiz ki ödüller kazanacaktır. Yaşar Kemal’in yaklaşık 40 tane ödülü vardır. Birçok üniversiteden gelen ödüllerin içinde, benim bir Bilkentli olarak, dikkatimi en çok kendisine 2002 yılında verilen Bilkent Üniversitesi Fahri Doktora ödülü çekti.

Yaşar Kemal’in, belki de hayatında en zorlu günleri bugünlerdir. Bilindiği gibi yazarımız, akciğer yetmezliğinden dolayı 14 Ocak’tan bu yana yoğun bakım ünitesinde tedavi görmektedir. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bulunan doktoru; tedbiri elden bırakmadan tedavi sürecinin devam ettiğini ve Yaşar Kemal’ın yapay solunum desteği aldığını, üstelik hastaneye geldiği günden bu yana sağlık durumunda kötüye gidiş görülmediğini belirtti. Değerli yazarımızın, Türkiye’nin İnce Memed’inin bir an önce sağlığına kavuşması dileği ile…

 

[box_light]

Kaynakça:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Yaşar_Kemal

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/27989582.asp

[/box_light]

 

Leave a Reply