1980 Askeri Darbesi’nin lideri, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in vefatıyla birlikte, geride bıraktığı miras bir kez daha gözler önüne serildi. 7 Haziran’a yaklaşırken kamuoyunu en çok meşgul eden mirası ise hiç şüphesiz yüzde The_Seventh_President_of_Turkey_Kenan_Evren_taken_from_The_Presidency_of_the_Republic_of_Turkey_web_site10’luk seçim barajı. HDP’nin genel seçimlere parti olarak girme kararıyla birlikte daha da kritik bir hal alan seçim barajı meselesi bu yazımın konusu olacak.

Öncelikle Avrupa ülkelerini aşan bu seçim barajının nereden geldiğini ve hangi amaçla getirildiğini anlamak gerekiyor. 1970’lerin siyasi çatışmalarından ve istikrarsız hükümetlerden sonra, Kenan Evren’in aklında istikrar sağlayabilecek ve siyasi anlaşmazlıkları en azından meclisten silebilecek bir fikir olarak belirdi yüzde 10’luk seçim barajı. Geçmişin bütün siyasi sorunları, haddinden fazla partili bir meclisten kaynaklanıyordu ona göre. İki partinin güçlü olabildiği bir meclis kalıcı bir çözüm sağlayabilirdi.

Ayrıca, ileri görüşlü bir perspektifle, Kürt hareketinin siyasi gelişimine de ket vurmuş oldu Kenan Evren. Amacı bölgesel siyasi partileri devre dışı bırakmaktı ve isteği bugüne değin büyük ölçüde gerçekleşti. Üzerine düşünüldüğünde, HDP’nin meclise girmesi halinde seçim barajının en önemli işlevi de ortadan kalkmış olacak.

Beni bu yazıyı yazmaya iten en önemli sebep HDP’nin seçim barajıyla yaşadığı problem. Ancak diğer ülkelerdeki seçim barajlarını araştırdıkça görüyorum ki, tek tük birkaç örnek dışında, Türkiye’nin seviyesine ulaşabilen yok. Burada 8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ı da anmadan geçmek mümkün değil. Çünkü bu adaletsizliklere gebe seçim barajı sistemini değiştirmek yerine kendi lehine daha da adaletsizleştirerek aslında günümüzde halen uygulanmasına vesile oldu. İktidar sahibi olmak, demokratik bir seçim sistemine geçişi geciktirdi.

2002 Seçimleri’ni hatırlayalım bir de. AK Parti’nin tek başına iktidar olmasındaki en önemli sebep seçim barajıydı. MHP ve DYP barajın hemen altında kalmasaydı Türkiye’yi başka bir koalisyon bekliyor olacaktı. Hatta eğer, örneğin yüzde 7’lik bir alternatif seçim barajından bahsedilecekse, Genç Parti de 2002 Seçimleri ertesinde mecliste olacaktı. Sonuçta, statükonun bir zamanlar belirlediği seçim barajı, kendisinin bir bakıma sonu oldu.

2015 Seçimleri umuyorum ki yüzde 10’luk seçim barajının uygulandığı son seçim olur. Ummaktan öte inanıyorum çünkü yakın geçmişte AK Parti’nin yeni anayasa çalışmaları sırasında seçim barajını düşürme yönünde bir önerisi mevcut. Seçimler sonrasında, olur da meclise giren bütün siyasi partiler anlaşırlarsa, yeni anayasanın bizi yüzde 10’luk seçim barajından kurtaracağını söylemek kanaatimce mümkün. Halkın sesine kulak vermeyi amaç edinen herhangi bir siyasi hareketin, halkın meclisteki temsiliyetini azaltan bir sistemi devam ettirmek isteyeceğini düşünemiyor insan…

Leave a Reply