Ensar. Arapça kökenli, ‘yardımcı, herkese yardım eden.'(1) Hicret olayında Mekke’den Medine’ye göç eden Müslümanlara yardım eden topluluk için Kuran’da kullanılan sıfat.
Vakıf. Arapça kökenli, ‘bir şeyi hayır işine adama, adanan şey.'(2) ‘Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş.'(3)
Ensar Vakfı. Türkiye kökenli ‘din ve ahlak eğitimi ile değerler eğitimi konusunu ulusal ve uluslararası düzeyde kendine amaç edinmiş’ kuruluş.(4) Bünyesinde çalıştırdığı birinin 45 çocuğa tecavüz ettiği iddiaları ayyuka çıkmış, 10 çocuğa yapılan tecavüz ise adli tıp raporuyla kesinleşmiş durumda.(5)
Sema Ramazanoğlu. Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı. Olayla ilgili açıklaması: “Her zaman bazı işleri suistimal edebilen insanlar olabiliyor. Bu, bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için bir gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı tanıyoruz, hizmetlerini takdir ediyoruz. Öteki taraftan bunu yapan kişi için sıfır toleransla takibimizi yapıyoruz.”
Ahmet Hakan Coşkun. “Bu olay üzerine Ensar Vakfı’na yüklenmek, Ensar Vakfı’na vurmak, Ensar Vakfı’nın kapatılmasını istemek, Ensar Vakfı’nı hedefe koymak doğru mu?”(6) sorusunu Hürriyet’teki köşesinden soran yazar.
AKP. 2002 Kasım ayından itibaren Türkiye Cumhuriyeti hükümeti görevini yürüten siyasi parti. 23 Mart 2016 günü TBMM’de çocuk istismarlarını araştırmak için komisyon kurulması yönündeki teklifi reddeden milletvekillerine sahip siyasi hareket.
***
Çocuklara tecavüz eden birinin yaptığı insanlık dışı eylem, suç belki biyolojik olarak açıklanmaya çalışılabilir. Şeref nicel bir kavram olsaydı ölçümler sonucunda ortaya çıkabilecek şeref yoksunluğu belki bu suçun sebebi olarak önümüze koyulabilirdi. Ama hiçbir nicel ya da nitel kavram, hiçbir mantıklı neden sonuç ilişkisi; bir bebekten bir çocuk tecavüzcüsü yaratan ortamı sorgulamaya çalışan kitlenin sorgulamalarını, eleştirilerini örtbas eden bir güruhun varlığını açıklayamaz. Bu güruhun IQ’sunun ayakkabı numarasından küçük olduğunu söylemek de çocuk istismarını örtbas etmeye çalışmanın sebebini açıklamak için yeterli değildir.
Bu tür olaylarda istismara uğrayan ve mağdur çevrelerin bazı haklarını korumak için yayın yasağı gibi tedbirler uygulanmaktadır ve olağandır. Fakat savcılığın gizlilik ve yayın yasağı kararı kapsamının genişliği sebebiyle bu toplumsal kokuşmuşluğun altında yatan sebepleri şeffaf bir şekilde ortaya koyup tartışmamızı engellemektedir. Bu engel bir toplumun karanlık yüzünü ‘karartmaya’ çalışmak, ipe un sermektir. Neden cahiliye dönemi kalıntılarımız üzerine rahatça eleştiriler yapamıyoruz? Neden karanlıkta boğulup aydınlığa yürüme hevesindeki insanları susturmaya çalışıyorsunuz?
‘Amaç bu değil, sorumlu sadece o kişidir, Ensar Vakfı’na haksızlık yapılıyor‘ diyenleri şöyle alalım:
- Zekai İşler. Çorum’da 16 yaşındaki E.Y. ile 15 yaşındaki E.G.’ye cinsel istismar suçundan tutuklu yargılanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni ve Ensar Vakfı Çorum Şubesi eski Başkanı.(7) Hakkında açılan davalar sonucu mahkum edildi.(8)
- Ensar Vakfı’nda ortaya çıkan son kokuşmuşluğu haber yapan yerel sitenin imtiyaz sahibi adliyeden baskılar geldiği için haberi 1 saat sonra kaldırmak zorunda kaldıklarını söylüyor.(9)
Bunlar ışığında şu 4 soruya cevap aramak durumunda olduğumuzu düşünüyorum:
- Bir kişi bir suç işlerken bağlı olduğu kurumun bu süreçte yeterli denetimi uygulayıp uygulamadığı araştırılmalı mıdır?
- Bir suçlunun bir zamanlar çalıştığı ve suçu işlediği kurumda, suçun işlendiği dönemde neler olup bittiğine dair detaylı incelemeler gerekir mi?
- Toplumsal bir travma yaratacak bir suçun işlendiği kurumun kamuoyu önünde yeterince incelenip olayın ve olaya imkan veren ortamın açıklığa kavuşturulmaması; kuruma destek verenin, destek verene destek verenin kafasında oluşabilecek her türlü soru işaretini ve bu kişilere toplumun diğer kesimlerinde oluşabilecek olası bir yanlış etiketi ortadan kaldırmaya yarayabilir mi?
- Bir kişi ülkesinde yıllardır önemli bir sorun olan çocuk tecavüzü olaylarını sorgulamayı reddeden zihniyete savaş açarak bu sorunun çözümü için önemli bir adım atmış olur mu?
Bu kokuşmuşluğun çözümüne yönelik ciddi adımlar atabilmek için, başta Ensar Vakfı’nın tüzel kişiliğini masum olduğunu düşünen kişilerce, toplumun her kesiminin bu ve benzeri travmaları yeniden yaşamaması için bu sorulara yapıcı yaklaşması gerekir. Eğer vakfın tüzel kişiliği, yapısı ve zihniyeti bu skandalın ortaya çıkışında sorumlu değilse bu şeffaf bir şekilde sosyolojik ve hukuki olarak ele alınıp çıkarımlar ortaya konmalıdır. Bu toplumsal kokuşmuşluğun çözümüne yönelik tartışmaları her türlü zeminde yapabilmeliyiz.
Tartışmak istediğim şey Ensar Vakfı’ndaki skandallar değil sadece; asıl bu skandalları tartışmamıza izin vermeme niyetinde olan zihniyet. Neden korkuyorsunuz? AKP’nin fonlamadığı bir vakıfta böyle bir iğrençlik ortaya çıksa aynı ‘hassasiyetleri’ mi göstereceksiniz? Rezilliklerini örterek Ensar Vakfı’nı ya da karanlık, orta çağ zihniyetinizi mi korumuş olacaksınız?
Bizim midemiz bulanıyor. Bu kokuşmuşluğun yayılarak artması ve daha kötüsü kokuyu duymazdan gelme iğrençliği ne yazık ki, IQ seviyesi, şeref yoksunluğu gibi kavramların açıklamakta yetersiz kaldığı bir durum. Türkiye’de 2011 yılına ait verilerde toplam 38.839 adet cinsel suçlara ait dava bulunmaktadır, ve bu cinsel suçların %47’si çocuklara karşı işlenmiştir!(10) Fakat UÇM’nin araştırmalarına göre son 12 yıl içinde cinsel istismar ve sömürü konusuyla ilgili sadece 42 makale yayınlanmıştır! Sıkıntımız cahiliye döneminden kalma alışkanlıklarımızı sorgulayamamamız. Veriler lağım kokusunun iğrençliğini ortaya koyuyor. Bu kokudan kurtulmak isteyen insanlarının seslerini, girişimlerini engelleyen her vatandaş, her köşe yazarı, her milletvekili, her bakan bu lağımı kurutamamızın sorumlusudur.
Bugünden sonra yaşanan her çocuk istismarında Ensar Vakfı’ndaki mide bulandırıcı olayın, münferit vakıa deyip, araştırılmasına lüzum olmadığı yönünde kalkan her el, olayın sosyolojik boyutunu küçümseyerek ortaya çıkış sebeplerini irdeleme lüzumunu göz ardı eden cümleleri kağıda aktaran kalemi tutan her el o çocukların mağduriyet çığlıklarını ağızlarını kapatarak boğma niyetinde olacaktır.
Bu olayın vahametini küçümseyen, geçiştiren, ‘bir kez olmuş diye’ vurgu yapan her açıklama, söylenen her söz böyle bir toplumsal yıkımı devam ettiren çevrelere kalkan olduğu için, bir bebekten bir tecavüzcü yaratan ortamı ve zihniyeti her fırsatta kolladığı için, bundan sonra istismara uğrayan her çocuğun çığlığını bağırarak susturma gayretinde olacaktır.
Kişiler ve kurumlar ayrımından bahseden herkes olayın ortaya çıktığı ortamı irdelememizi engellediği için de sorunun kökünü kazımamızın önünde bariyer olmaya devam edecek, bundan sonra benzer çevrelerde yaşanan çocuk istismarı olaylarının devamlılığına neden olma konusunda rezil görevini yerine getirmiş olacaktır.
Tüm bunlara rağmen, kokuşmuşluğa karşı çıkan, orta çağ benzeri örtbas uygulamalarını devam ettiren zihniyete boyun eğmeyen, karanlığa karşı yılmadan aydınlanmayı savunan her düşünce onurlu bir mücadele vermektedir, vermeye devam etmelidir. Tarih karanlığı yıkma hedefinde olan paradigmaların zaferleri ile doludur.
[box_dark]Kaynakça[/box_dark]
1 NişanyanSözlük, Çağdaş Türkçenin Etimolojisi, http://www.nisanyansozluk.com/?k=ensar&x=0&y=0
2 NişanyanSözlük, Çağdaş Türkçenin Etimolojisi, http://www.nisanyansozluk.com/?k=vakIf&lnk=1
3 Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_karistirilan&view=karistirilan&kategori1=krs_akan&kelimez=97
4 Ensar Vakfı Resmi Web sitesi, Kurumsal bilgi sayfası
5 Odatv, ‘Yazdığın Gibi Değil Ahmet Hakan’, 16 Mart 2016
6 Ahmet Hakan, Ensar Vakfı’na yapılanlara karşı çıkalım, 16 Mart 2016, Hürriyet
7 Radikal, 5 Mart 2010, http://www.radikal.com.tr/turkiye/tacizden-yargilanirken-tecavuz-davasi-geldi-983968/
8 Vatan, 29 Nisan 2010, http://www.gazetevatan.com/tacizci-din-ogretmenine-4-yil-hapis-302878-gundem/
9 Odatv, 16 Mart 2016, http://odatv.com/yazdigin-gibi-degil-ahmet-hakan-1603161200.html
10 Çocuk Hakları İzleme ve Raporlanma, Türkiye’de Çocuklara Karşı Cinsel İstismar