Uluslararası tanınırlığı oldukça yüksek olan bir şirkette başarılı bir yazılımcı olmanıza rağmen çok da sivrilememiş bir pozisyonda olduğunuzu hayal edin. Bir sabah her zamanki ritüellerinizi yerine getirerek işinize gidiyorsunuz ve o günü diğerlerinden ayıran hiçbir özellik yok. Sıradan günlerinizden hiçbir farkı olmayan ve oldukça yorucu geçecek bir yirmi dört saati daha tüketeceğinizin aksini kanıtlayan hiçbir değişken yok çevrenizde. Ta ki bilgisayarınızı açana dek…
Günümüzde teknoloji oldukça yüksek bir ivme ile gelişmeye devam etmekte. Her geçen gün bu yeniliklerle karşı karşıya kalmaktayız ve teknolojiyle gelişen dünyaya ayak uydurmak zorundayız. Teknolojinin gelişimi insanları birbirlerine yaklaştırdıkça dünyayı da küçültüyor aslında. Elimizdeki imkanlar sonsuzluğa attığı her bir adımla doyumsuzluğumuzu arttıyor ve bir noktadan sonra elimizdekiler yetersiz gelmeye başlıyor. Kaynaklarımızı ya da verilerimizi kusursuza yakın şekilde işleyebilmek ve bunu mümkün olabilecek en basit yollarla gerçekleştirebilmek temel amaçlarımızdan biri haline gelmiş durumda. Bir çoğumuzun elektronik cihazlarla takip ettiğimiz teknolojik gelişmeler, son yıllarda hayal gücümüzü zorlayacak gelişmelere imza atmaya başladı. Bu gelişmelerden belki de tartışmaya en açık olanı ve insanlık adına gerçekleştirilebilecek en büyük gelişmelerden benim için ilk sırayı almaya hak kazanan konu yapay zeka.
Peki yapay zeka nedir? Yapay zeka, bilimsel adıyla mantıksal analiz robotu ; bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti anlamına gelmektedir. Yapay zekanın insanlık için en önemli özelliği kendi algoritmasını oluşturup, kendi programlamasını hayata geçirebilen bir özelliğe sahip olmasıdır. Yapay zekayla ilgili zıt görüşler bulunmakta; yapay zeka kendini programlayıp geliştirdikçe insan beyninden çok daha üstün bir hale gelip insan ırkını tehdit mi edecektir yoksa her daim gelişmeye devam edecek olan bu mucizevi robotlar insanlığın gelişmesine hayallerin ötesinde katkılarda mı bulunacaktır? Stephen Hawking bir açıklamasında,
“Güçlü bir yapay zekanın yükselişi insanlığın başına gelen en iyi ya da en kötü şey olabilir. Hangisi olacağını bilmiyoruz. …Kısacası yapay zeka yaratmak medeniyet tarihinin en büyük olayı olarak kayıtlara geçebilir. Ancak risklerin önüne nasıl geçeceğimizi öğrenmezsek medeniyet tarihinin son olayı da olabilir. Biyolojik bir beyin ve bir bilgisayarın yapabilecekleri arasında büyük farklılıklar olduğunu düşünmüyorum.”
sözleriyle yaşanan ikileme ışık tutmuştur. Yapay zeka ile ilgili sonuca ulaştırılamamış tartışmanın uzun bir süre daha devam etmesi söz konusu. Bu noktada bilim insanları ve konu hakkında fikir sahibi olan bir çok insan yapay zekanın faydaları ve zararları konusunda kesin bir uzlaşma içinde olamıyorlar ne yazık ki.
Filmde, baş kahramanımız Caleb’in hayatı teknoloji alanında oldukça uzman olan bir şirkette yazılımcı olarak çalışırken kendisine gelen bir teklifle bir gün içerisinde değişir. Şirketin CEO’su Nathan Bateman’ın evinde bir hafta geçirme teklifini hiç tereddüt etmeden kabul eden Caleb’i büyük bir sürpriz beklemektedir. Evin girişine geldiği zamandan itibaren oldukça etkileyici bir hafta geçireceğini hissedebilen Caleb, Nathan’ın arkadaşça yaklaşımı yerini kimi zaman tuhaf hareketlere bıraksa da kafasında oluşan bu soru işaretleri üzerinde çok da düşünmemeye karar verir. Ava’yla tanışana dek… Nathan’ın, Turing testini kendi tasarladığı yapay zeka robotu olan Ava’nın üzerinde uygulayabilmesi için Caleb’i evine davet ettiğini açıklamasıyla birlikte macera başlar. Bu arada belirtmek isterim ki Turing testinin amacı, bir makinenin düşünebildiğini söyleyebilmenin mantıksal olarak mümkün olup olmadığıdır.
En İyi Görsel Efekt Akademi Ödülü’nü alan ve En İyi Özgün Senaryo dalında adaylığı olan 2015 yapımı Ex Machina filmi, başladığı anlardan itibaren aşina olduğunuz yapay zeka fikrine yeni bir açıdan bakmanızı, Caleb ile yüksek bir empati kurduğunuz takdirde bir robottan öte genç bir kızla karşı karşıya olduğunuzu hissettirme özelliğine sahip. Tempo olarak son dakikalara kadar çok fazla bir yükseliş göstermeyen filmden; doymak bilmeyen bir merak duygusu ve üretebildiğiniz tüm fikirleri belli bir akış içinde sonu tahmin etmek için kullanmanız sebebiyle bir an bile kopmanız mümkün değil. Bana göre filmdeki en vurucu nokta ise güvenilirliğin insanlık ve robotlar arasında sınanmaya ne kadar açık bir başlık olduğu. Yapay zekaya merakı olan ve bu filmi izlemeye karar veren okuyucular için şu soruyu sormak istiyorum: sorgulamaksızın insanlığa güvenmek mi, zor durumda olduğuna yürekten inandığınız yapay zekaya güvenmeyi tercih etmek mi? İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
İlginizi Çekebilecek Başlıklar
Massachusetts Institute of Technology’s Media Lab -Nightmare Machine (Kabus Makinası)
Artificial intelligence we are using in daily life
Kaynakça
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yapay_zek%C3%A2
https://onedio.com/haber/hawking-yapay-zeka-insanligin-ya-en-buyuk-icadi-ya-da-sonu-olur–735834
https://tr.wikipedia.org/wiki/Turing_testi