III.
İç Mimarlar Odası Kurucu Üyesi İç Mimar Muammer Narin Röportajı 5 Mayıs 2017
- İç Mimarlar Odası’nın kuruluşundaki süreci kurucu üye olarak, mücadele ve kuruluş sürecini anlatabilir misiniz?
Şimdi ben biraz önce söylediğim gibi 1 Kasım 1966 tarihinde Ziraat Bankası İnşaat Müdürlüğüne ben girdiğimde çalışmaya başladım mimari büroda iki tane yüksek mimar teknik üniversite mezunu mimarın arasında bir İç Mimar Muammer Narin. Bana müstakil iş veriyorlar mesela Adana Yağ Camii, Balıkesir Şubesi, Diyarbakır Malatya Şubelerinin tevsii projeleri, Niğde Gülşehir projesi gibi. Mimari projesi yapılmış olan yerlerin ben iç mimarlık projelerini hazırlıyorum yani iç mekân düzenlemelerini hazırlıyorum. Fakat bu arada benim rahatsız olduğum bir durum var. Peki, Muammer Narin siz çalışma hayatınızdan çok memnun olduğunuzu, mimari büroda hiçbir probleminiz olmadığınızı söylüyorsunuz arkasından beni rahatsız eden bir durum var. Nedir o? Beraber çalıştığımız iki tane yüksek mimarın Türk Mühendis Mimar Odaları Birliğine bağlı Odası var ve oraya üye olmuşlar ama kanuni hakkımız olmasına rağmen ve bizim de bir meslek sahibi olmamıza rağmen bizim İç Mimarlar Odası diye bir oda yok. Ne var? İstanbul’da 1954 yılında kurulmuş altı dâhili mimar tarafından kurulmuş ‘Dâhili Mimarlar Cemiyeti’ var. 1954 kurulmuş. Peki, kaç kişi kurmuş bu cemiyeti? Altı tane dâhili mimar kurmuş peki kimler bunlar? Akademinin öğretim üyelerinden Profesör Sadun Ersin, o zamanlar profesör değil, Baki Aktar sınıf arkadaşı, Hikmet Köseoğlu, Tahsin Çaylan. 6 kişiye tamamlayamadım galiba aklıma gelince sonra söylerim onların dışında fazla üyesi yok fakat 1954 yılında, Dâhili Mimarlar Cemiyetini kuran bu altı tane dâhili mimarın dışında on meslek kuruluşu birleşiyorlar İstanbul’da Türk Mühendis Mimarlar Odaları Birliğini kuruyorlar. Kanun meclisten çıkıyor. Bilahare başkent Ankara olduğu için Ankara’ya taşınıyorlar. Nereye taşınıyorlar Konur Sokak’a taşınıyorlar. Şimdi beni rahatsız eden İç Mimarlar Odası’nın neden şimdiye kadar kurulmayışının sebebini ben şuna yoruyorum. Diyorum ki bizim şu anda Muammer iki tane okuldan mezun veriyor ne kadar veriyor işte on iki kişi 64 yılında veriyor, on bir kişi 65te verdi, 63’te sekiz tane verdi. Peki, akademiden kaç kişi mezun oldu? Yirmi beş kişi mezun oldu. Yirmi beş sekiz daha otuz üç. Ben 1966 yılına kadar mezun olanların listesini çıkardığımda, çalışmaya başladığımda aşağı yukarı iki yüz elli iki kişi kadar mezun var. İki yüz elli iki kişi mezun var. İki yüz elli kişiden sekizi vefat etmiş. Eski mezunlardan. Onlar da zaten Dâhili Mimar sertifikası ve diploması var. Ben şimdi bu odanın daha doğrusu İç Mimarlar Odasının beni rahatsız eden bölümünü araştırırken ben dedim ki Muammer bir defa sen taşın altına elini sokacak mısın? Sokacaksın. Tamam o zaman dedim bu iş örgütsüz olmaz. Neden örgütsüz olmaza cevap vereyim. Şöyle açayım İstanbul’da ben dört yıl boyunca talebeliğim döneminde okulumun talebe temsilci olarak yüksek okullar ve akademiler arası konsorsiyumda okulumu temsilen öğrenci temsilcisiydim yani öğrenci temsilcisi demek aynı mimarlar odasının daha sonraki yıllarda bizim İç Mimarlar Odasının kurulmasında katkısı olan Mimar Yücel Gürsel, bizim meslektaşımız Yüksek İç Mimar Emine Gürsel’in eşi o da aynı zamanda akademinin öğrenci temsilcisi yani biz teşkilatçı, örgütçü. Demek ki sen benim bu işi araştırırken tuttuğum notlar arasında ki benim sonradan kopyalarını belki size vereceğim not defteri tutardım ben. Yani herhangi bir ameli bir iş yaptım yani çalışma yaptım akşamleyin onu mutlaka notunu tutardım not defteri nerede geçmiş ne konuşulmuş kimle? 1967 yılına girdik ben 1 Kasım 1966 tarihinde Ziraat Bankasında çalışmaya başladığımda zaten 1 Kasım arkasından tam iki ay sonra 67 giriyor. 1967 yılının işte başlarında ben İç Mimarlar Odasının kurulması için dedim ya az önce taşın altına elimi soktum ben dedim yapacağın ilk iş dedim Muammer Ankara’da kaç tane İç mimar çalışıyor, var? Sen tek başına İç Mimarlar Odasını kuramazsın on kişiyle de kuramazsın yirmi kişiyle de kuramazsın ama yirmi iki kişiyi tespit ettim ya ben Ankara’da yirmi iki kişiyle kurarsın. Şimdi ben Muammer Narin olarak fırsatını bulduğum anda telefon ediyordum sırasıyla önce Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde İç Mimar olarak çalışan Hulusi Gönenli’ye gittim. Hulusi Gönenli kim hem kısaca onu tanıtayım. Hulusi Gönenli İç Mimarlar Odası’nın kurulmasında bana göre bir numaralı rol alan kişi onun için ben kendisi bana teklif etmesine rağmen sicil numarası dağıtımında ben bir numarayı sen alacaksın dedim o ısrarla bana bir numara senin Muammer dedi çünkü sen bu işi başlattın dedi. Ya dedim ki mütevazılık dışına çıkmayalım. Ben başlatmış olabilirim ama ben tek başıma değilim. Peki, mimarlar odasının genel sekreterini 1967 yılında ziyaret ettiğimde bana ilk sözü hiç unutmuyorum Ahmet Ketenci genel sekreter, Muammer Bey kardeşim lüften not eder misin 1.Önce örgütleneceksiniz. 2.İstanbul’daki her iki okulu ayağa kaldıracaksınız. Peki, Sayın Ketenci nasıl ayağa kaldırırız? Bölüm başkanlarıyla gidip konuşacaksınız. Anayasanın 135. maddesine göre sizin İç Mimarlar Odasını kurma hakkınız var. Anayasanın 135. Maddesi A fırkasına göre. Peki, TMMOB’un 6235/7303 sayılı kanun hükmündeki kararnamesi ile ne olur dediğim zaman o da onun üzerine 3458’i de eklemen lazım dedi ban çünkü orada mesleğin tanımı var dedi. Bunu katmazsan dedi siz oda kuramazsınız dedi. Ben bu notlar ışığı altında Ankara kazan ben kepçe iç mimar avına çıktım. Hepsi benim not defterimde sayfa sayfa yazılı ne konuşmuşuz ne anlatmışım ben. Beni nasıl karşılamışlar. Yani ben şu anda İç Mimarlar odasını kuruşlundaki süreci kurucu üye olarak anıları anlatıyorum biliyorsun Cansu. Şimdi dedim ki bu dayanışma ve mücadeleyi başlattığımıza göre inşallah netice alırız ama bu arada 1968 yılı da bitti 1969 yılına geldik. 1967 yılında ben Ankara’da ilk tespit ettiğim İç Mimar sayısı yedi kişi. Muammer Narin, Hulusi Gönenli, Turhan Uluçay, Orhan Esen, Vahap Altınsoy, Erdinç Altıata, Gürkan Kasım Hocaoğlu yedi kişi. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimarlık bölümü mezunlarından hiç tanıdığım yok. Bir Ömer Bayer’ı tanıyorum ondan sonra 1972 senesinde Brüksel’deki bir fuarda komünizm propagandası yapıyorsun sen diye aforoz edilen bir meslektaşımız. Bana göre Ömer Bayer’in yapmış olduğu proje fevkalade güzel bir proje. Fakat onun projesini beğenmeyenler, projeyle ilgisi olmayanlar. Yani kendileri herhangi bir mimarlık jürisinde olmayan sadece siyasi ve ekonomik ağırlığı olan kişiler. Sanki o projede bir yanlışlık varmış gibi, şurasını şöyle yapsanız daha iyi olur demeleri ve buna rağmen Ömer” projemi bozamam” demesi… Yani birtakım yetkisiz kişiler tabirini kullanayım ondan sonra ama benim proje hayatımda mesela çok beğendiğim birisi. Onun dışında hiç kimseyi tanımıyorum bu arada 1969 yılı geldiğinde ben Hulusi Gönenli’ye dedim ki bak Hulusi şu anda on bir tane İç Mimar çalışıyoruz kim bunlar Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Mezunu olanlar hepsini kayıt altına aldık mı aldık örgüt çalışmalarımız devam ediyor mu ediyor. Yalnız dedim Hulusi bizim akademi mezunu İç Mimar arkadaşlarımızla da tanışmamız lazım beni aldığım duyuma göre en az on, on iki kişi kadar sekiz ila on kişi arasında bana liste verdiler bir araştırır mısın dedim. Akademiden 1958 yılında mezun olan Kadir Şengül kardeşimizin telefon numarasını ve çalıştığı yerin adresini verdi Hulusi bana. O arada ben çok güzel notlar tutuyorum dosya hazırlıyorum. Mükemmel bir dosya oluşmaya başladı bende. Bu arada anayasa ve TMMOB ‘un kanunları kararnamelerini temin ettik. Hulusi bana Kadir Şengül’ün ismini verince ben hemen kendisini aradım gittim bürosuna beni çok iyi karşıladı. Dedim böyle böyle Kadir Bey ya Muammer seninle bizim aramızda üç yaş var dedi. Ne Kadir Bey diyorsun dedi meslektaşız dedi direk Kadir de bana dedi. Tamam dedim. Ondan sonra Kadir’e de aynısını söyledim bak ben taşın altına elimi soktum ben şu anda her yönden fevkalade bir çalışma hayatım var fakat dedim benim kanuni ve sosyal hakkım olmasına rağmen benim odam yok dedim Kadir. Şimdi siz beni aldığım duyuma göre işte pastanelerde hafta sonları hava iyi olduğu dönemlerde filan toplanıp pasta yiyip çay içerek aranızda konuşuyormuşsunuz sohbet ediyormuşsunuz dedim ve yine aldığım bir duyuma göre Akademililer Tatbikililere karşı kendilerini yüksek görme moduna girmişler dedim. Başta ben olmak üzere hiçbir arkadaşım dedim sen de dahil bunu kabul etmezsin. Şimdi dedim siz ayrı bir İç Mimarlar Odası mı kuracaksınız biz ayrı bir İç Mimarlar Odası mı kuracağız benim bildiğim kadarıyla Kayseri’deki mimarların ayrı bir odası yok edim. Onu üzerine Kadir Şengül bana müsaade et dedi ben arkadaşlarımı tespit edeyim en kısa zamanda ben sana listeyi vereceğim dedi. Ben nasıl mutlu ayrılıyorum biliyor musun? Kadir Şengül aradan bir ay geçti bana listeyi verdi. Feridun Helvacıoğlu, Kadir Şengül, Sevim Altan, Nur Köylüoğlu, Can Okan, Onur Akın, Mehmet Tevfik Üner, Azmi Koz, Bediz Koz onların hepsinin ismini verdi onların notlarını aldım ben dedim ki ister misin Kadir ben onlarla tek tek muhatap olayım. Yok dedi ben senin işini hafifleteyim dedi baya yorulmuşun sen dedi. Yok dedim bu uğurda ben yorgunluk nedir bilmiyorum. Onu üzerine bu arada aramızdaki o müthiş dayanışma ve mücadele ruhunu hiç unutamam. Halen bende o günün izleri hep üzerimde içimde beynimde yani nasıl söyleyeyim kelime şey yapamıyorum bir anda. Neticede sözü fazla uzatmayayım 25 Eylül 1969 tarihi geldiğinde biz aramızda arkadaşlar bu örgütün Ankara’daki bölümü tamamlanınca biz dedik ki. TMMOB merkezine bir rapor yazalım iç mimarlığın tanımında tarihinden işlevinden bahseden. Arkadaşlarım oturdular çok güzel bir yazı yazdılar o rapor TMMOB’a sunuldu. Sunum yapıldıktan sonra bizim çalışmalarımız devam ediyor raporu inceliyorlar. İnceledikten sonra ilgisi dolayısıyla Ankara mimarlar odası şubesine gönderiyorlar bizim gönderdiğimiz yazıyı. Bu arada Ankara Mimarlar Odası yönetim kurulu komisyonlar tertip ediyorlar yani bizim müracaatımızı kurdukları üç kişilik bir komisyona inceleme. Bu arada İç Mimarlar odasının TMMOB’a sizin bünyenize biz katılalım onu için lütfen bu raporumuzu dikkatli okuyun diyoruz ama o sırada bizim Peyzaj Mimarları, Röleve Restorasyon mimarları, Şehir Planlamacı mimarları da müracaatta bulunuyorlar. Ankara Mimarlar Odasının da ilgisi dolaysıyla komisyonlar kurmasını bir sebebi o. Komisyonlar diyorum. Yani İç Mimarların bir komisyonu var Şehir Planlamacıların bir komisyonu var… Bu komisyon diyor ki biz Ankara’da üç tane deneyimli mimardan görüş alalım. Şimdi rapor komisyondan komisyona havale ediliyor. 14 Ocak 1970 senesi geliyor yani 25 Eylül 1969 tarihinde TMMOB’a verilen rapor İç Mimarların oda kurmasıyla ilgili rapora kurulan komisyon kararları 14 Ocak 1970 tarihinde veriyor. Peki kim bu üç tane mimar. Üçünü de tanıyorum ben bir tanesi mimar Selçuk Milar Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık bölümü mezunu yüksek mimar fakat mimarlığı bırakmış, İç Mimarlık ve Mobilya galerisi sahibi. İkincisi benim de bir ara projesine iştirak ettiğim mimar Naim Bekitoğlu üçüncüsü de Mimar Şevki Vanlı. Üçünün de raporları benim elime geçti kim verdi raporları bana Ahmet Ketenci verdi. Şimdi Mimar Şevki Vanlı diyor ki “Ne İç Mimarlık ne odası? Onlar kapı pencere çizsinler boya badana işleri yaptırsınlar.” diyor. Selçuk Milar diyor ki “Onlar diyor bize İç Mimarlığın ne olduğunu veriyorlar. Biz de onlara odalarını verelim.” diyor raporunda görüş belirtiyor. Peki Naim Bekioğlu ne diyor “Beraber çalıştığım İç Mimarlar bu işi çok iyi biliyorlar gerçekten de İç Mimarlık bir uzmanlıktır bir ihtisas koludur ihtisasa hürmet edelim odalarını verelim.” diyor o da aynı şekilde. Şimdi fakat bu arada bizim yani benim ve meslektaşlarımın gözümüzden kaçan bir olay var ben yakaladım dedim ya onun üzerine Ankara Mimarlar Odası TMMOB yönetim kuruluna bir rapor veriyor diyor ki mimarlıkta ihtisaslaşma ve mesleki uzmanlık ayrışması başlıklı bir rapor sunuyor. Bu arada 1971 yılı geldi 72 yılı geldi. Bu arada biz İstanbul’u ayağa kaldırdık. Tabii nasıl ayağa kaldırdık İstanbul’da Sadun Ersin hocayla akademiden ondan sonra Atilla Ergün Uyguner, Atilla Taşçıoğlu bunlar sonradan iyi bir İç Mimar olarak tanıdığımız Evrim Fer ondan sonra Egem Uzer . Ondan sonra bunlar da talebeleri temsilen komisyona giriyorlar nefis bir rapor hazırlıyorlar 18 Mart 1972 tarihli rapor hazırlanıyor bu arada bizim baskımızdan Tatbiki Güzel sanatlar Yüksek Okulu İç Mimarlık bölüm başkanı Prof. Dr. Nurten Ünalsal o da bir rapor hazırlıyor peki raporun içeriği ne? Raporun içeriği şu hukuki, sosyolojik ve fikri açılardan İç Mimarlık nedir işlevi nedir ülke ekonomisine katkısı nedir bu çerçevede Mimarlar Odası 14 Mayıs 1972 tarihinde bir toplantı düzenliyor mimarlıkta ihtisaslaşma ve mesleki ayrışma tabiriyle yani 1969 yılında yapılmasını öngörüp de yapamadıkları 1972 yılına havale etmişler. Şimdi 1972 yılı geldiğinde benim Muammer Narin olarak tespit ettiğim Ankara’daki Türkiye çapındaki İç Mimar sayısı 438 kişi. Ankara’da yirmi dört kişi var bu arada bu yirmi iki kişinin yani on bir tane Akademili on bir tane Tatbikili yirmi iki kişinin 1969’da mezun olan bir kişi geliyor Ankara’ya Akademiden bir kişi geliyor yirmi iki oluyor yirmi dört kişi. Şimdi bu arada İstanbul’dan 1972 yılında gelen hem Akademili hem Tatbikili İç Mimarlar İç Mimarlık bölüm başkanlarını ve yardımcılarının Ankara Mimarlar Odası tarafından düzenlenen toplantıya katıldığında hepsi söz alıyorlar. Biliyorum aldılar. Çok güzel konuşmalar yapıldı raporların çeşitli bölümlerinden sanat bölümü teknik bölüm fikri bölümü sosyolojik bölümü, hepsinden tek tek örnekler verdiler. Onlar teşekkür ederim mutlu bir şekilde ayrıldılar. Şimdi bu arada toplantın akabinde yapılan ilk TMMOB toplantısında Bölge Şehir Planlamacılarını alıyorlar biz bekliyoruz. Bunu üzerine ben başta Hulusi olmak üzere arkadaşlarıma dedim ki arkadaşlar bizim dedim bir eksik yaptığımız bir şey var. Biz şimdi sağ osun bize Mimarlar Odasından yardım ediliyor hakikaten çok hiç unutmam aşağı yukarı kırk beş yıl geçmiş bak şöyle gözümün önüne geliyor da ya arkadaşlar içeride yönetim kurulunda galiba bizi dışlamak isteyen arka perdede birileri var ondan sonra bu her dönemde oldu dedi Orhan Esen. O zaman biz dedim silahsız sızma hareketi yapalım dedim o zaman. Böyle gözüme baktılar böyle. Dedim ki siz akşamları hiç komando filmi seyretmiyor musunuz ya? O zaman dedim sızma hareketi. Sızma derken hani zeytinyağı değil dedim. Peki ne yapacağız dedim ki arkadaşlar benim aldığım duyuma göre 1973 yılına şurada bir ay kaldı dedim yeni seçimler yapılacak. Tahmin ediyorum bu istenmeyen yönetimdeki kişiler gidecek yerine bizi de destekleyen kişiler gelecek duyumunu aldım dedim. Onun üzerine de hepsi de çok sevindiler tabii. Şimdi eğer ben İstanbul’da o teşkilat organizasyonunda görev almasaydım orada öğrendiklerimi buraya tatbik etmeseydim ne olurdu bilmiyorum. Çünkü bizim aynı mesleğimiz İç Mimarlıkta da böyle bak bütün aktif rol yani esas başrol İç Mimarda yani sen boyacıyı, halıcıyı, mermerciyi, mobilyayı yapan kişiyi, demirciyi, elektrikçiyi hepsinin yönlendiricisi sensin. Sen organizasyonun başısın. Neyse 1973 yılı geldiğinde yönetim değişti. Önce Ankara Mimarlar Odası başkanlığına Mimar Yavuz Önen getirildi. Süheyl Toprak genel sekreter oldu. Yücel Gürsel mimari koordinatör oldu koordinatör derken TMMOB arasında ve diğer odalar arasındaki koordinasyonu o da teşkilatçı ondan sonra. Onların ilk toplantısına biz gittiğimizde bizi kabul ettiklerinde biz neden gittik Ankara mimarlar odası yönetim kurulunu tebrik etmek peki ne sıfatla tebrik ediyorsun Ankara örgütü olarak. Onların da fazla haberi yok Yücel Gürsel’in dışında. Eşi Emine vasıtasıyla biz şey yapıyoruz ya. Neyse bizi çok iyi karşıladılar aşağı yukarı sözünü aldık dediler 1973 tarihinde yönetime gelen hem TMMOB genel başkanı Teoman Öztürk rahmetli arkadaşları ile Ankara Mimarlar Odası. Onun üzerine bizim TMMOB genel merkezinde tebrik etmemizden sonra el altından aldığımız duyuma göre Peyzaj Mimarlarının biraz ağır bastırması ve hiçbir eksik bir şey bırakmamaları evrak olsun…
Çalışmalarımız hem kendi profesyonel çalışmalarımız devam ediyor hem de odanın kurulmasıyla ilgili çalışmalarımızı hiç aksatmıyoruz. Birbirimizle hep irtibat halindeyiz. Bu arada benim görev değişikliğim oldu Ziraat Bankası İnşaat Müdürlüğündeki başarılı çalışmalarımı bırakıp daha iyi imkanlar sunan yurtdışı organizasyonu yani yurtdışı uluslar arası ticari ve sanayi fuarlarının İç Mimarlık projelerinin hazırlanması yönünde elemana ihtiyaçları varmış bana da teklif gelince teklif daha doğrusu şöyle geldi kısaca onu anlatacağım. Ben bu arada Ticaret Bakanlığı görevine getirilen Çankırı senatörü Gürhan Titrek Bey demiş ki ben bu makam odamı beğenmedim. Ben çalışmam bittikten sonra istirahat odası isterim. Genel müdürlerin çalışma odalarının yeniden düzenlensin eski mobilyalar gitsin yerine yeni düzenlemeler gelsin. Onun üzerine Ziraat Bankası da Ticaret Bakanlığına bağlı olduğu için ve bütçeleri de imkan vermediği için Ticaret Bakanlığı teknik yardımı Ziraat Bankasından almaya karar veriyorlar. Bunun üzerine Ziraat Bankası İnşaat Müdürü bana dedi ki Muammer Bey evladım sen ticaret bakanlığında altı ay müddetle görevlisin sana bakanın özel kalem müdürü filan filan gereken bütün bilgileri verecek hatta onunla beraber çalışacaksın. Ben altı ay müddet yerine bir yıl müddetle Ticaret Bakanlığında çalışmaya başladım. Sanıyorum muvaffak olduk ki gayet güzel ben tekrar inşaat müdürüyle Ziraat Bankasına döndüğümde bu arada İç Mimarlar Odasının kurulmasıyla ilgili çalışmalar çok yönlü devam ediyor İstanbul’la irtibatımız kayıtları, kendi aramızda üyeleri kaydediyoruz. Böyle yirmi dört kişi oldu kırk sekiz kırk sekiz kişi oldu doksan altı doksan altı kişi oldu iki yüz bilmem on altı… Ziraat Bankası İnşaat Müdürü bana dedi ki Yüksek Mimar Bülent Bey “Ya dedi Muammer senin yaptığın projeyi çok beğenmişler buraya ihracat genel müdürlüğüne dış fuarlar daire başkanlığı emrinde çalışmak üzere İç Mimar arıyorlar. Seni özellikle istediler.” dedi. Yazıda gördüm ben de. Onun üzerine gittim ben yalnız başlangıçta ücret az olacak filan ama biz onu size telafi ederiz. Tabii benim yurtdışı fuarlar bölümüne girince bu sefer yılda hemen hemen yedi defa filan yurtdışıma çıkma imkanım var. Ben gidiyorum müteahhite, işi aldığı başlayacağı sırada ben gidiyorum benim otelim altıma özel otomobil ondan sonra yeme içme imkanında bir sorun yok ondan sonra fakat evden uzaktasın en az bir gidiyorsun yirmi beş gün bir gidiyorsun neyse. Bu arada hem TMMOB yönetimi devam ediyor hem de şey devam ediyor nedir onun ismi bizim çalışmalarımız devam ediyor Ankara Mimarlar Odasıyla hiç irtibatımızı kesmiyoruz ben yurtdışında olduğum zaman yapılan işlemleri ben geldiğimde Hulusi bana anlatıyor bak Muammerciğim şunlar oldu biz şunları yaptık diyor. Benim not defterlerimin arasında geçen bir hikaye var anekdot onu anlatayım kısaca bu birçok yönden önemli. Hulusi 12 Ekim 1974 tarihinde Ankara Mimarlar Odasından randevu almış peki kim gidecek o randevuya Muammer Narin gidecek Hulusi Gönenli gidecek Kadir Şengül gidecek İlhan Şenova gidecek. Bir baktım 12 Ekim benim doğum günüm aman dedim hemen Bahçelievler pastanesinden hiç kimseye haber vermeden eşime bile hemen bir pasta yaptırdım şöyle frambuazlı. Seda pastanesi hiç unutmam. Mimar Ender Togay’ın yaptığı o Kızılay’da gökdelen ilk gökdelen olur bizim onun altında bekliyorum ben onlar da geldiler. Elindeki paket ne diye hiç sormuyorlar çünkü pastane havası yok bir torba şeklinde. Süheyl Toprak vardı Süheyl’e dedim ki bugün benim doğum günüm arkadaşlarımın haberi yok. Öyle mi ya dedi sahi mi benim de sana bir sürprizim var. Sürprizim başkan mimar Yavuz Önen de toplantıya katılacak dedi. Biz pastalı konuşmalı güzel bir toplantı yaptıktan sonra aradan bir buçuk ay iki ay mı ne geçti, TMMOB hukuk müşaviri aynı zamanda Ankara Mimarlar Odasının hukuk danışmanı olan hukukçu Nevzat Helvacıoğlu kardeşimiz bize dedi ki “Arkadaşlar sizin haberiniz yok biz toplantıda bir karar aldık önümüzdeki dönemde İç Mimarlar odası ele alınacak dediler.”. Hulusi’ye dedim sen notları al kardeşim. 1. İç mimarlar odasının kurulabilmesini temine; İstanbul’daki Dâhili Mimarlar cemiyeti kapatılacak belgesi dosyalanacak. 2. Genel merkez ve başkent Ankara olduğu içim başkentin Ankara olması dolayısıyla İç Mimarlar Derneğinin de kurulması Ankara’da olacak. Bunun için şu çalışmalar yapılacak: Kurucu üyeler tespit edilecek, Ankara valiliğine müracaat edilecek, Ankara valiliğine yönlendirecek, resmi gazetede veya mahali gazetede yayınlanacak. Ondan sonraki çalışmalar devam edecek ne yönde çünkü iç mimarlar derneğinin otuzuncu maddesinin A fırkası diyor ki ileri bir tarihte İç Mimarlar odasının kurulmasına öncülük etmesi sebebiyle edeceği sebebiyle bu not düşülmüştür diye bir madde var orada B C D diye fırkalara ayrılıyor. Biz derneğimizi özet olarak söyleyeyim 14 Mayıs 1975 tarihinde derneğimizi kurduk. Derneğin kurucu üyeleri Muammer Narin, Hulusi Gönenli, Kadir Şengül, Orhan Esen, Turhan Uluçay, Erdinç Altıata, Sevim Altan, Mehmet Tevfik Üner, İlhan Şenova, Onur Akın, Vahap Taşkınsoy, Benar Demirel benim çalışma arkadaşım ticaret bakanlığından. Bu çalışmaların bitiminde bizim hem TMMOB ile hem de Ankara Mimarlar Odası ile dernek kurulmasıyla beraber çok iyi bir ivme yakaladık. Bu yakaladığımız ivme arasında anayasanın 135. Maddesinin A fırkasından başka TMMOB’un ve 3458 sayılı kanunun hükümlerine göre A maddesinde diyor ki İç Mimarların şimdilik Mimarlar Odasının bir yan kuruluşu olarak Mimarlar Odasının emrinde çalışması. İkincisi de müstakil bir İç Mimarlar Odasının kurulması tabirinde. Biz Mimarlar Odasının boyunduruğu altına kaba tabirle onların emri altında olmayı istemedik çünkü kanun diyor ki İç Mimarlar, özellikle de anayasa diyor ki İç Mimarlık bir ihtisas mesleğidir, devlet bunun için iki tane okulda eğitim vermektedir ve eğitimin sonunda da diploma vermektedir. Bu durum karşısında İç Mimarlar odasının kurulması aşamasında Mimarlar Odasının emri altına girmektense onu geçelim o zaman biz hiç kurulmayalım daha iyi dedik. Bu kabul gördü neticede. Arkadaşlarımın müthiş dayanışma ve mücadelesi sonunda İstanbul’daki Akademi’nin öğretim üyeleri, Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu İç Mimarlık Bölüm başkanı ve arkadaşlarının olağanüstü çalışmaları ve hiçbir zaman sıcak ilişkiyi kesmediğimiz Ankara Mimarlar Odasının yönetim kurulu, 1976 yılındaki 7-8 Mayıs 1976 tarihinde yapılması planlanan TMMOB olağanüstü genel kurul toplantısında B maddesine İç mimarlar Odasının kurulması yönünde madde kondu. Ondan sonra cumartesi günü müthiş konuşmalar ve ben yokum çünkü o sırada ben Brüksel’de ben Atomium’daki dünya fuarına türküye standının projesini uyguladım ama o sırada ben Hulusi’den telefonla bilgi alıyorum zor olmasına rağmen Brüksel’den 090+090 kod numarasında alo Muammer diyor ses kesiliyor ondan sonra mutlu haberi neticede aldık ondan sonra o gün aynı gün hemen Ankara Mimarlar Odasındaki yönetim kurulundaki arkadaşlar bize boş bir kitaplık olarak kullandıkları yeri şimdilik İç Mimarlar Odası’nın kendisine bir yer temin edene kadar bizim misafirimiz olun dediler.