GB: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
İsmim Mert Babayiğit. Ankaralıyım. Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2014 yılında mezun oldum. Bilkent Üniversitesi’ne 2009 yılında girdim. 1.5 yıl süren bir hazırlık sürecinden sonra 3.5 yılda bölümü bitirdim. Şuan P&G firmasında marka operasyonları müdür yardımcısı olarak görev almaktayım.
GB: Okumuş olduğunuz bölümü seçme sebebiniz ne idi?
Aslında ben mühendislik okumak istiyordum. Bu nedenle lisede matematik-fen alanını seçmiştim. Fakat son zamanlarda alan mı değiştirsem diye düşünceler aklımdan geçti. Ama ailem mühendis olmamı istemiyordu. Abim iktisat mezunu olduğu için ailede bir tane de mühendis olmasını istiyorlardı herhalde. Sınava matematik-fen bölümünden girdim ve istediğim hiç bir bölümü kazanamadım. Paralı mühendisliklere giremiyordum. Ama Bilkent’e gitmeyi kafama koymuştum çünkü Bilkent’i çok seviyordum. İkinci yerleştirme ile Bilkent Üniversitesi İşletme bölümünü paralı olarak girdim ve daha sonra ortalamam sayesinde burs kazandım. Üniversiteye başladığım andan şu güne kadar her zaman “İyi ki işletme okumuşum” dedim. Şimdi geriye dönüp baktığımda iyi ki mühendislik okumamışım diyorum. Aslında kötü görünen durumlar iyi bir sonuç oluşmasını sağlıyor.
GB: Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulundunuz?
Üniversite hayatım boyunca pek çok aktivitede bulundum. Öncelikle Erasmus programına katıldım. Erasmus ile Avusturya’nın Viyana şehrine gittim. Çok keyifli bir deneyim oldu benim için. Bunun dışında okulda “Next 25” isimli bir vakıf kurmaya çalıştık. Bu vakfın amacıda şuan 20’li yaşlarında bulunan kişiler gelecek 25 yılı yönetecekler. Bölüm fark etmeksizin her insanın görüşünü ortaya katmayı amaçlıyordu. Tam olarak başarılı olmadı fakat benim için çok geliştirici bir deneyim oldu. Next 25 sayesinde tanıştığım bir non-profit organizasyon olan Global Zero’nun 3 yıl boyunca Türkiye kampüs temsilciliğini yaptım. Global Zero sayesinde Yale üniversitesi, Avrupa Parlamentosu’nda bir çok zirveye katılma şansı yakaladım. Bunun dışında iş dünyasını öğrenebilmek adına pek çok staj yaptım. Ayrıca spora karşı oldukça ilgiliydim.
GB: Erasmus programına katılmak size ne gibi bir tecrübe kattı?
Erasmus’u kesinlikle herkese öneriyorum. Hatta yapabiliyorsanız Exchange programına katılmanızı da şiddetle tavsiye ederim. Erasmus bana dünyaya farklı bir açıdan bakmayı öğretti. O güne kadar hep ailemle yaşamıştım. Ailemden ayrı yaşamak farklı bir tecrübe oldu ve beni çok geliştirdi. Yurtta kalmayı öğrendim. Küçük şeyler gibi görülse de bulaşık yıkamaktan çamaşır yıkamaya kadar pek çok şey öğrendim . Hepsinden önemlisi farklı kültürden insanlarla tanışıp, farklı kültürden hocalardan ders alma şansını yakaladım. Onlarla iletişim kurabilmek benim için çok güzel oldu. Kesinlikle öneriyorum! Hatta yapabiliyorsanız 1 yıl katılın, stajlar ayarlayın. Oradaki çeşitlilik size çok şey katacak emin olabilirsiniz.
GB: Üniversite hayatı sizde ne tür değişikliklere sebep oldu?
Üniversite hayatı bende pek çok değişikliğe sebep oldu. Üniversiteye başlamadan önce ders, hayat gibi kavramları önemseyen biri değildim. Üniversiteye girdikten sonra hayata karşı olan bakış açım değişti. İnsanlarla konuşma şeklimden kendimi başkalarına ifade etmeye kadar pek çok şey değişti. Her şeyden önemlisi yaptığın işi iyi yapmayı öğrendim. Arkadaş çevrem değişti. Fazlasıyla büyüdüm. O dört yıl boyunca önceki 18 yılda büyümediğim kadar büyüdüm, geliştim.
GB: Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın desek bu kelimeler neler olurdu?
Ev, gurur kaynağı, arkadaşlık.
GB: Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?
Birçok hocayı çok seviyordum. Ama iki hocanın yeri bende ayrıdır. Biri Örsan Örge. Şu an bölümde dekan yardımcılığı görevini sürdürüyor. Örsan Hoca’dan 4.sınıfın 2.döneminde iş dünyasıyla iç içe olan bir ders aldım. O derste Finansbank çalışanları ile birlikte bir gün geçiriyor ve onlara yaptıkları işlerle ilgili analiz yapıp sunum yapıyorduk. Hayat vizyonumu çok geliştiren bir ders oldu. Örsan hocanın hayata bakışı, öğrencilere olan yaklaşımı çok iyiydi. Bunun yanında Itır hocayı unutmak olmaz. Hem Itır hoca hem Örsan hoca beni çok geliştiren hocalardır. Özel hayatımdan, kariyerime kadar pek çok alanda bana destek oldular. Üniversitede hocalarla yakınlık kurabilmek güzel ve önemli bir şey.
GB: Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?
Aslında bu soruyu cevaplamak çok zor çünkü geleceğe yönelik planlar her gün değişen şeylerdir. Hayatımı parsellere bölmüş gibiyim. Şuan 25 yaşındayım. 35 yaşıma kadar kariyerimde başarılı olmak istiyorum. Bunun için gerekli adımları atmak istiyorum. 35 yaşından 45 yaşıma kadar ise attığım adımların sonucu olarak sinir ve stresten uzak bir şekilde hayatımı yaşamak istiyorum. 45 yaşından sonra ise mutlaka siyasete atılmak istiyorum. Tabi ki değil 5 yıl sonra ne olacağını yarın dahi ne olacağını bilemeyiz ama 20-30 yıl sonra nasıl bir hayat yaşamak istediğini bilirsin. Ben güzel ve başarılı bir hayat yaşamak istiyorum. Bu nedenle istediğim hayata ulaşmak için gereken ne ise onu yapmak istiyorum.
GB: Bilkent mezunu olmanın size ne tür avantajlar getirdiğini düşünüyorsunuz?
Ben bir Bilkentli olmaktan gurur duyuyorum. İyi ki Bilkent’te okumuşum ! 25 yıllık bir üniversite olmasına rağmen şuan pek çok şirkette, çok önemli pozisyonlarda yöneticilere sahip. Bilkent’in bana kattığı pek çok var. Bunlardan en önemlisi farklı insanlarla grup çalışması yapabilmek. Özellikle İşletme Bölümü’nde sürekli grup çalışması yapıyorduk. Bu da bana takım çalışmasını öğretti. Ek olarak bölümde sürekli sunum yapmak, iş hayatında sunum yapmanın önemsiz bir günlük iş olmasını sağladı. Ayrıca Bilkent’in İngilizce eğitimi gerçekten fark yaratıyor. Bu nedenle Bilkent Üniversitesi’nden mezun olmak iş yaşamına dört ,beş adım ileride başlamamızı sağlıyor.
GB: Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle kendi bölümünüzdekilere) tavsiyeleriniz nelerdir?
Üniversiteye ne yapmak istediklerini bilerek başlamayacaklar ancak dört yıllık süreç içerisinde kendilerini tanımaya çalışsınlar ve mezun olmadan önce kesinlikle hayatta başarmak istedikleri şeyleri ve bunun için gerekenleri biliyor olsunlar.Eğer hazırlık okuyorlarsa mutlaka o bir yıllık sürenin sonunda Work&Travel gibi programlara katılsınlar. Bölümde ise 1.sınıfta bile olsalar staj yapmaya çalışsınlar. 4 yıl çok uzun bir süre ve bu süre boyunca gelecekleri için yatırım yapmaları gerekiyor. Bütün bu süreç yorucu olacaktır ancak üniversite hayatın en güzel dönemlerinden biri bu sebeple eğlenmeyi unutmamalı ve öğrenci olmanın rahatlığını en iyi şekilde değerlendirmeleri gerek..
GazeteBilkent olarak mezunumuz Mert Babayiğit’e verdiği samimi cevaplardan ötürü teşekkür ediyor ve bundan sonraki yaşamında başarılar diliyoruz.