Fotoğraf: 5 Mayıs 2017, İç Mimarlar Odası Ankara Şubesi

İç Mimarlar Odası’nın kurucularından İç Mimar Muammer Narin, neredeyse bir manifesto, bir hatırlatma, bir uyarı niteliğindeki yazısıyla hedef kitlesi başta iç mimarlar ve iç mimarlık öğrencileri olmak üzere bizlere seslendi.

 

İç Mimar, yapıya estetik getiren tasarımcıdır.

Mesleğimizin uygulamaya dönük yapısını inkâr etmek büyük oranda mesleği inkâr etmek gibi bir durum doğurabilir.

Mesleğin genel etkinlik alanı yaşam mekanları yaratmak üzerinedir.

Pratik bilgi olmadan İç Mimar olmak neredeyse imkansızdır.

İç Mimar zihninde canlandırdığı mekânsal kompozisyonları sonuçta bilimsel ve gerçek hale dönüştürebilmelidir.

Bunun için inşa etmeyi ve inşa edilecek malzemeyi bilmesi gerekmektedir.

Malzeme bilgisi önem taşımakta olup, hangi malzeme doğru tercihtir, hangisi hangisiyle birlikte nerede uygun kullanılabilir?

Hangi renk ve desen ihtiyaç duyulan fonksiyon için doğru tercihtir?

Teknik konuların dışında iç mimarın coğrafi, ekonomik, sosyal, kültürel, politik vs. bilgilere de erişmesi, bilmesi ve sahip olması gerekir.

Doğru tasarım doğru düşünmekten geçer.

Doğru ihtiyaç için, doğru tasarımları önerebilmesi için, mesleğin bekası ve gelişimi için iç mimar tasarımcılar gerek meslek gerek entelektüel anlamda kendilerini geliştirmek zorundadır.

İç mimarlar, ancak bilgiye sahip oldukları sürece mesleklerini hakkıyla yapabilecekleri gibi, bu süreçte mesleğin kontrolünü ellerinde tutmalarına yardımcı olacaktır.

İç mimarlık mesleğine ilişkin iktidar başka paydaşların elinde değil, kendi ellerinde olacaktır.

Bu basit ama kaçınılmaz gereklilik yıllardır süregelen, “Hakkımız yeniyor, önüne gelen iç mimarlık yapıyor, imza hakkımız yok” gibi haklı ancak basit birer serzenişin ötesine geçemeyen ve hiçbir kazanç sağlamayan duruşun değişmesini şikayet eden, yerini bilen ve mesleğinin kontrolünü elinde tutan güçlü iç mimarların ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Doğru tasarım, ülke ekonomisine doğrudan katkı yapar.

Doğru bilgiyi elinde tutan kuşkusuz ki iktidarın da sahibi olacaktır. Doğru bilgi ve tecrübeye sahip olmak iç mimarın öncelikli sorumlulukları arasındadır.

İç mimarlık mesleğine yapılan en büyük eleştirilerden birisi de derin ve kapsamlı bir tarih ve kavram yapısının eksikliğidir.

İç mimarlar, daha fazla zaman kaybetmeden gerekli bilgi birikimi ile bu açığı kapatmak ve mesleki güçlerini kendi kontrollerine almak mecburiyetindedir.

Hem dünyada hem ülkemizde mesleki tanımların ve sınırların disiplinler arası birçok tartışmaya esas olduğu bir ortamda doğru bilgiye erişimi her geçen gün büyütmek büyük önem taşımaktadır.

İç Mimar, insanı daima en ön planda düşünerek tasarımlarına başlamalıdır.

Bu sebeple insan ölçülerine göre tasarım yapılacağı için;

Sevgi, saygı ve sabır gibi muhteşem üçlünün, tasarım çalışmalarına katkısı inkâr edilemez.

Tasarım, iç mimarlığın bir uzmanlık alanıdır.

İç Mimar, tasarımcı gelişen teknolojiye, malzeme bilgisine, sadece proje önüne geldiğinde değil, sürekli olarak kendilerini yenilemeli ve geliştirmelidir, çünkü bu bir zorunluluktur.

Bu süreçte, deneyim, sabır anahtar kelimedir, deneyim kazanmanın başarılı olma yolunda zahmeti, sabır isteyen ama kaçınılmaz bir süreç olduğunu kabul etmeleri gerekir.

Ayrıca, tek başına yeteneğin çalışma disiplini olmadan bir iç mimarı çok fazla ileri götüreceğini düşünmemek gerekir.

Meslek onurunu koruyan, mesleki sorumluluk taşıyan, yeniliklere açık, malzemeler, takip eden, uygulama alanlarına ve detaylandırma konularına hâkim olunması, insan için tasarım, toplum için tasarım, herkes için tasarım, çevreye dayalı tasarım ekonomiye dayalı tasarım.

Meslek onurunu koruyan, mesleki sorumluluk taşıyan, böylece mekânsal sorunları çözen, insan ölçülerini unutmadan tasarım yapan stüdyolara ihtiyaç duyulmaktadır.

İç mimarlar, hiçbir zaman amatör ruhlarını kaybetmemeli.

İç mimarlar hiç unutmamalıdırlar ki, her yapılan tasarım bir deneyimdir.

Atölye, usta ilişkilerinde beraber çalışmak ve dayanışma içinde bulunmak projenin uygulanması ve başarılı olması için çok önemlidir.

İş sahibi ile diyalog ve görüşmeler mekânsal çözüm yapılabilmesi için, malzeme uyumunu unutmamak gerekir. Başarılı bir ilişkinin en temel kuralı karşı tarafı anlamaktır.

Proje ve tasarımları, uygulayacak usta ve atölyelerin dikkatli seçilmesi, onların görüşlerine değer verilmesi, saygı duyulması sorun yaşanmaması yönünden önemlidir.

İletişim bilindiği gibi aktarma ve algılamaktan oluşmaktadır. İnsan ve mekân iletişimi iç mekân tasarımında, tasarım süreci bazı evrelerden geçmektedir. Bunlardan biri de hatta ilki kullanıcı ile görüşmedir.

Yaşadığımız hayatın içinde, her şey her şeyle devamlı iletişim halinde olmaktadır.

İç mimarlık, yaşamın her noktasında yer alan bir olgudur.

İç mimarlar aynı zamanda, güzel konuşmalı, iletişimi becerebilmeli, çok okumalıdır, çünkü çağımız tam bir bilgi ve iletişim çağıdır.

İletişim teknolojisi o kadar hızlı değişim ve gelişim içinde ki; paket paket program yapılmakta, daha dün tasarımını yaptığımız mekân düzenlemesi unutuluyor, yeni tasarıma başlanıyor.

Bizim mesleğimizde, insan, yani mekânı kullanan bireylerle bu kadar ilgili bir meslek alanı olarak sunulan hizmetin değerinin yüksek tutulması önemli bir kavram olarak mesleğimizin önünde yer almaktadır.

Hangi hacim olursa olsun, tasarımı düşünülen mekân içindeki unsurlar, iç mimar tarafından çok dikkatli düşünülmeli, mekânı kullananların ruh durumlarını, neredeyse bütün günlerinin ilgili mekanlarda geçmesi muhtemel bireylerin zevkle çalışacakları ortamı yaratmak zorundadırlar.

İç mimarlık, insan davranış ve psikolojisi ile doğrudan ilintili bir meslek dalıdır.

İnsanların, kullanacakları iç mekanları tasarlarken insan için çalışma ortamı yaratılmaktadır, o halde iç mekân tasarlarken, ekonomik, ergonomik, işlevsel ve bütünü ile uyumlu bir projenin proje üzerinde bulunması gerekmektedir.

Yaratılan ve iletişimleri yakından takip eden, bilgi sahibi bireylerin çalışacağı mekanları tasarlıyor, iç mimarın bunu unutmaması önemlidir.

İç mimarlığın ana temel ilkeleri; yaratıcılık, uygulama ve yeniliktir.

İşlevsel, estetik, devamlılığı olan değerler üretmek ana amaç olmalıdır.

İnsan veya insanlar ne zaman toplu yaşam alanlarını kullanmaya başladılar, işte o tarihten itibaren de iç mimarlık mesleği oluşmaya başlamıştır.

Yaşamak ve onu devam ettirmek için, insanlar kendilerini iklimlerden etkilenmeyecek barınma mekanları yapmaya başlamışlardır. En eski meslek iç mimarlıktır.

İç mimarlık, bir tasarım mesleğidir.

Bina içinde yer alan mekanların hacim ve yüzeylerini değerlendiren bir boyutu içermesine karşın yapı sistemlerini, fiziksel çevre kontrolü, aydınlatma, ergonomi, ısıtma-havalandırma gibi mekân konforu konularında bilgi sahibi olması gerekmektedir.

Bu iç mimarlar için önemlidir. Projeye başlamadan önce, bina inşaatı ile ilgili tüm teknik bilgileri not etmelidir.

İç mimarlar daima kendilerini yenilemelidir, başarılı olmanın önemli bir parçası da iç mimarların önündeki projeye kendi ruhunu aktarmalarıdır. İyi ve kaliteli tasarımlar üretmek için, önce malzemelerin renk kompozisyonları armonisinin uyumlu olmasına dikkat edilmelidir.

İç mimarlığın en önemli unsurlarından birisi sabırlı olunması ve tasarımını yaptığı projedeki elemanlarını ekip çalışmasına dönüştürebilmesidir. Yani projenin uygulamasını yapacak atölyeleri ve ustaları dikkatli seçmelidir.

İç mimar, güzel yazmalı, ressam olmalı, tarih ve felsefe bilmeli, müzikten anlamalı, tıp ve hukuk bilmeli.

Bilindiği gibi bilgi; deneyim ve/veya eğitim yoluyla algılanarak, keşfedilerek veya öğrenilerek kazanılan kişilere, olaylara, bilişime açıklamalara veya becerilere ilişkin aşinalık, farkındalık veya anlayış olarak tariflenmektedir.

Bilgi, bir konuya ilişkin kuramsal veya uygulamalı anlayışa/zekaya aittir. Zaten bilgi, beceri ve vizyon sahibi olmakla her sorunun çözümü kolaylaşır.

İç mimar, hiçbir zaman kendine olan güvenini kaybetmemelidir. Meslektaşlarına, çevresine saygılı ve sabırlı davranmalı ve daima toplumun bir adım önünde olmalıdır.

Proje ve tasarımları yapılacak iş sahibinin, istekleri, görüşleri dikkate alınmalıdır. İç mimar iyi bir oyuncu, sosyal hayatın içinde, müzisyen, tıp ve hukuk bilgisi olan, tarihi (sanat) bilmeli.

İç mimarlar, uygulamasını yaptıkları işlerin tüm projelerin bir kopyasını arşivlesinler derim… Ha! Unutmadan

Daima serbest elle eskiz yapmalı…

İç mimarlık, mekân sorunlarına çağdaş ve ekonomik çözümler getiren meslektir.

Bilindiği gibi, iç mimarlık küçük ve büyük ölçekli bir proje ve tasarım problemine çözüm üretme işidir. Sonra fizibilite analizi yapılarak ön bütçe hazırlanır.

İç mekanları, güzel, işlevsel ve kullanıcıların duyusal ihtiyaçları karşılayan, tasarımcının estetik dokunuşlarıdır.

Günlük devamlılığın kavranması, müşteriye uygun bir proje geliştirilmesinin önemli unsurlarından birisidir.

İç mimarlık, insan davranış ve psikolojisi ile doğrudan ilintili olan bir meslek dalıdır.

Konut tasarımında iç mimar ve kullanıcının daha yakın iş birliğini gerektiren bir alandır.

Tasarımcı zaman içerisinde edindiği mesleki deneyimle sorunları çabuk geçerken, mesleğe yeni başlayan genç iç mimarların önünde aşılması gereken bir problemdir, “insan tanıma sanatı”.

Üç temel sistemimiz vardır; görsel, işitsel ve dokunsaldır.

İç mimar, toplumun daima bir adım önünde olan tasarımcıdır.

Temsil sistemlerinin farklılıkları da kişilerin seçimlerini etkilemektedir.

Bu verilerin bir tasarıma katılması tasarımcı için elzem kabul edilebilir.

Netice olarak, Uluslararası İç Mimarlar Federasyonu (IFI) iç mimarlar için iç mekanlar tasarım deklarasyonu bu kültür konusunda şöyle diyor: “Yaratıcı olarak, iç mimarlık ve iç mekân tasarımcılık işi kültürel bir üretim şeklidir.”

“İç mimarlar ve iç mekân tasarımcıları kültürel sermayeyi yorumlayan, dönüştüren ve düzenleyen mekân yaratıcılarıdır.”

“Küresel bir dünya düzeninde, iç mimarlar ve iç mekân tasarımcıları kültürel çeşitliliğin muhafaza edilmesini sağlayacak bir rol üstlenebilir.”

İç Mimar Muammer Narin

8 Mayıs 2019

Yazarın notu: Her İç Mimar ‘İç Mimarlar Odası’na kayıt olup kimliğini almalı.

Kaynakça

https://ifiworld.org/

Kapak Fotoğrafı: Muammer Narin, 5 Mayıs 2017, İç Mimarlar Odası Ankara Şubesi.

Leave a Reply