ABD, radikal İslam yanlısı dini sınıfın İran yönetimini ele geçirmesi ile sonuçlanan 1979 İran Devriminden itibaren, laik siyasi anlayıştan uzaklaşarak şeriat cumhuriyetini kuran ihtilalci yönetimin dış dünyaya kapalılığının yarattığı krizler sonucu ülkeye karşı yaptırımlar uygulamaya başlamıştır. İran hükumetinin –iddia ettikleri üzere- enerji üretimi gibi barışçıl nedenlere dayandırdıkları uranyum zenginleştirme programını genişletmesi neticesinde ABD ile arasında oluşan anlaşmazlıklar İran’a karşı ekonomik alanda konulan yaptırımların kademeli olarak artmasına sebep olmuştur. İran, nükleer programının enerji üretimini geliştirmek amacını taşıdığını ifade etse de İran’ın nükleer güç haline gelme olasılığının yarattığı korku bile bölgesel dengeleri değiştireceği için, BM de 2006 yılında İran’a karşı ekonomik yaptırımların konulması kararını almıştı.

101311 testimony2ABD ve İran arasındaki sancılı diplomatik görüşmelerin ardından, ancak 2015’in Nisan ayında İran’ın nükleer altyapısını geliştirme programının uluslararası denetime açılması ve denetim neticesinde tehditkar bir amaç içermediği kanaatine varılması ardından, İran’ın aleyhine konan yaptırımların kaldırılması gündeme geldi. Fakat ABD hükümeti, İran’ın  hırçın bir nükleer silahlanma politikası izlemeye karar verdiği an ülkeye empoze edilen ekonomik yaptırımları, BM Güvenlik Konseyinin onayına sunmadan kendi kararı ile yeniden koyabileceğini ifade etti. Buna ilaven ABD İran’ın balistik füze programına bağlı 11 şirketi ekonomik yaptırımlar altında bırakmaya devam edeceğini açıkladı.

Ortadoğudaki diğer bölgesel güçler de İranın uluslararası izolasyonunun yaptırımların kaldırılması ile sonlanması konusunda endişeli. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, anlaşmanın İran’ın 15 yıl içinde bir nükleer güç olmak için hazırlayacağını ileri sürerken bölge içerisinde güç dengelerinin alt üst olacağını öngördüğünü belirtmektedir. Ortadoğudaki Sunni devletler ise nükleer antlaşmaya varılmasının ve ekonomik yaptırımların kalkmasının İran ile Batı devletleri arasında onların aleyhine olan bir yakınlaşma olduğu konusunda hemfikirler gibi. Ayrıca bu ülkeler, ekonomik yaptırımların kalkması ile ekonomik özgürlüğe ulaşan İran’ın artık bölgesel anlaşmazlıklarda daha müdahaleci bir tavır sergileyeceğinden korkmaktadırlar.

Avrupa Birliği, İran’a koyduğu ambargoları kaldırarak, İran’dan ham petrol alımını gerçekleştireceğini ve üye ülkelerin İran ile ticari ilişkiler kurmasını kısıtlayıcı engellerin sonlandırılacağını da belirtti. Bu açıklama İran’ın ekonomisinde büyük bir gelişme yaratacağa benziyor. İran’a petrol ambargosu konulmadan önce, her 5 varil Screen shot 2012-05-19 at 5.58.01 AMİran petrolünden biri Avrupa ülkelerinin rafinerilerine gidiyordu. Tahran yaptırımların kaldırıldığı günden bir gün sonra petrol satışlarında 500.000 varil artış olacağını ve bir sonraki yıl içinde yaklaşık toplam petrol ihracatını 2,5 milyon varil yükselteceğini belirtti. İran, petrol piyasasına arz sunmaya hazırlandığını ve zaten düşük olan petrol fiyatları üzerinden indirim yaparak kendi satışlarını arttırmayı planladığını belirtti. Kanımca, zaten piyasada bir arz fazlası yaratılmıştır ve düşen fiyatlar üzerinden varil satışlarında rekabet yaşanırsa –ki Suudi Arabistan son zamanların en düşük petrol fiyatından da aşağı fiyatlarda petrol satışı gerçekleştirerek Pazar paylarını koruma çabası içerisinde- o zaman İran’ın petrol pazarlama yöntemi zaten düşük olan varil fiyatlarının daha da aşağı çekilmesidir.

Bu koşullar altında İran’da sadece petrol ihracatına bağlı bir ekonomik büyümeyi temel alan uzun vadeli kalkınma planlarının kalıcı ve devamlı bir büyüme sağlamayacağını belirten ekonomi uzmanları ile aynı düşünceyi paylaşıyorum. İran hükümeti, ekonomik büyümeyi finanse etmek için doğrudan yabancı yatırım çekmesi gerektiği bilincinde çünkü ülkenin bankacılık endüstrisi ve hazine birikimi hedeflenen büyümeyi tetikleyici yatırımları finanse edecek durumda değil. Düşen petrol fiyatları da satışlar artsa bile İran’ın kazancının aynı oranda büyümesine engel teşkil edeceği için petrol ihracatı kendi başına yatırımları finanse edecek bir birikim oluşturmayacaktır. Nitekim İran İslam Cumhuriyeti‘nin cumhurbaşkanı Hassan Ruhani, İran parlamentosuna gelecek yıl İran için öngördüğü bütçe planını sunarken İran’ın ekonomik hedefleri hakkında şu açıklamayı yaptı:

“Nükleer anlaşma sonrası hükumetin başlıca politikası, yabancı yatırımı çekmek, petrol dışı ihracatını genişletmek ve döviz rezervlerini en iyi şekilde değerlendirmektir.”

İran’a yapılması planlanan ekonomik yatırımlara ilişkin kamuoyunun kulağınaimages mühendislik firması Siemens tarafından İran’ın demiryolu sisteminin revize edilmesi, Airbus büyük yolcu uçağı alımı gibi büyük ölçekli projeler fısıldanmış durumda. Avrupa Birliği, OPEC’in en büyük ikinci ham petrol üreticisi olan İran ile ekonomik yaptırımların kaldırılması neticesinde ikili enerji İlişkilerini canlandırmak adına adımlar atacağını duyurdu. Pakistan, bu gelişmenin ardından Tahran ile ortak bir doğal gaz boru hattı projesini üzerinde çalışmak istediğini bildirdi. Fakat yabancı yatırımlara kapısını açmaya hazırlanan İran, diğer ülkelerin aksine ekonomik faaliyetlerin %20’sini radikal dini oluşumların elinde bulundurduğu bir pazar. Bu dini sınıfın yabancı şirketler ile kurulan işbirlikler ve yatırım planlarına karşı katı bir olumsuzluk sergileyeceği tahminler arasında.

Ekonomik Yaptırımlardan Kurtulan İran Ekonomisindeki Tahmini Büyüme:

  • Şu anki piyasa fiyatları ile değerlendirildiğinde, İran’a karşı konulan enerji ile ilişkin yaptırımların kaldırılması sonucu sadece petrol ihracatından kazanılacak gelir sonucu İran’ın  ekonomik kazancı $ 10 milyar (£ 6.9 milyar) artacak.
  • İran’ın Merkez Bankası şu anda dünya çapındaki banka hesaplarında donmuş döviz rezervlerinin $ 30 milyar miktarında bir getirisi olacağını öngörmektedir.
  • Uluslararası Para Fonu(IMF)’nun tahminlerine göre, İran’da yaptırımların kalkması ile İran’ın GSYİH(Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, GDP)’sının, bir durgunluktan sonra, %5 miktarında büyüyeceği öngörülüyor.
  • İran’ın Birinci Başkan Yardımcısı İshak Cihangiri ise ekonomik yaptırımlar neticesinde İran’ın diğer ülkelerle olan ticari ilişkilerinde maliyetin %15 arttığını ve yaptırımların kaldırılması ile İran ekonomisinin dış pazarla ticari ilişkilerinde $15 milyar tasarrufta bulunacağını belirtiyor.

 

 

 

Kaynakça

http://www.bbc.com/news/world-middle-east-35342439

http://www.bbc.com/news/business-35317159

http://www.ft.com/intl/cms/s/0/569c625c-bd04-11e5-9fdb-87b8d15baec2.html#axzz408gmUeOf

http://knowledge.wharton.upenn.edu/article/nichols-isfahani-iran/

Görseller

http://inhomelandsecurity.com/analysis-us-lifts-economic-sanctions-against-iran/

https://www.treasury.gov/press-center/press-releases/Pages/tg1323.aspx

http://mikeroeconomics.blogspot.com.tr/2012/05/economic-sanctions-iran.html

http://112.international/opinion/lifting-of-sanctions-on-iran-what-does-it-mean-for-ukraine-2181.html

http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-4622632,00.html

 

Leave a Reply

2 comments

  1. Faruk

    güzel bir yazı ancak bazı eksik yönleri var, 2020de öngörülen abd iran savaşı ve bunun için abdnin ambargoları kaldırarak irana konsolosluk kurup ülke içine cia ofisleri açması gibi konularada değinilebilirdi. gerçi politik bir olayın ekonomi yorumlaması ise başka…

  2. Evay

    Yakın, kimilerine göre uzak komşumuz İran’a ilişkin yapılan bu değerlendirme yazısını dikkatle okudum. Petrol gücü olan bir ülkeyi gözardı etmek dünyanın süper güçleri için bile sözkonusu olmamaktadır. Türkiye için doğu komşusu olduğu dikkate alındığında bu zaten kaçınılmazdır. Bu ve bunun gibi yapılan değerlendirmeleri okumaya devam etmek isterim.