Bilkentliler bölümlerini tanıtmaya devam ediyor. Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi Gözde Özcan sizler için Elektrik ve Elektronik Mühendisliğini tanıttı. Keyifli okumalar!

Yorucu bir sınav döneminin ardından belki de sınavın kendisinden daha yorucu olan tercih döneminin içinde bulunduğumuz şu günlerde Bilkent Elektrik-Elektronik Mühendisliğini kendimce anlatmaya çalışacağım. Sorularınız olursa yorum olarak yazın,  size geri dönmeye çalışayım.

Kendi tercih dönemimdeki tecrübelerim ışığında elektrik-elektronik (yani EE) denince yaşıtlarımın pek çoğunun aklında pek bir şey canlanmıyordu. O yüzden önce mühendisliğin daha sonra elektrik-elektronik mühendisliğinin ne olduğunu tanımlamak istiyorum. Mühendislik, en basit tanımıyla problem çözmektir ve problemleri çözerken matematik ile fen bilimlerindeki gelişmeleri temel olarak  alırlar. Evrenin neden bu haliyle var olduğunu bilim insanları kuramlarla açıklamaya çalışırken mühendisler bu kuramlardan elde edilen gelişmeleri günlük hayata uyarlayabilmeyi amaçlarlar. Elektrik-Elektronik Mühendisleri ise günlük hayattaki problemlere matematik ve fizik temelli, teknolojik çözümler üretmeyi hedefler. Etrafınıza baktığınızda gördüğünüz elektrikle çalışan her türlü cihaz elektrik-elektronik mühendislerinin neler yaptığının bir örneği olarak görülebilir.

Bilkent EE özeline inersek, bölümün ismi Elektrik-Elektronik Mühendisliği olmasına rağmen verilen eğitim işin elektrik kısmından ziyade elektronik kısmı üzerine. İkisi arasındaki fark ne diye soracak olursanız elektriğin yüksek voltaj ve akımlarda elektriğin üretilmesi ve iletilmesi ile ilgilendiğini, elektroniğin ise elektrik prizden çıktıktan sonra onunla nispeten düşük voltaj ve akımlarla çalışan sistemlerle ilgilendiğini söyleyebilirim. Türkiye’deki farklı üniversitelerdeki bölümler arasındaki isim farklılğu konusunda ise Elektrik-Elektronik Mühendisliği yurt dışında Electrical Engineering denilen bölüme denkken Türkiye’deki Elektrik Mühendisliği Power Engineering denilen bölüme denktir diyebilirim. Türkiye’de ayrı ayrı Elektrik Mühendisliği ve Elektronik Mühendisliği adlı bölümler olduğu için Bilkent’teki bölümün ismi dört temel mühendislikten biri olan Elektrik-Elektronik Mühendisliği.

Bilkent’teki tüm mühendislik eğitimleri yapı olarak benzer bir eğitim sistemine sahip: ilk sene matematik, fizik gibi bütün mühendislik fakültesi öğrencilerinin aldığı derslerden; İngilizce ve Türkçe, Üniversite Hayatına Giriş gibi bütün okulun aldığı derslerden bir de sadece EE ve CS (Bilgisayar Mühendisliği) öğrencilerinin aldığı Algoritmalar ve Programlama dersinden oluşuyor. Öğrenciler ikinci sınıfa geldiklerinde analog ve dijital dersleriyle iki koldan bölüm derslerine başlamış oluyorlar. Bu iki dersin de haftada 4er saatlik laboratuvar saatleri var. Bu saatler EE binasının 1. katındaki lisans öğrencilerine ayrılmış laboratuvarlarda gerçekleşiyor fakat laboratuvar çalışmaları genelde bu 4 saatle kısıtlı kalmadığı için laboratuvarlar 7/24 açık. EE öğrencileri laboratuvar saati olan dersleri aldıkları takdirde öğrenci kimlikleriyle lab kapılarını açıp kullanabiliyorlar. İkinci sınıftaki analog ve dijital dersleri, ikinci dönemde devre teorisi ve mikroişlemciler dersleriyle devam ediyor. Üçüncü sınıfa gelindiğinde ise sinyaller ve sistemler, elektronik devre teorisi, geri bildirim ve kontrol sistemleri gibi elektrik-elektronik mühendisliğinin temel dersleri diyebileceğim dersler alınıyor ve bundan sonra hangi dersleri alacakları öğrencilere bırakılıyor. Mühendislikler genel olarak uygulamaları çok geniş alanlar olduğundan seçmeli derslerinde neler alacakları öğrenciye bırakılıyor ki ilgi duydukları alt alanlara yönelik dersler alıp kendilerini geliştirebilsinler.

Mezunlar da aynı mantıkla kendi bireysel tercihlerine göre çok farklı alt alanlarda çalışabiliyorlar. Aşağıda bölüm tanıtım sunumundan aldığım konuyla ilgili görselleri paylaşıyorum:

Screen Shot 2016-07-31 at 23.43.13 Screen Shot 2016-07-31 at 23.43.24 Screen Shot 2016-07-31 at 23.43.37 Screen Shot 2016-07-31 at 23.43.46

Özet geçmem gerekirse; EE’nin matematiği, fiziği ve teknolojiyi yakından takip etmeyi seven, yeri geldiğinde yeni teknolojilerin üretilmesine hevesi olan herkes için ilgi çekici bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Fakat sizi kolay bir eğitim süreci beklemiyor. Laboratuvarlarda sabahladığınız, aynı devreyi tekrar tekrar kurup neden çalışmadığını çözemediğiniz, saatlerce bilgisayar ekranına bakıp yazdığınız kodun neden hata verdiğini anlayamadığınız zamanlar olabilir. Ama Bilkent’teki yoğun eğitim sürecinin size kazandırdığı zaman yönetimi tecrübesi ileride işinize çokça yarayacaktır, buna emin olabilirsiniz.

İleride pişman olmayacağınız bir tercih dönemi geçirmenizi diliyorum :)

   

 

Leave a Reply