Salon İKSV önümüzdeki kasımda çağdaş müzik adına önemli bir buluşmaya imza atıyor. İsmi Max Richter, Dustin O’Halloran, Nils Frahm, Yann Tiersen gibi çağdaşlarıyla birlikte anılan Fabrizio Paterlini 11 Kasım 2015’te İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın misafiri olacak. Oturma düzeni olmayan konserde hem ayakta durma hem de oturma seçenekleri var. Oturma bileti 45 TL, ayakta tam 34, ayakta öğrenciyse 23 TL. Bilet fiyatları muadili konserlere göre epey uygun. Konser şimdiden sanatseverlerin ajandasında yerlerini almaya başlayacak gibi görünüyor. Fakat konserin çarşamba günü olması nedeniyle İstanbul’da yaşamayan ve hafta içi mesaisi olan insanların ne yazık ki bu tarihi konsere gidebilmeleri için programlarını ayarlamaları gerekecek. Haliyle İstanbullu sanatseverler yine şans konusunda ülkenin geri kalanından 1-0 önde.
Peki kimdir Paterlini? Fabrizio Paterlini piyano çalmaya 6 yaşında başlayan İtalyan çağdaş müzik bestecisi ve piyano sanatçısıdır. Paterlini, İtalya’nın kuzey kesiminde eski bir yerleşim yeri olan Mantua’da büyümüştür. Mantua romantik ve tarihi kültürel yapısı elbette sanatçının iç dünyasını etkilemiş, bu da onun müziğine yansımıştır. Fakat Paterlini’nin müziği Mantua’nın yerelliğiyle sınırlanmayıp evrensel insani duyguları işlemektedir.
Paterlini’nin 6 yaşında başladığı müzik serüveni onun için günden güne ‘her gün verilen bir karar…tüm yönlerini keşfederek verilmiş bir karar’ olmaya başladı kendi deyimiyle. Mantua Sanat Akademisi’nde Müzik Teorisi eğitimi alan Paterlini; 90’lı yıllarda rock, pop ve caz klasiklerini yorumlayan yerel gruplarda çaldı. İlk piyano sololarını bestelemeye ise 2006’da başladı. Piyano, sanatçının tabiriyle onun iç dünyasını en iyi tarif eden şeydi. 2006’da başladığı serüveni ivme kazanarak ilerledi ve bir sonraki sene ilk CD’sini çıkardı: Viaggi in Aeromobile (Uçakta Seyahat). 2011 güzünde Autumn Stories (Sonbahar Öyküleri) isimli bir albüm çalışması yaptı. Bu albüm çalışması diğer albümlerden biraz farklıydı çünkü her hafta sonbahar mevsimini anlatan bir beste yapıp kayda alıyor ve online olarak yayınlıyordu. Bu yenilikçi çalışmasını daha sonra bir albüm CD’si haline getirerek dinleyicilerine sundu. Bugüne kadar toplam 8 albüm çalışması yapan sanatçının son albümü The Art of The Piano (Piyano Sanatı) şimdiden piyano şaheserleri arasında anılmaya başlandı.
Müziğinin türü ise dinleyiciler ve eleştirmenler arasında uzlaşıya varılmış bir konu değildir. Fakat neo-klasik, minimalist ve New Age etkileri bulunduğunu söyleyebiliriz. Besteci, kendi müziğini ‘yaz akşamında bir adet kırmızı şarap’ kadar sakinleştirici ve etkileyici olarak tanımlıyor. Benim tabirime göre ise Paterlini’nin müziği tam da hamakta sallanıp yıldızları seyrederken kuracağınız düşlere eşlik edecek bir müzik. Genelde pek neşeli olmayan melodileri insanı alıp uzaklara götürecek cinsten. Geçmişe ya da geleceğe, ama insanı içinde bulunduğu zaman diliminden uzaklaştırdığı kesin. Aslında sanatçının aşamalı bir müziği var diyebilirim. Paterlini’nin notaları kah tutkulu kah duygusal. Yavaş yavaş aşamaları geçip müziğinin doruklarına tırmanmanız gerekiyor. Önce yavaş yavaş ritmini düşüren melodileri sizi keder ağlarına sarıyor. Sonra hiç ummadığınız bir yerde yükseliyor, yükseliyor ve kendinizi semavi nağmelerin arasında umutla dolmuş buluyorsunuz. Bulutların üstünde, rüzgarı kirpiklerinde hissedip sevinçten inci dişlerini saklamayan küçük bir kız çocuğu beliriyor ruhunuzda. Gözlerinizi açtığınızda hala gülümsüyorsanız etrafınızdakilerin size ‘hayırdır’ diyen gözlerle bakması işten bile değil.
Elbette her sanatçının olduğu gibi Paterlini’nin de efsane sayılan parçaları var. Linklerini aşağıdan bulabilirsiniz. Ayrıca sanatçı kendi internet sitesinde piyano severler için bestelerini online olarak paylaşıyor, dilerseniz linkten ulaşabilirsiniz.
Konsere gitmeden önce dinlenilmesi gereken efsaneler:
Kaynakça:
http://www.saloniksv.com/tr/etkinlik/543/fabrizio-paterlini
http://www.fabriziopaterlini.com/index
https://en.wikipedia.org/wiki/Fabrizio_Paterlini